"Karaca Abi sen neden bizimle oynamıyorsun?" dedi Berat dudak sarkıtıp arkasında diğer küçük erkek kuzenlerimle beni seyrederken.
Elimdeki Barbie bebeğin saçlarını örerken cevap verebilmek için dudaklarımdaki lastiği çıkardım.
"Ne bileyim, kafamda kurduğum şeyleri bebeklerle canlandırmak hoşuma gidiyor."
"Kıskanmasana it! Defol! Defolun!"
Rojin bağırarak ayağa kalktı. Yan tarafta duran uzun sopasını onlara savurdu. Birkaç kez çocuklardan birine isabet ettirmiş, konakta kavga çıkarttırmış hatta Baran'ın bile kendisine kızmasına sebep olmuştu ancak yine de bırakmıyordu.
Ben abilerinden öyle gördüğü için olduğunu düşünüyordum. Bir abisi hapiste, diğeri de dedem tarafından sürgündeydi. Kan davası, miras kavgası gibi meseleler bizde olmasa da akrabalarımızda çok olurdu. Rojin de böyle bir ortamda bulunduğundan kendisini rahatsız eden bir şeylere karşı önce bağırıyor sonra saldırıyordu.
Biraz fazla saldırgan olduğu için diğer kız kuzenleri de onu dışlıyordu bazen. Şimdi olduğu gibi. Onlar yukarıda gülüşerek bebekleriyle oynarken o aşağıda oturmuş onları izliyordu. Ona çok üzülüyordum.
"Yapma bebeğim. Gel otur. Berat hadi siz oynayın." dedim yanağından öperek.
Erkek çocuklarını yanımızdan gönderdikten sonra Rojin'i dizlerimin dibine oturttum. Çok güzel bir kızdı ve bunu onu sevdiğim için söylemiyordum. Gerçekten çok çok güzeldi. Saçlarını geriye ittirdim. Yanağından bir kez daha öptüm.
"Rojin bu sopayı seninle beraber yakalım mı?"
Gözleri büyüdü.
"Olmaz! Yoksa ben nasıl eğlenirim?"Güldüm.
"Senin eğlenmek için sopaya ihtiyacın yok ki akıllım. Çok zeki bir kızsın sen eğlenecek bir şeyler bulursun.""Hayır istemiyorum."
"Ama o sopa birilerine zarar veriyor."
Omuz silkti. Uzanıp ellerini tuttum.
Yere serdiğimiz halının üstünde bir gölge hissedince başımızı aynı anda havaya kaldırdık. Baran bize gülümsüyordu.
"Baran Abi!" deyip sarıldı Rojin.
Baran yanağından sıkıca öptü.
"Abisinin bir tanesi. Nasılsın güzeller güzelim?"Fazla mı sapıkça bir düşünceydi kestiremiyordum ancak aklıma sürekli bana da öyle seslendiğinin hayali geliyordu ve ne zaman bunu düşünsem mutluluk tüm bedenimi sarıyordu.
"İyi." deyip omuz silkti.
Yere oturdu.
"Ne işin var burada?" dedim kaşlarımı çatarak.
"Baban birkaç dosyayı odasında unutmuş."
Cevap vermedim. Aklım hâlâ düğün gecesi ve sonrasındaydı. Acaba hiç konuşmuşlar mıydı? Konuştularsa muhabbetleri nasıldı.
Az önceki sohbetimizi duymuş olacak ki Rojin'in sopasını eline aldı.
"Bunu atalım mı gülüm? Ben sana ışın kılıcı alırım."Rojin sopasına baktı.
"O ne?""Işıklı uzun bir sopa." dedim.
Birkaç saniye düşündü.
"Tamam! Söz ver!""Söz!" dedi Baran gülümseyerek.
İçimden güzelliğine ağlamak geliyordu. Öyle güzel bir adamdı ki her zerrem her zerresine ayrı ayrı meftundu.
"Anneme söylemeye gideceğim!" deyip hızla ayağa kalktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazende (bxb)
Teen FictionYıllardır beni kardeşi yerine koymuş bir adamda takılı kalacak kadar aşıktım. NOT: Hikaye eşcinsel evliliklerin gerçekleşebildiği bir zaman diliminde geçmektedir.