8. BÖLÜM; ARAF

20 6 15
                                    

"Ben her zaman buralardayım minik Eflin'im."

Kapkara gece siyahı olan gözlerine baktım, büyük bir özlemde vardı o ateşin yanında. Baş parmağımla yanağını hafif hafif okşadım kalın dudaklarında bundan memnun olmuş gibi bir tebessüm vardı.

Birden arkamdan bir nefes sesi duymamla Ufkun'un arkamda kaldığını hatırladım ve hemen elimi Roşan'dan çekip Ufkun'a döndüm. Bana üzgün üzgün rengi atmış bir şekilde bakıyordu. Tam arkamdan Roşan kalın ve gür sesiyle konuştu. "Bu kim Eflin'im?" Roşan'ın sesiyle Ufkun gözlerini Roşan'a dikti. İkiside birbirlerine dik dik bakıyordu. Derin bir nefes aldım ortam yumuşamalıydı ama Roşan'ı az buçuk tanıdıysam Ufkun'dan hiç hoşlanmamıştı ve Ufkun'un da bakışlarına bakacak olursak o da Roşan'dan rahatsız olmuştu.

"Ufkun" tek tük konuşabiliyordum, Ufkun sanki devam etmemi bekliyor gibi yan gözlerle bana bakıyordu. "Arkadaşım, Ufkun bu da Roşan" Roşan'a döndüm. Roşan boyu neticesinde bana yukardan bakıyordu ama gözleri de devam etmemi bekliyordu. "Çok değer verdiğim bir dostum Roşan" Roşan bundan pek memnun olmamış gibi hala bana aynı ifade ile baktı ama ben Ufkun'a geri döndüm. Ufkun kafasını aşağı yukarı salladı.

Roşan benim dostumdan daha fazlasıydı. Kesinlikle arkadaş değildik, abi kardeş gibi miydik bilmiyordum ama ikimizin arasında o kadar tuhaf bir ilişki vardı ki kesinlikle ilişkimizin adına ne abi kardeş diyebilirdim ne de dost arkadaş gibi. Roşan benim için çok daha fazlasıydı, bu hayatta en çok değer verdiğim insanlardan biriydi.

Ufkun bana doğru yaklaştı ve tam Roşan ile Ufkun arasında kaldım. İkisininde boyu aynıydı ve ikisine de bakabilmek için biraz boynumu kaldırmam gerekmişti. "Anladım, dostun seni evine bıraksın o zaman" dedi Ufkun ve bana bir kez olsun bakmadan Roşan'a son kez ters ters bakıp yanımızdan geçip gitti. Roşan'ın arkasından Ufkun'a bakıyordum ama Ufkun sweatshirt'ün kapişonunu başına geçirdi ve bir kez olsun arkasına bakmadan hızla geldğimiz yolun tersine yürüdü.

İçimde bir burukluk vardı, bu neyin burukluğuydu bilmiyordum. Bir şey içimde beni kırmıştı ve neyin beni kırdığını bile tam olarak bilmiyordum. Ufkun'un arkasından üzgünce bakıyordum. Moralimi bir şey bozmuştu, belki de Ufkun'un öylece çekip gitmesiydi moralimi bozan.

Roşan koluma dokundu ona dolmuş gözlerimle baktım. Roşan dolmuş gözlerimi gördüğünde kaşlarını çattı. "Ne oldu? Geldiğime sevinmedin mi yoksa?" Yutkundum, burnunu çekip gözlerimi elimin tersiyle silecek iken Roşan elimi tuttu ve kendi elini gözlerime uzatıp, parmaklarıyla özenle gözlerindeki yaşları bir bir sildi. Gözlerine baktım, gece siyahı gözleri göz yaşlarımı silmeye odaklanmıştı. Daha çok duygulandım ama daha fazla ağlamak istemiyordum zaten şu son iki gündür yıllardır içime gömdüğüm duyguları zirvesi ile yaşamıştım.

"Hayır, çok sevindim aksine" dedim çatallı çıkan sesimle. Boğazımı temizleyip devam ettim, Roşan gözlerime bakmaya başlamıştı. "Ama bilmiyorum son iki gündür her şey öyle rayından çıktı ki artık eskisi kadar duygusuz kalamıyorum. Be-ben kesinlikle iyi değilim Roşan." Simsiyah gözleriyle bana bakmaya devam etti ve ellerini kaldırıp yüzümü avuçladı ve bu sefer o merhametli gözlerle bana baktı. "Anlatmak istersen ben hep buradayım. İstersen dinleyebilirim." Ufkun'a anlatamadıklarımın daha fazlasını biliyordu Roşan. Ufkun ile tanışamadığım tüm bir zaman boyunca hep yanımdaydı ve hep yanımda olduğunu hissettirmişti. Ona belki kocaman bir hayat borcum vardı ve asla ödeyemeyecektim. Kafamı aşağı yukarı salladım, anlatmak istiyordum bir kez olsun nefes almak istiyordum.

"Tamam, peki istersen duvarımıza gidelim mi?" Roşan ile ilk tanıştığım yerdi üstünde oturduğum duvar. Çocukluktan beri ne zaman onu görmek istesem veya konuşmak istesem o duvarın üzerinde oturur, onu beklerdim. O duvar bizim buluşma alanımız gibiydi. Kafamı yine hafifçe aşağı yukarı salladım. Ellerini yüzümden çekti kolunu omzuma dolayarak yürümeye başladık. Ona sormak istediğim bir çok soru vardı ama duvarımıza yürüyene kadar ikimizde ağzımızı açmamıştık. Duvara vardığımız da önce ben duvara oturdum peşimden o oturdu. İkimizde ileride bir yere bakıyorduk.

