3.bölüm

60 7 0
                                    

"Baba yapma lütfen yapma" diye yalvarıyordum. Babam duyuyor ama asla umursamıyodu. "Baba yeter lütfen vurma" diye yalvardım bir kez daha. Benim attığım sessiz çığlıkları duyan kimse yoktu. Duysalar umursarlar mıydı? Bana yardım edecek bir kişi bile yoktu. Yada ben tanımıyordum daha. Bodrum katındaydık elindeki kemerle sırtıma ve ruhuma izler bırakıyordu. Anne yardım et... Diye ağlamaya başladım ilk defa annem sesimi duymuştu. Annem gelmişti ama babamı durdurmuyordu. Sadece bizi izliyodu. Annem neden bana yardım etmiyodu ki? Annem beni sevmiyor muydu?
"Anne babam canımı acıtıyor."
-"Senin canın yanmaz ki kızım."dedi annem. Benim canımı sadece babam ve yaptıkları acıtabilirdi. Daha çok ağlamaya başlamıştım.
-"Anne kurtar beni n'olur "  Yalvarmaya başlamıştım ama annem beni umursamıyordu.
-"Sen başının çaresine bakarsın. "
-"İstemiyorum anne , bana dokunmasını istemiyorum... "
"Yağmur uyan" dedi bir nefes. Sesi vardı ama kendisi yoktu.
-"Kurtar beni lütfen"diye yalvarmaya başladım nefese.
-"Uyanman lazım"dedi nefes. Ben uyumuyodum ki. Nasıl uyanacaktım?
-"Babamdan çok korkuyorum"
-"Tamam geçti. "
-"Hayır geçmedi geçmiyo geçmeyecek... "
-"Geçecek" dedi nefes. O kadar emin söylemişti ki inanmak istiyordum.
-"Ya geçmezse?" Karanlık dağılmaya başladı. İlk gördüğüm Mert'in endişeli yüzüydü. "Kafamı kaldırdım ve doğrulup Mert'e sarıldım. Bunu neden yapmıştım? Mert hiçbir tepki vermiyordu. İkinci kez bana birisinin sımsıkı sarılmasını istedim ama sarılmadı. Mert'ten ayrıldığımda koyu kahve gözleri gözlerime buruk bir tebessümle bakıyordu.

Akşam olmuştu banyoya geçip kısalmış olan saçlarıma bakmaya başladım. Dolapta bulduğum rastgele bir ruju solmuş ve patlamış olan dudağıma sürdüm. Üzerimde hâlâ mavi t-shirt vardı. Banyodan çıktım ve mutfak olduğunu düşündüğüm Ayça ve Mert'in sesinin geldiği yöne ilerledim. Mert'in karşısındaki sandalyeyi çektim ve oturdum. Benimle ilgili konuşuyolardı ama anlamıyodum. Kaşlarımı çatmış Ayça'ya bakıyordum.

Ayça ayağa kalktı ve bana olduğunu düşündüğüm çay bardağını masaya koydu. Mert beni dikkatli bir şekilde izliyor ara ara da saçlarıma bakıyordu. Yirmi dakika hiçkimsenin ağzını bıçak açmamıştı. Yaşananlar kolay değildi ve beni bu evde tutmak zorunda değillerdi. Yavaş hareketlerle çayımı içmeye başladığım sırada Mert'in telefonu çaldı, ayağa kalktı ,balkona çıktı. Ayça da elindeki cep boy kitabı okuyordu. Mert içeri girdi, mutfaktan çıktı ve on dakika sonra üzerinde siyah takım elbise ile yanımıza geldi.

Oldukça şık duruyodu nereye gittiğini merak ediyordum. Ama benim bu soruyu sormaya hakkım yoktu. Bu yüzden ağzımı açmadan önüme döndüm.
-"Ben çıkıyorum üç saatlik işim var, herhangi bir şey olursa ararsın." Dedi ve dışarı çıktı.

3saat sonra.

Kapı çaldı. Ayça duş aldığı için kapıyı benim açmam lazımdı. Kapıyı açtım ve geri kapatmak için hamle yaptım çünkü karşımda babam vardı. Burayı nereden bulmuştu. Bir dakika babam da beni gördüğüne oldukça şaşırmıştı. Ayağını kapının önüne koydu ve kapanmasını engelledi. Mert nerdeydi? Babam neden burdaydı? Babama bakıp sesli bir şekilde yutkunduktan sonra gözlerim dolmuştu. İçeri girdi ve kapıyı sert bir şekilde kapattı.
-"Demek gün boyu buradaydıın. Ne işin vardı burda? "
-"Baba ben-"
-"Soruma cevap ver! "diye bağırdığında korkmuş ve yerimden sıçramıştım. Nefesim kesiliyo ve her an bana saldıracak mış gibi korkarak geri geri adım atıyordum. Kapı tekrar tıklatıldı ama babam aldırış etmedi. Tüm odağı bendim. Kapı açıldı ve içeri Mert girdi.
Babama döndü ismini nereden bildiğini bilmiyorum ama gayet sakin bir şekilde,
-"Ne işin var burda Kaan? Sana yarın gelmeni ve parayı da yarın getirmeni söylemiştim." dedi. Babam kaşlarını çatmış bi bana bi Mert'e bakıyodu.
Mert babama, "Bi sorun mu var? " diye sordu.
-"Yok yok hayır efendim , herşey tamam sadece emaneti getirmiştim. "dedi ve cebinden çıkarttığı küçük bir dinleme cihazını Mert'e uzattı. Mert uzanıp cihazı aldı ve gitmesi için kapıya kadar eşlik etti. Babam son kez bana bakıp gittiğinde Mert kapıyı kapattı ve bana baktı.
-" N'oldu o admı tanıyo musun? "
-"Evet"dediğimde kaşları çatıldı.
-"Nerden tanıyosun, sanadamı paket sattı?" diye sordu. Babamın böyle işler çevirdiğini anlamak hiç de zor değildi.
Şaşırmamıştım.
-"Hayır o benim babam."dedim. Mert inanamayarak bana bakıyordu. Eğer az önce o gelememiş olsaydı babam beni belkide çoktan öldürmüştü. Beni ne zaman kendine çekip sarıldığını ve benim ne zaman hüngür hüngür ağlamaya başladığımı bilmiyordum. Ben de ona sarıldım.
-"Neden bana daha önce onun Kaan olduğunu söylemedin? "diye sordu. Zaten yüzünde de merak eder bi ifade vardı.
-" Sormadın"
-"Efendim"
-"Sormadın ki" Doğru söylüyordum. Sorsaydı söylerdim. İkimiz birlikte koltuğa oturduğumuz da Ayça da gelmişti. Elinde laptop da vardı ve Mert'e birşey anlatmak ister gibi bakıyodu. Dört saniye sonra Mert bana döndü , "Şu olayları en başından anlat. " dedi. Sanırım babamdan bahsediyordu. Derin bir nefes aldım ve anlatmaya başladım.
-"Annem Nur ve babam Kaan. Annem bir gazinoda şarkıcıydı. Babamda kumarhanede çalışıyordu. Ben daha küçüktüm annem artık katlanamadığını ve gazinoda çalışmak istemediğini söyledi. Babam o gün her zaman olduğu gibi alkol almıştı. Annemle kavga etmeye başladılar. " Derin bir nefes aldım ve devam ettim. "Annem babama sesini yükselttiği için babam çok sinirlenmişti. Hızla mutfağa ilerledi elindeki bıçakla birlikte annemin üzerine yürüdü. Annem ona durması için bağırıyodu. Ben de masanın altına saklanmış sessiz sessiz ağlıyodum. Annem babamın elindeki bıçağı almaya çalıştı. Babam bira şişelerinden birisi aldı ve annemin kafasına vurdu. Annem artık bağırmadığı için sevinmiştim. Babam elindeki bıçağı yere fırlattı ve koşarak evden çıktı. Babam gittiği için annemin yanına oturdum ve ona sarıldım. Annem uyuyor zannedip uyandırmak istememiştim. Kafası kanıyordu ama zaten her gün her yerimiz kanadığı için alışmış ve sadece annemin üzerini örtmüştüm. Ben de annemin yanına uzandım ve babamın tekrar gelmemesi için kapıyı kilitledim. Annem çok üşümüştü. Hasta olduğunu düşünüp ona ilaç çantasını getirdim ama uyanmadı. Acıktığımı söyledim yine uyanmadı. Artık söylediklerime cevap vermiyodu. Belkide bana küsmüştür diyerek yan komşumuz canan teyzeyi aramıştım. Canan teyze altmış yaşlarında bir kadındı. Telefonu açıp olanları anlattığımda hemen bize gelmişti ve beni kendi evlerine götürüp polisi aramıştı. Ben o günden sonra annemi hiç görmedim. " dedim ve gözümden akan yaşları serbest bıraktım. "Babam on yıl hapis cezası aldı. Cezasını çektikten sonra beni buldu ve yanına aldı. O günden beri bana işkence çektiriyor. " diyerek acı dolu bir gülümseme sundum. "Az önce eğer gelmeseydin ben çoktan ölmüştüm." dedim Mert'e dönerek. Gülümsedi ve Ayça ya baktı. Ayça da aynı şekilde gülümsemişti. Mert'in kaç yaşında olduğunu bilmiyordum. Ama onda hissettiğim abi sıcaklığını daha önce hiç kimsede hissetmemiştim. Büyük ihtimalle benden büyüktü. Benim hiç ağabeyim olmamıştı. Bundan dolayı aile ortamını da bilmiyordum. Ben yirmi bir yaşındaydım.
-"Kaç yaşındasın" diye sordum dan diye.
-"Senden sekiz yaş büyüğüm." dedi ve gülümsedi. Mert yirmi dokuz yaşındaydı ve benim bu şartlarda ona ağabey demem lazımdı.
-"Peki ağabeyciğim"dedim sevimli tutmaya çalıştığım bir ses tonuyla. Ayça ona hiç ağabey dememişti şimdiye kadar. 
Elimi telefona uzattığımda çay devrildi ve üzerime döküldü. Endişeyle ayağa fırladığımda koşarak banyoya ilerledim. Ayça da yanıma geldi ve bana yardımcı oldu.
Banyoda işimizi bitirdiğimizde mutfağa gittik. Mert balkonda sigara içiyordu. Bizi görünce sigarasını söndürdü ve yanımıza geldi.
-"Dolapta yanık kremi vardı sürdünüz mü? diye sordu.
-"Evet Mert abi sürdük. " dedim. Mert deme gereğini neden hissetmiştim bilmiyorum ama bundan sonra da öyle diyecektim.

Bir saat sonra

Uyumak için ilk günkü kaldığım ve misafir odası olduğunu düşündüğüm yere doğru ilerliyorum. Koridor duvarında asılı olan fotoğraf dikkatimi çekti. Mert abi ve yanında çok güzel bir kadın vardı. Birbirlerine gülümseyerek bakıyorlardı. Sanırım Mert abinin bir ilişkisi vardı. Resmin köşesinde Nisa&Mert yazıyodu. Doğru tahmin. Kadına uzun uzun baktım çünkü yüzü çok tanıdık ve bir o kadar da yabancı geliyordu. Yarın düşünürüm diye aklıma not aldıktan sonra yatağa girdim. Kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Sessiz GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin