💫 Bölümleri düzenlemeye başladığım için satır arası yorumlar siliniyor. Sizler satır aralarını güzel yorumlarınızla doldurursanız çok sevinirimm.💫Oy ve yorumlarınızı bekliyorum beyaz kalplerimm🤍
İyi okumalar!
-----------------------------------------------------------
BORA'DAN...
Üniformamızı giyerken "Lan Bora" dedi, hemen yanımda duran Yankı.
"He?" Diye karşılık verdim, kibarlığımdan ödün vermeyerek.
"Benim donumu sen mi aldın?"
Soruyu yanlış anladığımı düşünerek yüzüne baktım. Gözleri şüpheyle üzerimde dolaşıyordu. "Oğlum saçmalama, ben niye senin donunu alayım?" Diye sordum hayretle.
"Bilemeyeceğim artık" dedi kinayeyle.
"Saçmalama lan" diye araya atladı Yağız, gülerek.
"O zaman nerede benim donum?!" Diye bağırdı Yankı, ağlamaklı bir sesle.
"Yankı başka donun mu yok?" Diye sordu Yamaç gülerek.
Yankı ise donuna takmış durumdaydı. "O donun kalitesini bir ben bilirim birde moda sektörü kardeşim."
"Hasbinallah" diye mırıldandım, başımı iki yana sallayarak.
"Sen hiç konuşma, don hırsızı!" Dedi Yankı bana dönerek. Yamaç ve Yağız gülerken ben öfkeyle kaşlarımı çattım.
"Kaşınıyorsun bak!" Dedim, çatık kaşlarımın altından. Ağzımı taklit ettiğinde onu dövmek üzere öne atılmıştım ki Yağız beni kolumdan tuttu.
Sinirle odadan dışarı attım kendimi. Arkamı döner dönmez ise bir askerle çarpışarak burun buruna geldik. "Ulan önüne baksana!" Diye bağırdım, kim olduğuna bakmadan.
"Ulan hem çarpıyorsun hem bağırıyorsun, hayırdır?!" Diye bağıran sesi duyduğumda başımı kaldırıp yüzüne baktım. Efsun'du. Pek sinirli bakıyordu, hayır olsun.
"Sende yavaş yürü o zaman" derken az öncenin aksine bağırmıyordum.
"Burası halk parkı değil, askeriye. Her işi aceleyle halletmemiz gerektiği için hızlı yürüyebilirim. Ama sen önüne bakarak yürümek zorundasın, bu kural her yerde olduğu gibi askeriyede de geçerli."
"Hadi ya" dedim alayla. Hem suçlu hem güçlüydü maşallah. Ayrıca bizim timin kadınları neden bu kadar çok konuşuyordu?
"Senin o beni alaya alan beynini var ya!" Diye bağırması kesinlikle beklediğim bir şey değildi. Kız sert çıkmıştı. Anlaşılan tek öfkeli olan ben değildim.
"Ne yaparsın?" Diye sordum, geri adım atmayarak.
"Patlatırım" diye fısıldadı, yüzüme doğru yaklaşıp.
"Patlatsana" dedim, engel olamadığım bir alayla. Ne kadar ileri gidebileceğini merak ettiğimi inkar edemezdim.
"Lan oğlum, yürü git işine! Operasyon öncesi benim sinirimi bozma!"
"Sinir iyidir ya, takma bu kadar" dedim umursamazca.
"Benim sinirim, karşımdaki kişi için hiç iyi değildir ama" dedi 'ayağını denk al' der gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AĞLAMA, BİR TÜRKÜ SÖYLE
Roman pour Adolescents"Her şehidin ardından bir türkü söylenirmiş" diye fısıldadı zorlukla. Gözlerimden akan yaşları sildi. Son defa mı değiyordu elleri tenime? "Sende ağlama." Kolay mı öyle sevdiğim? kolay mı öyle...? "Ağlama, bir türkü söyle" dedi, yarı baygın bakar...