"Bir restoranda çalışıyordum" diye ilk başlangıcı yaptım. Roşan önüne bakmaya devam etti ama beni dinlediğini biliyordum. "Sonra o restorana iki kız ve üç erkek olan bir grup geldi ve erkekler kızları rahatsız etmeye başladılar." Roşan hafifçe kafasını benden tarafa çevirmişti ama hala bana bakmıyordu. Yinede beni dinlediğini bildiğimden devam ettim. "Sonra ben erkekleri uyardım ama beni dinlemeyince biraz patakladım ve sonra müdürümüz neden onlara karışıyormuşum müşteriler rahatsız oluyor deyince öyle bir şerefsizin yanında çalışmak istemediğimden işten çıktım" Roşan hafif kafasını yukarı kaldırdı bana bakmıyordu ama konuştu "peki erkek olacak itler sana birşey yaptı mı?"

Devam edemedim, ne diyeceğimi bilmiyordum. Roşan buna ne tepki verir kesinlikle kestiremiyordum. O artık eski Roşan değildi ve yapacakları kesinlikle hiç kimsenin aklının ucundan bile geçmezdi. Ben sustukça Roşan kafasını yavaşça benden olan tarafa çevirdi. Gözlerimin içine baktı. Gözlerine aynı ateş gelmişti ama bu ateş küçüklüğünün aksine daha fazla alev almıştı ve yanan kocaman bir geceyi anımsatıyordu. "Sana bir şey yaptılar mı?" Diye sorusunu aynı ses tonuyla yineledi. Alt dudağımı ısırdım. Ufkun'a anlatmak kadar kolay değildi Roşan'a anlatmak. Aslında Ufkun'a anlatmak da kolay değildi. Yaşadıklarımı kolay kolay kimseye anlatamıyordum ve anlattığım ilk insan bana inanmamıştı. Daha sonra Roşan ile tanışmıştım ve Roşan bu hayatta en çok güvendiğim insan konumuna gelmişti. Roşan'a çok güveniyordum bana zarar vermeyeceğini biliyordum ama dışsrıdaki insanlar için asla aynı şeyi söyleyemezdim.

"Sana bir şey yaptılar mı Eflin bana cevap versene!" Sinirle bağırdığın da olduğum yerde sıçradım. Gözlerim dolmuştu ve yeri seyretmeye başlamıştım. Roşan birden olduğu yerde doğruldu ve yüzümü ellerinin arasına alıp ona bakmamı sağladı. "Özür dilerim sana asla bağırmak istemedim ama lütfen devamını anlat sana bir şey yaptılar mı?" Sesi daha kısık çıkmıştı, sanki incitmekten korkar gibi. Gözlerini büyük bir pişmanlık duygusu ele geçirmişti. Biliyordum, Roşan asla beni incitmek istemezdi. Kılıma zarar gelse her şeyi yakardı, onu tanıyordum.

"Sonra ben o kızları rahatsız ettikleri için çok sinirlenmiştim ve dalgınlıkla metroda benim okulumun oradaki durağa kadar gitmişim" sesim ağlamaklı çıkıyordu. Derin bir nefes aldım Roşan gözlerime anlayışla bakıyordu. Daha demin bana bağırdığı için kendine çok kızıyordu biliyordum. "Sonra o durakta indim ama gecenin bir yarısı olduğu için daha sefer yoktu ve bende o yüzden eve dönemedim" titrek bir nefes verdim, "duraktan çıktığımda sabah o kızları rahatsız eden grubun beni takip ettiğini gördüm ve kaçmaya başladım" birden ağlamaya başladım, burnumu çektim ve son gücümle konuştum "en sonunda yere düştüm ve onlar bana yetiştiler. İlk beni dövdüler ve bir tanesi de bana dokunuyor- bana dokunuyordu." Sona doğru kelimeleri yutmuştum  ama birden ağlamaya başladım.

Korkuyordum ama yinede kafamı kaldırıp Roşan'ın gözlerine baktım.

Orada tek bir duygu okuyabilmiştim ve bu tek bir duygu artık Roşan'ın içindeki ateşin ne kadar harlandığını gösteriyordu. Ateş aynı ateşti ama yangın kesinlikle eski yangın kadar küçük değildi.

Roşan'ın gözlerinde öldürme arzusu vardı.

Onun gözlerinden her bir düşüncesini okuyacak kadar onu iyi tanıyordum. Roşan gözlerimin içine büyük bir öfkenin ateşiyle bakıyordu ama bu öfke bana değildi, bana zarar verenlere karşı beslediği büyük öfkenin daha tohumlarıydı. İşte ona anlatmaktan bu yüzden çok çekiniyordum, o affetmezdi. O bana yapılan hiç bir yanlışı asla affetmezdi.

Ellerimle yüzümü avuçlayan ellerini tuttum, Roşan'ın gözlerinin içine bakmaya devam ettim "Roşan iyi misin?" Diye titrek cılız sesimle sordum. Gözlerime aynı duyguyla baktı.

"Onları gebertince daha iyi olacağım."

____________________________________

Selammm

Bölüm hakkında düşünceleriniz nelerdir???

Bu arada şu soruyu çok sormak istiyorum tamam karakterlerin asıl hikayelerini bilmiyorsunuz ama yinede şu sekizinci bölüme kadar tanıdığınızla ilgili, sizce Ufkun mu yoksa Roşan mı?

Bir sonraki bölümde görüşürüz kendinize çok iyi bakınnn <333

VURGUN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin