strange days

172 17 125
                                    

Genç kız günlüğünü doldurmayı bitirdiğinde,daha doğrusu düşüncelerini yazıyordu sadece,bu sefer her zaman yaptığı gibi çekmecesine kaldırmamıştı defterini. Genelde katı kurallar koyardı kendine. Düzenin olması gerektiğine inanırdı ama bugün içinden hiç gelmemişti. Gerçi kaldırmasa bile kim görecekti ki ? Oda arkadaşlarının hepsi her zamanki gibi dışarıdaydı. Nerede olduklarını bilmek mümkün mü ki? Onu rahatsız eden düşüncelerini bir deftere dökmek odadakilerden birinin fikriydi sonuçta. Başta Margaret itiraz etmişti bu fikre ama en fazla ne kaybedebilirdi, değil mi ?

Her şeyin başlangıcını düşündüğünde kendi kendine acı acı gülmeden edemedi Margaret. Her şeyin bu noktaya gelmesi zaten yeterince saçmaydı ama o gün daha da bir saçmaydı sanki diye geçirdi aklının bir köşesinden. O zamanki hali bunu tahmin edemezdi tabi.

"Her şey o saçma yarışma ile başladı sahi değil mi?" dedi kendi kendine.

***
Margaret sırasında oturmuş teneffüste test çözüyordu. 1 hafta sonra fizik sınavı vardı, ki en nefret ettiği derslerden biriydi, ortalamasını yükseltmeye çabalıyordu. Okuldaki potansiyeli en yüksek öğrencilerden biriydi. Okul birinciliğine oynuyor dersek abartmış olmayız. Anlayacağınız üzere çalışkan biriydi ama sadece çalışkan değildi. Gerçi onun için sınava çalışmamak gibi bir seçenek olmamıştı hiçbir zaman. Çalışmadığı zaman içi rahat etmezdi. Notları hayatındaki en büyük önceliğiydi.

Yaşıtlarına göre daha az bir çocukluk geçirmişti. Kendini bildi bileli hep hırslı biriydi, kaybetmekten nefret ederdi. Yanlış anlaşılmasın şimdi hırslı denilince, kendisinin adalet ve hak konusunda çok titiz birisi. Hiçbir zaman kimseye itiraf atma gibi bir olayı olmadı. Sadece kendinin farkındaydı ve ona göre davranıyordu. Ama bilirsiniz

eğer insanların genelinden farklıysanız genelde sevilmezsiniz.

Ya kıskanılırsınız ya da sizinle uğraşmak için ellerinden geleni yaparlar. Margaret da karşılığını vermekten çekinmezdi. Bu yüzden ilkokul öğretmeninden kendince haksız olan bir azar yemişti, karşı taraf müdür yardımcısının çocuğuydu kendisi sıradan bir velinin öğrencisi. Ailesine durumu anlattığında babası okula öğretmeniyle konuşmaya gelmişti. O zaman öğretmen durumu biraz çarpıtmıştı tabi. Yine de mesele bir şekilde hallolmuştu.

Her neyse, tam da Margaret denemede yanlış yaptığı konuyu sınavda da yanlış yapmamak için büyük bir çaba sarf ederken sınıf nöbetçisi içeriye girdi. Margaret, kafasını çevirme zahmetine bile girmedi. Çağırılması için bir sebep yoktu ya da en azından öyle sanıyordu.
Nöbetçi elindeki kağıda tekrar baktı , emin olmak istiyordu. Biraz utangaç biri gibi gözüküyordu. Aslında Margaret'ın gözü bu kızı bir yerlerden ısırıyordu ama o anda anımsayamadı.

Nöbetçi en sonunda
"Margaret Mitchell bu sınıfta mı acaba ? Müdür kendisini çağırıyor da." dedi sakin bir ses tonuyla.

Margaret şaşırmıştı doğal olarak ama pek çaktırmamaya çalıştı. Nöbetçiye döndü.

"Evet , buradayım. Neden çağırdığını öğrenebilir miyim? "

"Benim de bu konuda bir bilgim yok, birkaç kişiyi daha çağıracağım fakat acele olduğunu söyledi , hemen gitseniz iyi olur." diye yanıtladı nöbetçi kız.

Kendi kendine içinden "Ne oldu ki acaba şimdi birden bire , neyse gidelim öğrenelim ne istiyor." diye söylenirken nöbetçi çoktan gitmişti bile. En sonunda kapıyı tıklattı ve müdürün odasına girdi. Doğruyu söylemek gerekirse Margaret , görmeyi hiç beklemediği birini de müdürün odasında görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Müdür telefonda konuşmaya devam ederken Margaret'a "oturabilirsin" der gibi koltuğu gösterdi. Kız da üstelemedi. Edgar'ın yanına oturdu.

street lamp | hawmitch Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin