Margaret toplanma alanına geldiğinde, ödül olarak gidecekleri gezi için, daha belirlenen zamana yaklaşık olarak bir saat vardı. Biraz erken gelmişti, buluşma noktasına onu babası bırakmıştı ve işi nedeniyle de çok kalamamıştı. Organizatörler tarafından belirlenen binanın önüne geldiğinde tanıdık olarak kimseler yoktu henüz ortalıkta.
Biraz vakit geçtikten sonra Edgar'a ne zaman geleceğini sordu ve aldığı yanıt ''Birkaç dakikaya oradayım!'' oldu. Eh, o kadar da bekleyebilirdi sıkıntı değildi. Aradan birkaç dakika geçtikten sonra birkaç kişi daha gelmişti. Birinci olan takım olduğunu anlaması uzun sürmedi.
Sarı saçlı çocuk,boyca en uzun olanıydı,diğer arkadaşlarını gezi hakkında hem bilgi veriyor hem de uyarıyordu ki,uyarıyı sadece kahveli olana yapıyor gibi gözüküyordu,yeşilli olan ise dinliyormuş gibi yapıyordu ama dinlemediği belli oluyordu. Gerçi sarı saçlı,gözlüklü olan bunun pek de farkında gibi durmuyordu. Kahverengi saçlı ise her fırsatta ötekine sataşıyordu.
''Hadi ama Kunikida, sonuçta buraya eğlenmek için gelmedik mi? Sense tur rehberi gibi davranıyorsun. Rahatlasana biraz, bu fırsatı her zaman bulamayız !'' diyerek adının Kunikida olduğunu anladığı çocuğun sırtını sıvazlıyordu.
''Eğer okul gezilerine gelmeni yasaklattıracak hareketler yapmasaydın fırsatın da olurdu Dazai.'' diye yanıtladı bir yandan da gözlerini devirerek. ''Fazla bilgiden zarar gelmez, değil mi Ranpo?''
Yeşilli olan kendi adını duyunca birden dalmış olduğu düşüncelerinden çıktı ve kahverengiliye bakarak ''En azından bugün yapma Dazai, Kunikida yeterince çekiyor senden zaten.'' dedi ve gülümsedi. Gülerken gözleri gözükmüyordu bile,bu da bir çeşit samimiyet hissettiriyordu.
''Edgar ile yarışma günü ne konuştular acaba?'' diye düşündü. Tam da o sırada Edgar'ın kendisine el salladığını gördü. Karşılık vereceği sırada Ranpo, Edgar'a doğru koşuyordu neşeyle koşuyordu. Edgar da bir Ranpo'ya bir Margaret'a bakarken Edgar'ın telefonuna bir mesaj geldi, Margaret'tandı.
margaret: Benlik bir sorun yok kafan bende kalmasın , bugün eğlenmene bak. Bu arada yarışma günündeki konuşmanız güzel geçmiş gibi duruyor :)
O an Edgar bir yandan Ranpo'nun heyecanlı heyecanlı anlattığı bir olayı dinlemeye çalışıyordu o yüzden cevap yazamadı ama yüzündeki minnettarlığı yüzünden okunuyordu. Margaret kendini bir anlığına gülümserken buldu ve o sırada ön taraftan bir ses duydu.
''Böyle nadir bir anı yakaladığıma inanamıyorum.'' gelen kişi Nathaniel'dı. ''Gülümsemenden bahsediyorum.'' deyip Margaret'a gülümseyerek baktı. Margaret'ın şaşırmış yüzünü hayal edebiliyordu. Gerçi Margaret'ın yanıtı onun beklemediği türdendi ama daha iyi olduğu kesindi.
Nathaniel'ı okulda arkadaşlarının yanında gülerken birkaç kez görmüşlüğü vardı Margaret'ın ama bu seferkinde başka bir şey vardı. Gözlerinin içi de gülüyor gibi geldi ona. Sabah saatleriydi ama gözleri sıcaklıkta parlıyordu. Bu gülüş , Margaret'ın içini güneşin o an yapabileceğinden daha fazla ısıttı.
''Bence şuan ödeşmiş olduk, sen de gülüyorsun farkında değil misin yoksa ?'' dedi Margaret başını biraz daha öne eğip Nathaniel'a bakarak. İkisinin de üzerinde birbirine bulaşan pozitif bir hava hakimdi ilk defa. Ne rekabet, ne gariplikti. Bu seferki gerçekten samimiydi.
En sonunda görevliler de geldi ve farklı bölgelerden gelen öğrenciler toplanma bölgesine geldi. Rehberlerin tur hakkında bilgilendirmelerini dinlediler , daha sonra da yavaş yavaş otobüse yerleştiler. Edgar ile Ranpo beraber oturmuş; Edgar yeni yazdığı gizem romanını Ranpo'ya anlatıyor, Ranpo da onu dikkatle dinleyip çözmeye çalışıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
street lamp | hawmitch
Rastgele"Yıllar sonra yine senle ben bir sokak lambasının altındayız , halimize bir bak. Başka bir şehir ve bambaşka bir biz , Bu işi cidden becerebilecek miyiz ?" margaret mitchell x nathaniel hawthorne academic rivals to lovers bsd