14. Bölüm

1K 123 27
                                    

🌺



Koridorda ilerlerken açılan asansöre hızlı adımlarla ilerleyip bindim. Asansörde burada tanıştığım bir kız, tanımadığım iki personel ve Ada vardı. Sabah kahvaltıdan sonra biraz çalışmıştım ama şimdi Ayaz'ın yanına gidicektim. Merakımı gidermeye ihtiyacım vardı. Anneme gönderilen fotoğrafları atmasını Itır'a söylemiştim ama mesajımı görmemişti. Artık hangi barda dolaşıyorsa?


Düşüncelerimden sıyrılırken yanımdakiler inmişti. Ada ve ben kalırken zemin katın düğmesine bastım "Orada ne yapıcaksın?"
Ada'ya döndüm "Ufak bir işim var" küçük bir açıklama ile cevap verdiğimde önüme dönmüştüm. "Sırada ki kart sende mi?" Ada'nın tedirgin sesi ile ona dönme ihtiyacı duydum "Bunu nereden çıkardın?" omuz silkti ürkekçe "Zemin kata inemeni buna yordum biraz" zemin kata inmemi neden bu kadar şaşırdığını anlayamasamda kapı açıldığında asansörden indim.

Boş koridorda ilerlerken elimi cebime attım ama elime gelen çikolata ile duraksadım. Arkamda duyduğum adım sesleri ile durdum "Açelya! Nereye? Cevap da vermedin" Ada peşimden geliyordu bu yüzden açıklama yaptım "Ada eğer kart sende olursa ve sen bunu birine söylersen bu oyun dışı unuttun mu? Bunun bir cezası olur. Lütfen kimseye söyleme ve sorma" onu uyarmak istedim. Sözlerimle gözlerinde pişmanlık geçti, bunu unutmuş olmalıydı öyle değil mi?


O kadar gergin bir andı ki söylediklerinin bazılarını unutmuştu belki de "Özür dilerim" pişmanlığını her zerremde hissedebiliyordum. Gözleri utançla yere çevrildiiğinde güldüm "Sakin ol Ada. Kart bende değil ve sende sakın unutma. Eğer kart sendeyse kimseye söyleme" uyarımla başını salladı. Önüne düşen bir tutam saçı ince parmaklarıyla çektiğinde bakışları koridora çevrildi.


Birkaç adım ileride bir kapı vardı ve biz bu oyuna o kapıdan girip odada bulunarak başlamıştık. "Neden mahzene gidiyorsun peki?" kaşlarımı çattım "Burada mahzen mi var?" bakışları koridordan bana çevrildi.


"Evet, burada boş birkaç oda dışında çoğunluğu mahzen kaplar. Ben ilk geldiğimizde her yeri merak ettiğim için gezip öğrenmiştim" bende dolaşmıştım ama eksik gezmiştim galiba. "Bana Ayaz'ın ceza aldığını ve bodrum katında olduğunu söylediler?" tereddütlü sorumla gözleri anlık saldırı yüzünden alnımda ki küçük ize gitti "Hayır o yapmadı. Sadece sormam gereken bazı sorular var" bakışları gözlerime indi "Evet Barlas ile buradalar. Ceza alanlar buraya getirilir" etrafıma baktım "Burada ne yapıyorlar ki?"



Alt dudağını dişinin arasına aldı "Sen galiba mahzen dedikleri yerin ne olduğunu bilmiyorsun?" teredütlü sorusu yüzüme bakan bakışları ile son buldu "Gel benimle Ayaz'ın yanına gidelim" önden giderken onu takip ettim. Beni ne beklediğini merak ediyordum.


Birkaç dönüşlerimizin ardından büyük demir bir kapı vardı kapıda ise iki güvenlik görevlisi duruyordu. "Burada ne yapıyorsunuz? Bodrum katına genelde giriş yapılmaz" bunu burada kimselerin olmamasından anlayabiliyorduk "Biz İçerideki hastalar için görevlendirildik. Durumlarını kontrol etmek istiyoruz" Ada'nın açıklaması ile adamlardan biri kapıyı açtı "Uzun durmayın lütfen" hâlâ ne olduğunu kavrayamazken Ada benim bileğimden tutup çekti.



Kapıdan geçtiğimizde ne ile karşılaşacağımı düşünmemiştim ama karşılaşmayı beklediğim yer burası değildi. Resmen hapishaneydi. Önümde uzun bir alan vardı. İki tarafta ise demir parmaklıklar içinde üçer tane olmak üzere altı tane hapis gibi küçük odalar vardı. Demir parmaklıklar ardında kimse olmazken ileride karşılıklı olan o hapishane demirlerini aratmayan yerde Ayaz ve Barlas vardı.



Büyük bir alandı, temiz ve bakımlı olması ekstraydı. Gerçi Ayaz pis bir yerde bulunamazdı ona iyi gelmezdi. Ayaz bir sandalyede otururken onun bulunduğu yerde sadace bir tane sandalye vardı. Barlas ise yerde oturuyordu. Ceza dedikleri bu muydu? Onları bir mahkum gibi hapislere kapatıyorlardı. Hem hastane hemde hapishaneydi bir nevi.


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GEÇMİŞİN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin