Diz kapaklarımı halıya yaslamış, başımı yere koymuş ağlamaya devam ederken bir yandan da mızmızlanıyordum.
"Ya neden ya neden? Şu hayatta sizden sadece bir şey istiyorum onu da yapmıyorsunuz? Neden yani neden? Kendimi mi öldüreyim?" dedim hırsla.
Babam elini yüzüne götürüp sıvazladı.
"Babacığım hayır diyorsam hayırdır." dedi.Bu ses tonunu biliyordum. Buranın ikna edilebilme açığı hiç yoktu.
"Baba sadece tatil ya! Ben hak etmedim mi? Niye izin vermiyorsunuz? Ben zamanında sizin için burada kalmadım mı? İstesem giderdim ne güzel sizin ruhunuz duymadan tatilimi de yapardım. Ama ben ne yaptım? Canım ailem beni merak etmesin onlardan bir şey gizlemeyeyim dedim."
Annem derin bir nefes verdi.
"Olmaz diyoruz ya işte.""Benim haberimin olmaması gibi bir durum söz konusu mu sence?" dedi babam dik dik yüzüme bakarak.
Dizlerim üstünde yanına süründüm ve dizinin dibine oturdum.
"Ne olur gideyim. Ben de hak ettim tatili. Hep yabancılarla da gitmiyorum ki. Songül, Ebrar ve Selim.""Hayatımın anlamı zaten kişilerde problem yok. Bak Allah var hepsi pırlanta gibi çocuklar ama işte saydığın isimlerde sizi toplayacak birisi yok." diye açıkladı annem kendini.
Haklıydı bir bakıma. Götü başı dağıtsak kimsenin haberi olmazdı. Bizim bile.
Tam o sırada koridordan abimin ve Baran'ın geçtiğini gördüğümüzde babam bağırdı.
"Buraya gelin!"İkisi de aynı anda durup aynı anda bize doğru yürüdü. Beni yerde yine şımarıklığımdan ağlar bir halde görünce zaten sorunu anlamışlardı.
"Ne istiyorsun sen yine?" dedi abim ters ters bana bakıp.
"Ya kes! Sen karışma. Niye onları çağırdın baba?" dedim babama dönerek.
Babam beni gerçekten başından savmak istiyor olacak ki abime döndü.
"Tatile gidecekmiş."Abim kahkaha attı.
"Bak sen? Ne yürekle?" dedi bana bakarak.O kadar alay dolu bakıyordu ki imkansız olduğunu anlamış oldum bu fikrin. Ciddili sinir krizi geçirecektim şimdi. Alt tarafı bir tatildi! Herkes rahatlıkla izin alabilirken benim on kişinin izninden geçmem gerekiyordu.
Babam elini yüzünü yıkamak için kalktı.
"Gerçekten bıktım!" diye bağırdım.
"Kimle gidecekmiş?" dedi Baran da aymı alaylı ifadeyle babama.
"Songül, Ebrar bir de Selim. Ya ben gitmesinde değilim, gitsin. Bak çocuklarda da normalde sorun yok ama hepsi zihniyette çocuk. Ne bileyim... Yanlarında Yusuf gibi büyük bir arkadaş olsa sorun yok da-"
Baran kaşlarını çatarak araya girdi.
"Yusuf ne alaka Filiz Teyze?"Yemin ederim ki ben de anlamamıştım ne alaka olduğunu. Galiba yine benim üzerimden mevzular dönüyordu konakta.
"Ay aman hem büyük hem de arkadaşı ya Karaca'nın."
"Arkadaşı değil anne, abisi. Beni sinirlendirme." dedi abim sert bir sesle.
"Of sen sus ya!" dedim ben de.
Abim bana döndüğünde gerçekten sinirlendiğini gördüm.
"Karaca bu son uyarım; bir daha Yusuf'un isminin ardından senin isminin anıldığını duymayacağım. Çocukluktan beri abi diyorsun sen adama. Kardeşiyle birlikte büyüdünüz."İşte benim 10 yıllık aşkımı bir gün bile göstermeye cesaret edemeyişimin sebebi bu diyalogtu. Basit bir mahalle abisiyle ismimin geçmesine bile deliriyordu. Baran gerçekten bana karşı bir şeyler hissetseydi ve birlikte olmak isteseydik sanırım ikimizden birini öldürürdü abim.
![](https://img.wattpad.com/cover/344733484-288-k45198.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nazende (bxb)
Fiksi RemajaYıllardır beni kardeşi yerine koymuş bir adamda takılı kalacak kadar aşıktım. NOT: Hikaye eşcinsel evliliklerin gerçekleşebildiği bir zaman diliminde geçmektedir.