yirmi dört

11.6K 929 144
                                        

"Yavaş, yavaş!" diye bağırdım demirlere sıkı sıkı tutunurken. "Said Allah çarpsın indiğimde üstüne kusacağım!"

Said kahkaha atarak beni bir tur daha döndürdüğünde çığlık atıp demirlere tutunmaya çalıştım. Parktaki el gücüyle döndürülen o oyuncağa binmiştim ve binerken Said gibi bir iti hesaba katmamak kesinlikle benim hatamdı.

"Yav bayılacak çocuk, dur." Mirza gülerek. Said kahkaha atmakla meşgul olduğu için onun durdurmayacağını anlayıp beni durdurdu. Sporcu olmasının da etkisiyle çok kolay durmuştum.

Durup da inmeye çalıştığımda resmen tüm dünyanın birbirine girdiğini hisseder gibi olduğumdan yere çöktüm.
"Senin doğduğun günü sikeyim!"

"Hooovv, ayıptır oğlum senin dilin neler söyler?" dedi bizden birkaç yaş büyük olan kuzenim.

"Ayağa kalkayım da sen o zaman gör."

"Hadi lan oradan süs eşyası. Sen benim kılımı bile kesemezsin."

Sinirle doğrulmaya çalıştığımda başım döndüğünden az kalsın daha sert bir şekilde yere düşecektim ki Mirza gülerek tuttu.

"Mirza lütfen döv şunu ya." dedim Said'i işaret ederek.

"Yazık yazık, boş ver. Baksana şuna. Amına koyayım bu benim çocuğum olsa adını yazık koyardım. Ne sefil insansın lan sen." dedi kuma oturmuş Said'e bakarak.

Kahkaha attım. Baş dönmem henüz yeni yeni duruyordu ki ayaklandım. Salıncağa doğru yürüyüp içine oturdum. Mirza ve diğerleri Yılmaz'ın oturduğu masalı banka geçerken biz Said'le salıncağa bindik.

"Said in."

"Ne diye?"

"Beni salla. Ama insan gibi tamam mı?"

"Tamam lan hadi acıdım."

Said beni hafif hafif ittirmeye başladığında uzun zamandır sallanmadığım için karnım karıncalanmıştı. Gülümsedim. Beni her zaman sallayanın Baran olduğunu ve şu an arkamda onun olması gerekirken herhangi birinin olmasının canımı yaktığını düşünmemeye çalışıyordum ancak olmuyordu. İki gündür aklım dağılsın diye yapmadığım şey kalmamıştı ama her köşede, her işte, her sözde bir anımız olduğundan aklıma gelmemesi imkansız gibi bir şeydi. Derin bir iç çektim belli etmemeye çalışarak.

"Tamam." dedim iyice yüksekteyken Said'e.

"Durdurayım mı sallamayı mı bırakayım?"

"Sallamayı bırak ama durdurma."

Arkamdan çekilip diğerlerinin yanına gitti. Annemler altın günü tarzında bir şey yaptıkları için iki konaktaki kadınların hepsi bizim konağa, erkeklerin hepsi de onların konağa geçmişti. Aslına bakarsanız tam olarak akrabalarımız iki koca konakla da sınırlı değildi ancak oraya girip kafa karıştırmak istemiyordum. Biz de oradan sıkılıp parka geçmiştik.

Onlar kendi arasında sohbet ederken kulaklıklarımı kulağıma geçirip yavaşlayan salıncakla birlikte bir müzik açtım. Dinlediğim her şarkı bana onu anımsatıyor, baktığım her yer bana onu hissettiriyordu. Ne zaman bitecekti bu içimdeki? Ben bitmesini istiyor muydum sahi?

Biraz oturduktan sonra saat iyice ilerleyince mecburen bizim konağa döndük. Allah'tan herkes kendi evine geçmişti.

Annemle babama sarılıp kendimi yatağıma yattım ve yine olmamasına rağmen onunla geçen bir günü daha devirmiş oldum.

————

Kahvaltı tabağımdaki zeytini yuvarlayıp dururken çoğusunun çoktan kalktığını ve masada durarak diğerlerinin işlerini yavaşlattığımı fark edip ben de kalktım. Pek bir şey yiyememiştim. Midem almıyordu.

Nazende (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin