♬♩♪: Beach House.
Bir şey anlatmıştı, anlamaya çalıştım. Ama bu günlük öyle güzel bir alıntı değildi. Elimdeki içeceğe baktım. Her şeyiyle bana bir mesaj vermeye çalışıyordu.
Ama ben yine anlamıyordum, anlayamıyordum...Bir tokatla başladık ve şuan evimde bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu..
Kalkıp içeceği buzdolaba koymaya gittim. 11 ocak benim doğum günümdü.. o gün sende ne oldu Yakut?
Uğursuzluğum mu böyle yapmıştı..
Bilmiyorum, bildiğim tek şey var herşeyin sorumlusu olmadığımdı.Duvardaki saate baktım. Akşama doğru geliyordu... Telefonuma gelen bildirimle hemen elime alıp yazmaya başladım..
Kamick
BUGÜN SAHİLDE KİRİSHİMA İLEYDİM! VE BİLİYOR MUSUN? ZENGİNLİĞİM İLK DEFA YARADI.Melooow
Cidden mi? Çok sevindim!Kamick
SEVİNMELİSİN MELOŞ! ÇÜNKÜ BU SARI ÇİYANIN ARTIK BİR SEVGİLİSİ OLACAKKKK!Melooow
Hahaha! Eniştem olacak desennneeee...Kamick
Evet bu onuru sana verdiğim için bana şükret!Telefona hafif gülümsedim. Her şeyin bir mutlu sonu vardı değil mi? Bunu başaracağını en başından beri biliyordum. Her ne kadar çok anlam etmesekde, cidden sarışını çok seviyorum... Kardeşim gibi görüyorum.
Hafif iç çektim, dışarı çıkmak istiyordum. Ama siyah olduğum halde asla geceye alışamıyordum. Aklıma eskiler...Her neyse, koltuğa geçip kendimi oraya verdim ve bir çırpıda uyuya kaldım..
...
Sevgili günüydü. Abim annem için Buket almıştı. Annem duygusuz gözlerinin verdiği maskeyle abime gülümseyip o gülleri koklamıştı.
Heyecanlı şekilde elimdeki küçük paketi anneme vermek için bekliyordum."Teşekkürler oğlum Touya. Ne güzel bunlar..."
"Senin gibi!"
Daha sonra kapı sesi duyuldu. Babam geldiği gibi salondaki durumumuza baktı. Ama gözleri yine annemde ve elindeki çiçekle durdu...
"Onlar ne Rei."
"Ş-şey oğlum-"
"SANA KİM ALDI!"
İrkilerek babama baktım. Bana sinirle bakıp anneme yürüdü. Abim babamın elini tuttu ama babam onu kenara alarak annemin güllerini alıp aniden bana doğru atmasıyla çığlık attım. Acımıştı! Abim nefretle bana baktı.
"Onlar annem içindi! Senin yüzüne değildi!"
Babam annemi sarsarken onu yere doğru savurdu. Abimin kolundan tutarak salonu ağır adımlarla terk etmişti.. korkuyla annemin yanına gidip diz çöktüm. Beyaz saçlarına yavaşça dokunup okşamaya başladım... canım annem..
Yavaşça kafasını kaldırdı ve gri gözleri benimkilerle buluştu. O an şahit oldum.
"N-neden doğdun ki Shouto..."
"A-anneciğim.."
"İstemedim.. böyle olmasını."
Babam ani kuvvetle kolumdan tutarak içeri girdi. Dış kapıyı sertçe açarak dışarıdaki taşların üzerine serildim.
"Aklın başına gelsin!."
Yağmur yağıyor, rüzgar esiyordu . İki renkli saçlarıma sarıldım.. başka kimsem yoktu.
... "There was no hope, hope was ... you."
Hayellerimden, anılarımdan ayrıldıktan sonra saatde baktım. Gece 2.
Kalkıp uzun açık mavi hırka, anahtar ve telefonumu alıp evden çıkarak kilitledim. Sahile doğru yürüdüm.
Koştum. Küçükken koşmayı çok severdim. Ablam beni yakalardı.
Ama hiç kızmazdı.Seni hep yakalarım ama sende kaç. Kaçmayı unutma Shouto. Derdi. Bende hep kaçtım. Fizikselce...
Denizin hırıltılı dalgaları kayaya vuruyor, sertçe esiyordu. Kum soğuk, bana ılıkımsıydı. Kıyıya gelip ayın vurduğu ışınları ile denizin en güzel mavi geleceğine baktım.Biz insandık ve sevgiye güvene ihtiyacımız vardı. Bunlar olmadan yapabilir miydik?
Yapardık belkide."Ya da sadece acı çekeriz."
Tanıdık sesle arkamı dönmek istemedim. Kokusu yaklaşıyor bedenimi huzura kaplıyordu.
Karamel kokusu."Nereden biliyorsun?"
"Birini üzüp, onu kaybedenlerdenim. Ama inan hayat üzülmeye değmez."
Yanıma geldi, yakutları benim ki gibi denizde gezindi.
"Değmez...mi?"
"Değmez. Kendine üzül bu dünyada."
"Birine üzülmek istersem?"
Bana doğru baktı. Bakışları beni delip geçti. Nefesimin kesildiğini hissettim.
"Lütfen, o kişi sadece ben olayım."
Şaşkınlıkla yakutlarına bakıyordum. Alaydan uzak, siyahdan uzak, beyazlığa yakındı.
Yutkundum. Ne cevap verebilirdim?"Kendin ol Shouto. Meloş olma."
Kalbime bir ağrı geldi. Titremeye başlamıştım sanki. Uzun kolu, bedenimi sarıp yanına çekti.
Dünya durdu sanki. Ama Katsuki dans etmeye devam ediyordu..."Sakin ol... sessizliğe güven. O en büyük etken."
Dediği gibi yaptım, bir kolunu sardım. Göz yaşların hafifden süzülüp yanaklarıma uğrarken, deniz daha da parladı. Mai ve siyah. Hayellerin mavisi ve gerçeklerin acı verdiği bir kitapdı.
Kolları, benim kollarım uyumlu şekilde sarılıyor, birbirimizin sessizliği ile yakınlaşıyorduk...
Bu anı gerçek miydi? Sen geleceksin değil mi Katsuki, benj geçmişden kurtaracaksın, değil mi?
Not.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝗙𝗼𝗿𝗴𝗼𝘁𝘁𝗲𝗻 𝗗𝗶𝗮𝗿𝘆 // 忘れられた日記
Paranormal𝓜𝓮𝓵𝓸ş.. Ben bir siyahtım. Sigaramı içer küllerini üfler, yok ederdim. Kırardım ama toplamasını planlardım. Ben, ben iyiyim. Herşey bir kadehti ve sadece onu içmek gerekirdi. Ama neden, neden siyahima beyazını damlatıyorsun? Neden bunu yapıyors...