Solmak.

3 2 2
                                    

Gripin-Vazgeçtim

(Bu şarkı ve bölüm sana gelsin yılların kızı.)

Meloş

İnsanlar bazen sürpriz kutu gibi olabiliyordu belkide.
Mini eteğimin üzerine giydiğim yakalı body ile çantamı alıp evimden dışarı çıktım.

Dünya farklıydı. Renkler aynıydı sadece içindeki heyecanlar karışıktı.
Bugün kafede Kaminari ile buluşup, Katsukinin doğum gününü kutlamak için hediye tavsiyeyi verecekti.
Evet bugün 20 Nisan.
Hayatımı değiştiren adamın doğum günü.

Ona en iyisiyle bu günü vermek istemiştim.
Benim bahçelerime deyen güzel elleri, saçlarıma dokunan parmakları.
Her şeyiyle, bu küçük kızı mutlu etmişti.
Bende onun içindeki çocuğu mutlu etmek istemiştim.

Bilir misiniz, bilemem. Ama hayata belki bir kez daha şans verebiliriz ne dersiniz?
Babam , annem , abim ve ablam. Hiçbiri ne beni sevdi, nede sahip çıktı.
Belki gerçekten herşey aile değildi.
Kafeye yaklaştığımda sarı saçlarını özenle toplayan Sarışın ile göz göze geldim.
Bana el sallayıp gülümseyerek içeri girdim. Karşısına oturup heyecanlı sarılarına baktım.

"Shouto! İnan biliyor musun ama biz Eiji ile ayrı eve geçmeyi düşünüyoruz!"

"Sahiden mii?"

"Evett, evet canım kardeşim. Sanırım aşkı buldum ve asla bırakamam."

Elimi uzatıp sarı saçlarını okşadım.
Gülümsedi. Bana nadirce gülümserdi.

"Buna çok sevindim kardeşim. Bunu hep hak ediyordun. Baban gitti değil mi?"

"Ah..evet. O adam gitti.."

Gülümsedim hafifçe, bana baktığında içinin gidişini izledim ve hâlâ babasına olan ilgisini içinde aşamadığı yerleri gördüm..ah küçük kızım.

"Biliyor musun? Keşke, keşke uzaklara o kadar çok gitmeseydi."

"Ama oda biliyor ki, gitmesi gerekiyordu."

"Kimse annesine çekmekle güzelliği kapmadı ki.."

Hafifçe durdum. Bende annemdim.
Buruk şekilde elini tutup dudaklarıma yaklaştırıp öpücük kondurdum.
Dolu gözleri süzülüyor, bana ilk defa kendi hisleriyle bakıyordu.

"Babanın yerini belki dolduramazsın ama artık seni kalbindende çok seven bir sevgilin, birde kardeşin var. Bunu sakın unutma tamam mı?"

"Biliyorum...sana hep dalga geçtim ama acı bir gerçek tek yanımda sen vardın."

Kıkırdadım hafif .
Meloş olmak buydu tabiki.

"Her zaman Kaminari, her zaman buradayım biliyorsun. Belki ruh gibiyim ama değişmeye hazırım."

"Değişmeye gerek yok Shouto...biz seni fark etmemiştik."

"Olsun, şimdi görülüyor muyum?"

"Çok... çok."

Gülümsedim. Bunu tek ben yapmamıştım. Hayatıma giren o çocukla başarmıştım.

"Drama yer yok! Söyle bana ne alabilirim?"

Hafifden burnunu çekip sırıttı. Bu işi biliyordu. Boşuna sarı çingene değildi.

"Genellikle, takı takıyor mu?"

"Yanii. Çok görmedim."

"Hmm, ne tarz giyiniyor?"

"Çok kombinli, gerçekten yerine göre giyiniyor. Bazen ise serbest."

"Bu adamı taradın mı sen Shouto?"

"E-eh olabilir..."

Tabikide ona hep baktım.
Odası çok sadeydi ama bir o kadar onu hitap ediyor ki. Bu uyum beni ısıtıyordu. Evimdeymişim gibi hissediyordum.

"Hmmm. O zaman ona bir kombin al, üstüne yeni gelen bileklikler var . Biraz pahalı olabilir ama istersen sana ekleyebilirim."

"Hayır...o kadara gerek yok."

"Olsun olsun."

Gülümsedim. Gerçekten sevgili dolu yardım eden bir arkadaştan öteydi.
Ondan hiç ayrılmak istemiyordum.
Belki benden ne kadar bıkarsa bile...

"Kombini beğendin değil mi?"

"Evet beğendim. Böyle yaparım sanırım hm?"

"Hmhm! Hadi şimdi gelen içecekleri içelim!"

Kafamı sallayıp önümdeki hafif atıştırmalığa ve kahveye baktım. Heyecanlıydım. Tabiki sadece hediyle geçirmeyecekti. Daha farklı şeyler düşünmüştüm.

Onu hitap etmek istemiştim ve bu yüzden kalan son paramla ona istediği bir manzara ziyaretine götüreceğim.
Bana kızacaktı belki ama.. sorun yok.
Sorun yok.

Kaminari ile güzelce içtikten sonra ayrıldık. Bana ayırdığı vakti bile fazlaca kullanmıştım. Hızlı şekilde firması yüksek bir mağazaya girip güzel bir kombin seçtim.
Sade ama asil ve hayat dolduran renklerin uyumunu seçtim. Umarım beğenir... umarım, umarım!!

Mağazadan çıktığımda tam tamına 2.000 dolarım gitmişti bile takılarla ile.
Her neyse, önceden aldığım bilet yanımda mı diye kontrol ettim. Evet! Yanımda. Katsuki, onun evindeyken uykusunda ülke dışı bir yerde Türkiye'ye gitmeyi istiyordu.

Genelde gezgin bir ailesi varmış zaten..
Ne kadar iyi, bende Türkiye'ye gitmesi için bir bilet aldım! Hemde istediği kadar
Düşebileceği... Yani toplamda 50,000 dolarım gitti..heh. Değer.  Senin için değer.

Bulaşma yerine doğru hafif koşturuyordum. Koşmayı sevmeyen ben, bugünlerde koşucak mıydım? Biri için, kendim için. Hayatı yaşamak için, ben bunu yapacak mıydım?
Bilmiyorum.
Bilmek istediğim tek şey ilerisinde ufuk çizgim, kendi ellerimde olmasaydı.

Ortamı andıran led ışıklar sokak lambalarına bağlanmış şeritler halinde gidiyordu. Ağaçlar şekilli kesilmiş, yerdeki çimenler ortama süs katıyordu. Ve ileridedee... Katsuki.





Ve o kız, hayır sil. Durağından öpen sevimli bir kız. Hayır sil.
Ona aşıkmış gibi bakan kadın.

Biriktirdiğim yaşların ardından doğduğum gün solmayıda öğrendim.

𝗙𝗼𝗿𝗴𝗼𝘁𝘁𝗲𝗻 𝗗𝗶𝗮𝗿𝘆 // 忘れられた日記Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin