GİRİŞ

280 17 6
                                    

Merhaba!
Şimdiden uyarmak istiyorum bu kitap psikolojik. Lütfen dikkat edin!
Ve keyifli okumalar. Umarım beğenirsiniz!

🎵Sezen Aksu: Belalım. 🎵

Bu hayat birinin nefesini keserken sadece onun değil, bekli başkasında nefesini kesmiştir.
O yüzden bu nefesi kesilen diğer herkese...

Zaman oyun gibidir. Ne zaman ne olacağı hiç belli olmuyor.

Yaptıkların hep istediğin gibi olmaz.
Bu altın bir kuraldır ki, kalbinin istediği ile o an olan her zaman aynı olmaz.

Mutluluğu kendi elinle var ettiğin gibi kendi ellerinle yokta edebilirsin. Bunu istesen de, istemesen de.

Kalbinin kendini mutsuzluğa ve gerçeğe alıştırmaya çalışması kadar zor bir şey var mı?

Bu gün her şey mahvoldu.

Bu gün biri ruhunu ölüme teslim ederken, diğeri ruhen, kalben ve zihinsel olarak öldü.

Bu gün bu oda da sadece bir ceset değil, iki ceset vardı. Çünkü biri yaşamak için artık nefes almayı keserken, diğeri ise kestiği nefesle aslında kendi nefesini kesmiş oldu.

Bu gün Leyla Alev Alkan kendi nefesini, onun nefesini keserek kesti.

Bu gün bu oda da sadece nefesi kesilen Ateş Adar olmadı.

Biri soluk boşluğundan vurulup nefes almazken, diğeri de nefes almayı unuttu.

Birinin almadığı nefes her ikisinin de nefesini kesti.

Alev sevdiği adamın başına silah dayayan adamlara baktı ve elindeki silahla, eli titreye titreye karşısında, sevdiği adamın başına silah dayayan adama ateş etti.

O birini öldürüp, nefesini kesti, evet. Ama o aldığı nefesi de aynı anda öldürdü.

Yere çöktü Alev. Tek bir çığlık bile çıkmadı ağzından. Tek bir yere odaklanmıştı ki o da, yerde kan ile yatmasına neden olduğu adamın soluk boşluğuydu. Vurduğu yerdi.

Gözleri artık bulanıklaşırken Ateş'in orası için ne dediğini hatırladı. O; 'Benim nefesimde burada. Burası sadece senin değil, benimde nefesimin olduğu yer. Bil ki bir gün sen nefes almayı bıraktığında, bende tıpkı buradan geçmeyecek nefes gibi nefes alamayacağım,' demişti Ateş, Alev'in soluk boşluğundan öperken.

Sonra oda da bir ses duyuldu. Bu bir ağıttı. Bir feryat, figandı.

Hayatı biten diğer kişinin sarsılarak "Hayır," diye attığı çığlıktı.

Günler günleri kovalarken Alev sessizliği kovaladı. Ama o gün bir şey oldu. Onu gördü.

Hayal miydi? Yoksa o penceresindeki adam gerçekten orada mıydı?

"Sana her şeyi anlatacağım ama gidelim," dedi, karşısında elini ona uzatan Ateş.

O an dünya Alev için durdu. Soluk boşluğunda bir şey yoktu. Bu da ne demekti?

Hayır o aklını kaybetmemişti. O karşısında ,sapasağlam duruyordu.
O yaşıyordu. Aldığı nefes, hayatı, kalbi yaşıyordu.

Ama unuttuğu bir şey vardı. Neden bunca zaman beklemişti?

Onunla beraber her dakika nefesi kesilirken neden?

Ama o ona uzatılan eli tutmadı, tutamadı.

Durdu Ateş. Sonra anlattı ama anlatıkları öyle şeylerdi ki sadece birinin değil, birden fazla kişinin ölümünü barındırıyordu.

Rehabilitasyon merkezinde bir seri katil vardı ve hedefi belliydi: Alev.

Ve onu bulana kadar herkes için o bir cellattı.

Onu bulunca bile devam edecekti belki ölümler ama bu ölümler neden vardı veya neden işleniyordu? Alev ile ne alakası vardı? İşte bunlar birer muamma.

Bilinen bir gerçek daha vardı.

Bu adamın her sözü birber ölüm urganıydı.

Ama unutulan çok şey vardı. Mesela:

Bu seri katil kimdi?

Herkesi niye öldürüyor?

Nasıl öldürüyor?

Kimse nasıl bir şey bilmiyor ve fark etmiyor?

Ama unutulan en önemli detay, Ateş neredeydi ve bütün bu şeyleri nereden biliyordu?

Her şey unutuluyordu bu gece ve sonraki gecelerde.

Çünkü zaman güveni kırmamak için bazen susar, susturur.

Bilgilendirme: kitapta cinayet ve psikoloji ağırlık gösterecektir.

Yayımlanma tarihi: 10 Ağustos 2023

SOLUK BOŞLUĞUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin