Ufuk.

21 4 1
                                    

Hırkama gömülmüş, elimde su bardağı ve kaldırımda oturuyordum. Ve tabii ki yanımda o çocuk vardı. Ona bakıyor ve hâlâ nasıl cevap vereceğimi düşünüyordum.

"İçeceği içtiğinden saniyeler sonra kendini yere attın, kriz mi geçirdin?"

Kafamı aşağı yukarı sallamakla yetindim. Fiziksel halsiz bir bedenim vardı. Ama daha çok psikolojik olaylar beni bu duruma sokuyordu.
Düşündü yakut gözleri. Ama bir saniye bile benden ayırmadı o gözlerini...

"Ne görüyordun o çilek bahçesinde?"

Durdum. Gözlerine şaşkınlıkla baktım. Dudakları kıvrılmış ve gülmeye başlamıştı. Bir daha afallamıştım. Bir neresi komikti? İki çilek bahçesini nasıl biliyordu?

"H-hey komik değil."

"Sonunda konuştun."

Yutkundum. Kupayı daha da tuttum. Gözleri bir saniyelik ellerime dolanınca dikkati çekmek için dudaklarımı araladım ama... konuşamadım yine.

"Korkuyor musun seni yargılayacağımdan?"

"Ya yaparsan?"

"Yaparım ama şuan değil."

Kaş çattım. Nasıl yani? Şuan keyfi mi yoktu bu çocuğun?

"Neden buradaydın?"

"Unuttun mu, bana tokat atmıştın ve cevap vermedende beni bırakmıştın, sence sebebi aramak benim hakkım değil mi?"

Kirpiklerimi birbirine kırptım bir kaç kere. Tokadım gayet haklıydı...

"Ölebilirdim, üzerime sürdün ve ayriyetten beni görmedin."

"Belki gördüm?"

"Katil misin?"

Şaşıran gözlerimin ardından bana gülerek baktı. Ama sebebsiz sinirlenmedim... Gülüşü çok değişikti.
Gözlerini sıktı ve geri sırıtarak bana baktı. Yutkundum, bana neden öyle bakıyordu? Normal bir insanada böyle bakardı, yoksa ben mi çok yeni insan yüzü görüyordum?

Kaybeytiklerimin arkasından sonra herkesin yüzlerinde siyah noktalar vardı zihnimde... Ama bu o çocukda geçerli değildi.

"Bana hala cevap vermiyorsun, hadi baştan başlayalım."

"N-neye?"

"Tanışmaya?"

Yutkundum bir kez daha. Cehennemin ateşindende yüksek göz rengine baktım. Kavrulduğumu hissettim... Hızlıca kalktım. Endişeli gözlerimin ardından sadece bana bakıyordu. Üzüldü mü? Bilmiyorum! Bilmiyorum! Hızlıca oradan uzaklaştım...

"Kaçabilirsin ama saklanamazsın Meloş!"

Elimdeki bardak düştü ve geride sadece cam kırıkları kaldı..ve koşan küçük kız.
İnsanlar garipçe bakıyor ben ise ayaklarımın direncine kadar koşuyordum. Onlar beni nereye götürüyorsa, çünkü artık kendimle adım atmaya korkuyordum.

Kumu ayaklarımda hissettim, soğuk denizin rüzgarını hissettim. Ama bu ondan kaçmama engel değildi. Eğildim, bembeyaz elimi suyun içinde savuşturdum... Soğukluk beni kendine çekti. Hayattında ruhumu çektiği gibi.
Titrek nefes verdim. İliklerime kadar titredim. Rüzgar saçlarımı savurdu ben ise gülümsedim. Arkamdan biri geliyordu hissediyordum...

"Meloş?"

Sarı saçları önüne geldiğinde hafifden ona döndüm.

"İyi misin? Seni koşarken gördüm ve bana ihtiyacın olduğunu düşündüm"

"Ya da senin bana ihtiyacın mı vardı?"

Sen iyi biriydin Kaminari..ama kendi çıkarlarına göre ilerliyordun insanlara artık.

Yanıma oturdu, ikimizde ıslanmayı umursamadık.

"Eijirou, çok değişik biri."

"Aşkını itiraf mı etmek istiyorsun?"

"Evet! Ama..ben bunu yapabilir miyim?"

"Hadi ama sen çok güçlüsün Kaminari, kendi gücünle buralara kadar geldin.."

"Haklısın ama bak bazen öyle gerçekten görünmüyor.."

"Nasıl?"

"Yoruldum, sanırım insanların peşinden koşacak bir tip değilim."

"Sadece kendine koşdun.."

Bana baktı, bende ona baktım.

"Koşmayı bir kez daha öğrenmelisin Kaminari..."

"Yapabilir miyim?"

Kafamı salladım. Umutla baktı gökyüzüne. Onun kadar dayanıklı olmadığımı hissettim. Bende onun için gökyüzüne bakıp gülümsedim.
Soğuk su bacaklarımıza kadar geldiğinde Kaminari irkilerek kalktı çığlık çığlığa. Geri çekildi.

"Lanet olsun! Islandım yaa?"

"Soyunma odası var ama.."

"O şeyleri giyemem ben!"

Güldüm hafifden. Yavaşça kalktım. Eteğimin uçları ıslanmışdı. Bu benim için önemli değildi...
Daha sonra üstündeki hırkayı ona vermişdim.

"Kabul etmiyorum!"

"Ediyorsun yoksa götün donacak."

Güldü, gülüşüne karşılık gülümsedim.
El sallayarak gitti. Geri nefes verip denizin ufuk noktasına baktım.

Birgün bizimde ufuk noktamız olacak mıydı... biliyorum bunun adı nokta değildi...


𝗙𝗼𝗿𝗴𝗼𝘁𝘁𝗲𝗻 𝗗𝗶𝗮𝗿𝘆 // 忘れられた日記Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin