Hava bayağı kararmış, Namjoon Koya ile çalışma yapıyordu. Yıldızların seyrinde yapılan antrenman gibisi yoktu onun için.
Jimin ormanın içinde bir şeylerle uğraşıyor, Taehyung da Namjoon'un sol tarafında kalan kayalık alanda ateş bükme çalışması yapıyordu. Taehyung daha bir gün öncesine kadar baygındı ve bunun nedenini kimseye açıklamamıştı da. Jeongguk ve Jimin üzüntülerinden dolayı onun uyandığını bile çok sonradan fark etmişlerdi. Jin sorsa da geçiştirmişti. Namjoon söylemeyeceğini bildiği için oralı olmamıştı.
Taehyung için bir nevi iyiydi bu durum, uyandığında başında kimse yoktu ve ‘nasıl açıklayacağım’ diye düşünmemişti. Direk konuyu açtırtmıyordu.
Ancak elbette bir şeyler olduğu belliydi. Nereden mi ? Taehyung'un ateşi her bir ateş yumruğu attığında farklı olarak çıkıyordu. Jimin bunu gördüğünde bir süreliğine anlamak için beklemişti. Renkleri saymıştı, siyahtan sonrasında ise saymayı bırakmıştı. Ona göre bu çocukta her zaman tuhaf bir şeyler vardı, sadece onlardan gizliyordu. Belki de haklı sebepleri olduğundan gizliyor diyip pek umursamıyordu.
Namjoon bu kadar çalışmanın ona ve oğluşuna yettiğini düşünmüş olacak ki, kamp ateşi için oğluşu ile hazırladıkları alana geçmişti. Sakin ve güçlü bir ateş yumruğu attığında, ateş harıl harıl yanmıştı.
Yüz metrelik çevresindeki herkesin duyabileceği kadar kuvvete sahip sesiyle bağırdı, Koya'yı ateşin kenarında harika olduğunu düşündüğü köşeye koyarken.
"Ateşi yaktım. Toplanın hadi!" Arkadaşlarına seslendikten sonra oğlu Koya ile taşırken çok zorlandıkları iri kütüklerden birine oturdu.
Önce hâlâ öfkeli öfkeli dolaşan Jimin bulduğu gölde denk geldiği bir hayvana söylenerek yanına geldi ve karşısına oturdu.
Zyphir ise miyavlama benzeri sesler çıkararak onun peşinden geliyordu, Namjoon onun Jimin'le alay ettiği düşüncesini es geçerek diğer taraftan gelen güzel şahsa odaklanmıştı.
Jeongguk, Jin'le beraber gelip kenardaki kütüğe oturduğunda, Taehyung da antrenmanını bitirmiş olacak ki yavaş yavaş, çevreyi kontrol ederek gelmiş, Namjoon'un yanına oturmuştu.
Gecenin karanlığını, ateşin kıvılcımları ve kırmızının bir çok tonu delip geçiyor, çevresindeki tüm organizmaları ısıtıyordu.
Jimin ninja yıldızlarından birini alıp, hepsine mors alfabesiyle bir şey anlatmıştı. Dışarıdan bakıldığında, sadece yıldızlarını bezle siliyor gibi duruyordu.
Anladıklarını farklı hareketlerle belirtmişlerdi, en sonunda Jin göz kırparak konuştu.
"Ne yapalım ? Canım sıkılıyor bir şey yapalım."
Taehyung bir öneride bulundu. "Tiyatro oyunları bulmaca yapalım. Sessiz anlatalım ses kullanmadan hareketlerle." Namjoon hemen bu fikri kabul edip ikişi ikili ekipler oluşturmayı ve hakemin Jimin olmasını önermişti.
Sesinin normalden iki ton daha derin olduğunu fark etmedi tabiki. Aslında kimse etmedi fark eden tek kişi Jeongguk'tu.İkisi göz göze geldikleri zaman Taehyung neler olacağını bildiğini sanıyordu. Her zaman göz göze geldiklerinde Jeongguk inat eder, ikisinin de inadının kazananı olmazdı. Biri onlarla konuşana kadar da sürerdi. Ama olmadı. Jeongguk ile göz göze geldiklerinde, Taehyung şaşırmıştı.
Jeongguk'un her zaman ki çehresinden farklı şekilde, gözleri dolu, burnu kıp kırmızıydı ve Taehyung'a çok harika bir şey görmüş gibi bakıyordu. Birkaç saniye sonra gözlerini utançla çekmişti Jeongguk. Taehyung daha da şaşırmıştı ve sırıtmıştı. Demek ki kirpi Jeongguk'un böyle tatlı sevimli tavşan hâlleri de vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Custodiae 🌊 🔥✓
أدب الهواةBir su bükücü ve ateş bükücünün yolu yamyam kampında kesişir. (。•̀ᴗ-)✧ Yazar X bxb Semetae Yan shipler; Yoonmin Namjin