5. Bölüm

926 64 82
                                    

Hikayeye başlamadan oy verirseniz çok sevinirim!🌞

•••

"Meryem kalk, sofra hazır!" Annemin sesini duysam da gözlerimi açmamakta ısrarcıydım. "Abini çağırırım." Abimin gelmesinde umursamadan uykuma devam etmiştim. "Meryem, yarın oruç tutamazsın." En sonunda annemin haklılığı karşısında doğrulmuştum.

Küçüklüğümde sahura kalkamazdım, sabah uyandığımda ise annem tutturmazdı, bende sanki işe yarayacak gibi ağlardım.

"Kalktım işte!" Yorganımı omuzlarıma alıp ayağa kalktım ve giden annemin ardından bende ilerlemeye başladım.

Mutfağa girdiğimde herkesin bakışlarını üzerimde hissediyordum. Aldırmadan her zamanki yerime oturmuş ve gözlerimi kapatmıştım. "Meryem, hasta mısın yoksa kızım?" Babamın alnımdaki elini hissetmemle gözlerimi açmıştım.

"Uykum var." Birden esneme dürtüsü gelince sol elimi dudaklarıma örtmüştüm.

"Eşek, babam sana çikolata almış." Abimi umursamadan yorganın kapattığı omuzlarımı silkmiştim.

"Düzgün konuş, Ali. Hiç ağzına yakışıyor mu?" Annemin azarlayan sesine karşılık abim ses çıkartmadan çatalını salatalığa batırdı ve tek lokmada ağzına attı.

"Yusuf'un ve diğerlerinin size selamı var." Abimin Yusuf'a bilerek vurgu yaptığı bariz belliydi. Gözlerim açılırken yorganı tutan ellerimden birini bıraktım ve besmele çekip çatalımı elime aldım.

"Ve aleyküm selam, sende selam söyle. Var mıymış caminin bir ihtiyacı?" Babamın sorusuyla gözlerim abime değmişti. Canım abim, gözlerini benden çekemiyor.

Abim gözlerimi banden çekip babama dönmüştü. "Sormadım baba da, ben sana bir şey söyleyecektim. Daha fazla geç kalmak istemiyoruz." Dilan ablayla bugün düğün meselesini konuşmuş olacaklardı. Ne yazık ki, uykulu olsam bile, şu beynim çalışmaya devam ediyordu.

"Söyle bakalım, oğul." Annemde merakla yanımıza gelmiş ve sandalyesini çekip oturmuştu.

"Biz haftaya cuma sohbetli düğün yapmak istiyoruz. Çok ani olmuş olabilir ama ben daha fazla bekleyemedim. Uygun görmezseniz erteleriz elbet, ancak lüzumu yoksa yapalım." Bu acele neydi be abi!? Bir gün fazla kalsan evinde ölecek misin? Babamın kaşları çatılsa da yüzüne bir tebessüm yerleşmişti.

"Dilan ailesiyle konuşmuş mu oğlum?" Annemin sorusu üzerine abim başını aşağı yukarı sallamıştı. "Nasıl bulmuşlar bu fikri?"

Abim derin bir nefes aldı ve, "Babası başta 'ne bu acele' diye azarlamış ama sonrasında kabul etmiş." Dilan yengenin babası gibi hissetmiştim biran.

"O zaman bize de, bu karara uymak düşer. Hazırlıklara başlayalım." Babamda sanki bu anı bekliyordu! "Meryem, senin yok mu yavuklun?" Babamın bana yönelttiği soru afallamama sebep olurken ne diyeceğimi şaşırmıştım.

"Yok, yok babacığım. Eğer isteyen olursa öyle evlenirim." İyicene saçmaladım Meryem! Sanki Yusuf seni istemeye gelecek.

"Sende hemen postalayacaksın herhalde bey. İki çocuk biranda verilir mi hiç?" Annemin sitem eden sesine karşılık babam tebessüm etmişti.

"Ben kızımı istediğine veririm." Yusuf, gel beni iste!

"Baba, aslında kızını isteyen biri var. Bugün benimle konuştu." Abimin dediği şeyle herkesin bakışları ona dönmüştü. Şaka yapıyor desem yüzü ve sesi gayet ciddiydi.

"Kimmiş o kişi, Ali. Bizim niye haberimiz yok." Babamın sesi beni telaşe ederken ne yapacağımı şaşmıştım.

"Yusuf baba, annesi ve babası zorlarken ağzından kaçırmış Meryem'i. Banada uygun vakitte, yani Ramazan bayramından sonra buluşalım Meryem'de kabul ederse dedi." Ağzım bir karış açılırken kalbim yerinden çıkacakmışçasına atıyordu.

HelalimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin