over and over

43 8 9
                                    

Günümüz

Akşam vakitleri , neredeyse kampüsteki tüm marketlerin kapanma saati, aniden gelen bir farkındalıkla odanın ihtiyaçlarını beraber alıp gelen dört kız neredeyse yurda vardıklarında nefes nefese kalmışlardı. Maalesef ki büyük bir bayırı çıkmak zorunda kalmışlardı.

Sonbaharın güzelliği kampüse de yansımış, sararan yaprakların kimi yerde merdivenlerden gelip geçene göz kırparken kimisi de hâlâ yer çekimine karşı mücadele eder gibi inat ediyor , esen rüzgara karşı çıkıyorlardı.

Ellerinde poşetlerle soluklanmaya karar verdikleri sırada bir daha bu manzarayı kolay kolay göremeyeceğine karar veren Margaret , ellerindeki poşetleri şimdilik bir kenara bırakmış telefonuyla manzaranın fotoğrafını çekmeye çabalıyordu. Diğerlerinin hareketlendiğini görünce

''Beni beklemeyin iki dakikaya size yetişirim !'' diye bağırdı Margaret.

'Peki ama çok da geçe kalma bu saatte.'' diye seslendi mor kısa saçlı kız. Margaret'ın üç oda arkadaşından biriydi kendisi.

İki-üç dakika sonunda içine sinen bir fotoğraf çekmeyi başarıp hafif bir gülümsemeden sonra poşetleri eline alıp oda arkadaşlarına yetişmeyi başarmıştı. Merdivenler hem dar hem de biraz eskiydi. Bir gün bu merdivenleri inip çıkarken düşmekten korkuyordu ama korktuğu başına gelmemişti şükür ki.

Odaya vardıklarında hepsi yorulmuştu, aldıkları eşyaları yerleştirdikten sonra hepsi oturmuş sohbet etmeye başlamışlardı. Tanışalı daha sadece bir ay olmuştu ancak oda arkadaşlarıyla hiçbir sorunu yoktu Margaret'ın. Dört kızın da kişilikleri birbirinden farklıydı ama bir şekilde alışıyorlardı birbirlerine.

Biraz oda arkadaşlarını tanıtmaya başlamam gerekiyor , o kadar bölümden sonra 'biz' değil ben diye bahsediyorum kendimden samimiyetimize dayanarak. O zaman ilk olarak Margaret'a geç kalmamasını söyleyen kişiyle başlamayı tercih ederim.

Kendisi Yosano Akiko , odanın en büyüğü. Böyle dediğime de bakmayın, bir yaş var aralarında sadece. Kendisi ilk senesinde de çoğu kişiye kıyasla iyi bir sıralama yapmış ama tıp istediği için mezuna bırakmış. Şuan ülkenin en iyi tıp fakültelerinin birinde. Güçlü bir kişiliği var ve genelde sakin birisi ama tersine denk düşmemenizi tavsiye ederim.

İkinci olarak Lucy M. Montgomery , odanın en küçüğü. Ona baktığınızda dikkat çeken ilk şey yeşil gözleri ve kızıl saçları olur. Okula bir sene erken gönderilmiş o yüzden şuan bu odada kendisi. Biraz nasıl desem... çarpık bir kişiliği var. Dışarıdan ilk bakıldığında kaba ve kibirli biri gibi duruyor ancak onunla aynı odada yaşarsanız fark edeceğiniz şey aslında bunu gerçek kişiliğini saklamak için yaptığını anlayabilirsiniz. Kendisi Edebiyat Öğretmenliği öğrencisi.

Son kişiye gelirsek Ichiyo Higuchi , Margaret ile yaşıtlar. Sarı saçlı ve genelde dağınık topuz şeklinde toplar. Oda arkadaşlarına karşı son derece sevecen ve yardımseverdir biraz da hassas bir kişiliği var. Kimya öğrencisi. Ayrıca ek olarak dillere çok büyük merakı var.

Herkesin ne öğrencisi olduğundan bahsedip Margaret'ın ne okuduğundan bahsetmedim farkındayım. Şuanda diyeceklerime belki şaşırabilirsiniz ama kendisi hukuk seçti. Açıkçası kendisini bildi bileli istediği bir meslek bu muydu derseniz hayır ama tercih dönemine geldiğinde en uygun olanın bu olduğuna karar verdi. Onun içine sindikten sonra da başkasının ne düşündüğünün pek bir önemi de yoktu.

Sohbet saatleri günün favori kısımlarından biriydi, bu sayede farklı yaşam tarzları görmek de mümkündü. Sohbet etmeye başladıkları sırada Yosano lafa girdi

street lamp | hawmitch Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin