Tatlı okumalar :)
🌺🌺
Telefonumda ne dosyanın fotoğrafları ne de bilinmeyen numara vardı hepsi silinmişti. Dün arşivde uyuya kalmıştım kalktığımda ise odamdaydım beni odama getiren Ayaz'dı hayal meyalde olsa beni yatağıma bıraktığını hatırlıyordum ama ondan sonrası yoktu. Telefonuma girip mesajlarımı ve fotoğrafları görmüş olmalıydı. Şifreyi nasıl buldu? Neden izinsiz telefonumu karıştırdı? Bunları sorgulamayacağım çünkü bir sebep ve cevap olmayacağımı biliyorum.
Hemen odaya geçtim, banyoda elimi yüzümü yıkamıştım ve odamdaydım o mesajları ve fotoğrafları gördüğüne göre bana karşı baya kızgın olmalı yada sinirli. Bilinmeyen numara bizim arşive girdiğimizi Ayaz'lar öğrenirlerse daha kötü olucağını söylemişti ama şimdi hem onu hemde onların bilgilerini kendi uğruma verdiğimi düşünücek, ben o fotoğrafları silecektim ama sonraya bırakmıştım. Keşke silseydim.
Ne yapıcağımı şimdi "Allah'ım yardım et yaa" diye fısıldadım. Telefonumu elime alıp saate baktım 06.30 daha çok erkendi uyuyor olabilirdi, sıkıntıyla derin bir nefes verdim pencereye yaklaşarak. En iyisi konuşmak olucaktı aynanın karşısına geçtim üstüme hızla yeşil şortlu tulumumu giydim.
Kıyafetimden çıkan gümüş yuvarlak pusulama baktım elimin ucuyla kolyeyle oynadım. Babam vermişti bu kolyeyi bana 7 yaşındaydım hiç kaybetmememi çıkarmamamı söylemişti, dediğini yaptım hiç çıkarmadım o günden sonra, Aklıma gelen anıyla gözlerim zincirli kolyeye takılı kaldı...
***
- 15 Ocak 2006"Çkolatamı versene" dedi yolda yürürken kardeşine bakan Açelya "Hayır ben yiyeceğim kendine başka al" dedi Poyraz elindeki çikolatayı Açelya'ya vermeyerek hızlı yürümeye başladı. Açelya ise küçük ayaklarıyla hızlı yürümeye çalışarak ona yetişti. "Ben çikolata yemek istiyorum" onları gülerek izleyen biri daha vardı Mete. Mete onların hem komşusuydu hemde okulda aynı sınıftalardı. doğumlarından itibaren beraberlerdi. Açelya montuna iyice sarıldı hava soğuktu kış ayındaydılar üçüde okuldan çıkmış eve gidiyorlardı, evleri ve okulları arasında mesafe az olduğu için yürüyorlardı genelde anneleri onları alırdı ama bugün annelerinin işi olduğu için kendi başlarına gidiyorlardı.
"Kızım git kendine çikolata al hep benim çikolatalarımı yiyorsun" Poyraz bu yükselişinde haklıydı Açelya kendi harçlıklarını çikolataya verirdi ama o da yetmiyormuş gibi Poyraz'ın ve Mete'nin aldığı çikolatalarınıda yerdi, Mete'nin çikolatasını yemişti şimdide Poyraz'ın çikolatasını yiyecekti, "Versene çikolatayı zaten biliyorsun Açelya Çikolatayı çok seviyor" Mete'nin cümlesiyle Poyraz ona ters ters baktı "Eğer sen çikolatanı dayanamayıp vermeseydin şimdi benim çikolatamı almak için uğraşmayacaktı" Mete Poyraz'ın sözüne sadece güldü.
Mete Açelya'ya pek kıyamıyordu tabi bunun Açelya'nın hep ağlarım tehditleri veya tatlı görünmeye çalışmalarıda katkı sağlıyordu. Mete, Açelya, Poyraz onlar oyun arkadaşlarıydılar Mete daha merhametli, sessiz, uslu bir çocuk olduğu için Açelya'nın onu ikna etmesi daha kolay oluyordu ama Poyraz'ı ikna etmesi baya zor oluyordu. Açelya'nın sırf bu çikolata aşkı yüzünden evde hiç çikolata eksik olmazdı. Eğer çikolata olmazsa yemek yemiyor ve odasından hiç çıkmıyordu, annesi ve babası çikolatayı bu kadar yemememesi için çok çabalamışlardı ama bütün çabalarına ramen kızları çikolataya karşı zaafını hiçbir zaman bırakmamıştı.
"Benim harçlığım bitti" Açelya gözlerini Poyraz'ın çikolatasına dikmişti Poyraz aslında Açelya'nın her yolu deneyip bir şekilde çikolatayı alıcağını biliyordu çünkü hep böyle oluyordu "Hayır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN İZİ
General FictionPsikiyatrist olmak isteyen Açelya uzmanlık eğitimi için mahkumların tedavi gördüğü bir hastaneye çalışmaya gider. mahkum hastanın ona duyduğu hisler... hastanedeki anormallikler... Hastalarda ki anormallikler... Her şey birbirini takip eder. Kara...