Hayat dolu.

4 3 2
                                    

"Doğum günün kutlu olsun Katsuki."

İkisinin bakışlarına maruz kaldı Shouto.
Beyaz saçlı kız ve kül saçlı oğlan hafifden irkilmişlerdi.
Ona bakan renkli gözler sadece gecenin altında parlayan bir Uyarıydı.
Elleri titriyordu ama vermesi gerekiyordu değil mi doğum günü çocuğuna hediyeleri?

İlk adımıda atan oydu. Son adımı atacak kişide.
Yakut, ağzını açmaya konuşmak istiyordu. Çünkü arada bir şey yoktu ama.. anın büyüsü neyi izin verirdi ki?

"Bunlar sana hediyem, güle güle kullan."

"Shouto, dinle . Gerçekten dinle."

"Neyi dinlemem gerektiğini bilmiyorum."

Yandaki Beyaz saçlı kız, hediyelere bakıyor, birde genç kıza bakıyordu. Huzursuzlanmıştı. Yakut oğlan, Meloşun elini nazikce tuttu.
O an fark etti titrediğini. Gecenin ay ışığı titriyordu. Bunun sebebi kendisiydi.

Genç kız tepki vermiyordu. Yakutlara içli şekilde bakıyor, kendini bundan şimdiden uzak durdurmaya çalışıyordu.

"Benim eve geç, bak anlatacağım..."

Yavaşça ellerini aldı ve arkasına döndü. Titrek nefesini o an verdi. Gerisinde sessizce ayakkabının verdiği o tok sesler yankılandı.

İnsan bir kere severdi bir kere güvenirdi. O güven kırılırsa bir daha düzelmesini bekleyemezdik. Nasıl kalp bir daha o şekle dönmüyorsa. Bende sana dönemeyecektim belkide...

Kendini sahilde buldu, elinde ilk defa içkisi. İçmek uygun muydu?
Hakkı var mıydı?
Bilmiyordu.
Sahile girmeden ayakkabılarını alıp çıplak ayaklarla kumları ezdi. Denize doğru yaklaşıp sığ yerde kalçasını aşağı bıraktı. Elindeki içkiye bakındı ve yutkundu.

İlk kötülük ilk uyuşluk.

Ve zarifçe dudaklarını açtı gözlerinin dolduğunu hissettiğinde içkiyi dikti.
Boğazında yayılan adrenalin parçacıkları adeta savruldu acıyla.
Durağından aldığı şişeyle öksürük krizine girdi.

"Ben neden böyle yapıyorum?"

Kalbinin acısı vardı, bıçaklanmamıştı ama onun gibi olmuştu. Acıyordu. Genç kız babasına duyardı bu güven hissi.. sonuçda babasıydı değil mi o?
Sevemez miydi..kokusuna hayran kalamaz mıydı?
Kaldı. Hemde kaç defa kaldıkça hikayenin sonuna geldi.

Göz yaşları süzülüyor minik beyaz teninden, dudaklarındaki o ruj silinmiş yerine, nemli dolgun dudaklarında bir titreme vardı.

Gerçekten canı acıyordu.

"Neden? Ben nerede hata yaptım?"

Nerede hata yaptı? Genç kız sadece sevmek istemişti. Sevmemişmiydi?
Beyaz saçlı kız, Sevdiği adamın dudaklarından öperken oğlanın ifadesine bakamamıştı. Acaba gerçektende sadece o kız mı seviyordu? Yoksa ikiside mi?
Bilmiyordu.
Bilmemek bile ona çok koymuştu.

İçkiyi dikliyor, her geçen dakika diliminde algıları uyuşuyordu. Dünya dahada açılıyor ama bir o kadarda sıfırı karanlıktı.

"Benn çok seviyorum seniiii."

Çok çok çok hemde. Gülümsedi, gülüşünü hatırladı genç kız.
Gül hayatta olsaydı, sanırım gülü canlandıran tek o olurdu. Sevdiği adam.
Yakutları, dudakları, saçları.
Anlatamaz içine içi sığmazdı.
Dahada gülümsedi genç kız.
Kokusu,
Kokusu netti, karameldi.
Bir çikolata bile bu kadar insanda kalıcı hasar vermezdi. İyi ya da kötü...

"Unutma beni.. unutma lütfen..benim için ilksinnn ama sakın unutma beni."

Unutur muydu ki? Herkes unuttu genç kızı. Ailesi, arkadaşları. Görülmedi hatta. Görmediler. İstemediler.
Güneşi görmek istemiyorsak görmezdik değil mi? O kadar mı ruhsuzdum ben?

Hafif sallanıyor gülüşünü hatırladıkca gülümsüyor kıkırdıyordu genç kız.
Ardından karartı hissetti, başını kaldırıp ona bakan iki erkeği gördü.

"Selam güzellik, o içki ile neler yapıyorsun?"

"İçiyorum!"

Yeşil saçlı çocuk gülerek yanındaki kahverengi saçlı çocuğu dürttü. İkiside gülüyordu. Genç kız bundan hoşlanmamış sersemlesede ayağa kalktı.
Yeşil saçlı çocuk kolunu tuttu. Hay orosbu çocuğu.

"Nereye? Daha yeni konuşmaya başladık. Nerede adam olacak sevgilin? Abin?"

Kasları kesildi. Onu koruyacak kimse yoktu...

Hatırladı bir anıyı...

Abimin arkasından koşuyor gülerek eğleniyorduk. Tabiki bu Natsu abimdi.
Büyük abim eve geldiğinde ben yokmuşum gibi davranırdı. O zaman anlamıştım evde abim gelince saklambaç oynuyorduk ailecek.

Sevecen sekilde abime sarıldım.
Bana tiksinti ile bakıp ittirmesine karşı burnumdaki yara bandı gözüne takıldı.

"Burnuna ne oldu çocuk?"

Bana çocuk derdi. Shouto ya da kardeşim demezdi...o ablama özeldi.

"Okulda vurdular ama bakk ben sardım!"

"Seni koruyacak biri yok mu o okulda?"

"Sen korursun beni abii!"

"Ha? Nereden çıkardın bunu ezik."

Gülümseyen dudaklarım büzümüştü. Abim benimle oyun oynuyordu değil mi? Kırmaya çalışıyordu ama oyunca...

"A-abimsin.."

"Ben senin abin değilim ve seni koruyacak halimde yok. Sen bir Fuyumi kadar değilsin gözümde acınası."

Ve yanımdan çekip gitmişti. O gün abimle ilk defa uzun konuşmuştum, bana bakmış beni izlemişti.
Benden nefret etmişti.

Yüzüne vuran iğrenç koku ile kendine geldi. İki erkek iki yanını sarmıştı. Hâlâ aklı uyuşuktu. Gözleri dolmuş, beyazlamıştı. Sırası değildi, sırası değildi.

Yeşil çocuk keyifle, Shoutonun saçlarını okşuyordu. İsteksizce reddeden kıza karşı Sabrı kalmamış onu sertçe yer doğru itmişti.

"Ne yani sen beni şuan reddediyor musun? Acınası."

Yanındaki oğlan gülerek depelenen kızın ili elini tuttu.

"B-bırakın beni!"

Yeşil çocuk, kızın üzerine eğildiği an tanıdık koku burnunu yumuşatmıştı genç kızın..karamel kokusu netti.
Yeşil çocuk gelen çocuğa sinirle bakınırken elmacık kemiğinin üstüne yediği okkalı yumrukla kızın üzerinden savruldu. Şoka giren diğer erkek kalkıp adamın üzerine savurcakken ters darbeyle kolunun kırıldığını hissetti.
Karamel kokusu yaklaşıyor, belinin altında güven verici kolun girdigini okşadığını hissediyordu.

"Sen..sen içtin mi Shouto!?"

"İçtim... hnkk."

Yakut, endişeli bir şekilde kızı kucağına aldı daha demin aslan parçası olan çocuk , kızın yanında endişelen kediye dönmüştü. İki yerde yatan sersemi umursamadan sahili terk etti.

Bir elini kızın yanağına koyup okşadı, iki gözünün arasını öptü.

"Senin bulmuşken, neden bir başka solgun çiçeği seveyim? Benim hayat dolu yuvam buradayken.."

Benim hayat dolu yuvam buradayken.


Anne, artık senin gibi değilim...

𝗙𝗼𝗿𝗴𝗼𝘁𝘁𝗲𝗻 𝗗𝗶𝗮𝗿𝘆 // 忘れられた日記Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin