Tamamen hazır olduğuma emin olduktan sonra Bisco için hazırladığım çantayı ve Bisco'yu kucağıma alıp evden çıktım. Kapıyı kilitleyip binadan çıktığımda Riki'nin geldiğini görmüştüm. Oysa ona kafeye geçerken Bisco'yu benim bırakacağımı söylemiştim.
"Ben gelecektim ya sana, sen neden geldin?"
"Olsun, hem sen de yorulmamış olursun. Seni ben bırakmış olurum kafeye."
"Tamam öyle olsun."
Her ne kadar ona bakıp bakıp dokunamasam da, bu kadar yakınımdayken bir o kadar uzak olsa da bu duruma alışmıştım. Neden uzak davrandığına ya da neden hatırlamadığına dair hiçbir fikrim yoktu ama olmuyordu ki hatırlamıyorsa hatırlamıyordu işte. Zorlamaya gerek yoktu. Zorla olacaksa olmasın da zaten.
"O zaman sen önce beni kafeye bırak çünkü Bisco evde tek kalmayı sevmez. Yani bu da demek oluyor ki nereye çıkarsan çık Bisco'yu da yanında götürmek zorundasın."
"Tamam zaten yalnız çıkmazdım Bisco ile çıkardım ki o da hava alsın diye."
"Aferin bir şeyler öğreniyorsun."
Dediğime gülmüş ve kafeye sürmeye başlamıştı. Yüzüne güldüğüm halde aslında hiç mutlu olmayışım ona haksızlık sayılıyor muydu bilmiyorum ama ne olursa olsun mutlu olmayı başaramıyorum. Onsuz her şey yarım ve anlamsızdı.
"Heseung sana sesleniyorum duymuyor musun?"
"Ah, pardon dalmışım ne oldu?"
"Geldik kafeye"
"Anladım tamam ineyim ben o zaman Sunghoon da beklemesin"
"Heeseung sen iyi misin?"
" Evet evet iyiyim bir şey yok."
Tebessüm ile ona cevap vermiş ve arabadan inmiştim arka kapıyı açıp Bisco'yu kucağıma almış ve güzelce öpüp onunla vedalaşmıştım. Riki'ye her şeyin tamam olduğunu, gidebileceğini söylediğimde tereddütle bana bakmış, iyi olduğuma emin olmuş olacak ki, arabayı çalıştırıp gitmişti.
"Gerçekten hiçbir şeyi nasıl hatırlamıyorsun sevgilim?"
Ben sessizce kendi kendime mırıldanmış olsam da arkamdan gelen kişi beni duymuş ve devam etmişti.
"Hâlâ hatırlamıyor mu bir şey?"
Olumsuz anlamda başımı salladım Sunghoon her şeyi biliyordu. Yaklaşık iki buçuk yıl önce çok mutlu giden bir ilişkimizin olduğunu ama Riki'nin bir anda ortadan kaybolduğunu ve tekrar geri döndüğünde hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yaşamamışız gibi davrandığını... Her şeyi unuttuğunu biliyordu, çünkü bizzat tanık olmuştu aşkımıza.... Riki'nin bana bakışlarına, benim Riki'ye bakışlarıma..
O zamanlar Jake ile daha sevgili değilken sürekli bizim gibi bir ilişki dilediğini dile getirirdi. Oysa ortada ne bir ilişki kalmıştı ne de bana olan sevgisi... Neyse ki onun için kader iyiye gitmiş ve onlar Jake ile birbirlerini bulmuştu. Onlar da bizim gibi kendileri için doğru kişi olduklarını, hayatlarının aşkı olduklarını biliyorlardı. Tek temennim sonlarının bizim gibi olmaması ve Jake'in her zaman ne pahasına olursa olsun Sunghoon'un yanında olmasıydı.
"Heeseung biliyorsun seni rahatsız eden her şeyi bana anlatabilirsin. Kaç yıllık dostuz biz birbirimizin her anına şahit olduk seni üzen şeyleri kendi içinde yaşamanı asla istemiyorum."
"Biliyorum Sunghoon iyi düşüncelerin için de çok teşekkür ederim ama alıştım bu duruma artık eskisi kadar acıtmıyor. Yani en azından... o hiçbir şey hatırlamasa da ben onun iyi olduğunu ne hâlde olduğunu biliyorum, ne düşündüğünü ne hissettiğini... Kendimi rahat açabilen biri de değilim biliyorsun. Bu zamana kadar anlattıklarımı zor anlattım sana yine de deniyorum. İyileşmeye çalışıyorum."
"Anladım... Seni anlıyorum desem de asla senin gibi olamaz benim hissettiklerim, yaşamadan bilemem çünkü. Ama dediğin gibi iyileşmeni hatta beraber iyileşmenizi, birbirinize iyi geldiğiniz günleri görmeyi inan senden çok istiyorum."
"Bunu kalbimle hissediyorum zaten Sunghoon, çok sağ ol. Bunca zamandır yanımda bana iyi hissettirmeye çalıştığın için."
"Heeseung! Şaka yapıyor olmalısın değil mi? Bunun lafı mı olur Tanrı Aşkına? Sen o haldeyken ben günümü gün edemezdim ya."
"Tamam, kafeye geçelim hadi. Sende daha fazla vakit harcamadan sevgilinin yanına git."
Keyfimin yerine geldiğini anladığında o da gülümsemiş ve kafeye ilerlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak | Heeki
أدب الهواةO gün hep yanımda olacağına söz vermişti. Ne ben ne de o sonumuzun böyle olacağını bilemezdi. Beni hep koruyacağını, seveceğini, yanımda olacağını söylemişti. Öyle olmamıştı. Öyle olamamıştı.