Bebek gibiyimmmmmm<333 bu yüzden bölüm yazmaya geldummm sizeeeeeee. Asklarim ballarımm.
Umarım beğenirsiniz buyrunuz bölüm sizlerleee
_&_O da kim!!?
Annemin ve babamın mezarına ellerini koymuş omuzları sarsıla sarsıla ağlayan biri vardı. İyi de benim hiç akrabam yoktu ki bu da kim?
İçimde ki korkuyla gidip gitmemekte kararsız kaldım ya bu onlardan biriyse ya yine başa sararsak.
Saçmalama Eflin onlardan olsa niye ağlıyor olsun
İç sesimin fazla haklılığı ile içimdeki korkuyu susturup mezara doğru ilerlemeye başladım. İlerledikçe o kişinin sesini duymaya başladım mırlıtılar halindeydi ama ben fazla yaklaşmıştım ve ne dediğini anlayabiliyordum.
"Özür dilerim özür dilerim çok özür dilerim size bunu yaptıkları için çok özür dilerim" peki kimsin sen?
O mezarlıkta annemin tarafındayken bende etrafından dolanıp babamın tarafına çöktüm. Bu hala beni fark etmemişti. Bu kişiyi tanımamanın verdiği endişeyle ailemin yanına ilk defa gelme utancını bastırmıştım şimdi sadece şüpheyle ona bakıyordum.
Onun beni fark etmeyeceğini anladığımda kendimi fark ettirmeye karar verdim.
"Pardon da siz kimsiniz?"
Tamam kabul ediyorum iyi bir giris değildi ama ne diyebilirdim ki.
Şok ve endişe içinde bi anda kafasını kaldırdı. Ani hareketiyle bende irkilerek oturdugum yerden hafifxe geriye gittim.
Bana garip bakıyordu.
Zümrüt yeşili olan hayranlık uyandıran gözleri gözlerime deyiyordu ama sanki bana bakarken acı çekiyor gibi bir şeylerden pişman gibi. Bu da ne demek oluyor? Kim bu yeşil gözlü çocuk?
Bakışları beni ürpertiyordu, geriyordu ve daha da endişe etmeme sebep oluyordu.
"S-siz kimsiniz?" Kahretsin ya niye kekeliyorsam. Durdu durudu ve yine cevap vermedi.
Tam tekrar soracaktım ki arkasından biri kovalarcasına kaçmaya başladı.
Kimdi bu çocuk? Burda ne işi vardı? Annem ve babamdan niye özür diliyordu? Onlara bunu kimin yaptığını nerden biliyordu? En önemlisi kim yapmıştı? Peki yeşil gözleri... Neden öyle bakıyordu? Peki beni nerden tanıyordu?
Beynimin içinde dönen milyon tane soruyu şimdilik susturmayı seçtim. Ama içimdeki garip his bana bu birbirimizi son görüşümüz olmayacağını hissettiriyordu.
Aklımdan yeşil gözleri, yaralı kalbi, ve onu attım. Üçünü de düşünemezdim şimdi 6 yıl sonra ilk defa yine ailecek bir aradaydık. Tek fark yaşayanın sadece ben olmam.
Gözlerimde biriken onları serbest bırakmamı bekleyen yaşlarımı daha fazla tutmadım bıraktım. Kendimi serbest bırakmamla gözlerimden yaşlar hızlı hızlı akmaya başladı.
"Ö-özür dilerim özür dilerim annecim özür dilerim babacım. Hepsi hepsi benim suçumdu ben ben size bunu nasıl yaptım" hıçkırıklarımda boğulduğum için durdum derin bir nefes aldım.
"Biliyordum bana güçlü kal dediniz biliyordum sonunda kötü şeyler olacaktı ama ama ben güçlü kalamadım Esra Bursalı. Ben senin güçlü kızın olamadım özür dilerim"
"Hep 'güçlü kal güzel prensesim' derdin 'prensesler her zaman güçlüdür seni koruyamayadığım her an güçlü kal derdin' Ufuk Bursalı başaramadım ben ben kendi güçsüzlüğümün bedelini en sevdiklerimin canıyla ödedim"
"Eğer o i-" sözlerimi devam ettiremedim o güne gitti aklım devam edemedim o günü tekrar yaşamaya daha hazır değilim.
Gözlerimde yaşlar bitene kadar ağladım artık sadece iç çekişlerim kalmıştım. Saatte baktığımda 7 ye geldiğini gördüm 8 saattir mi burdaydım?
Eminim ki dağılmış bir haldeydim. Bu sefer kendimi toparlamak için bir çaba sarf etmedim çantamı omzuma takıp olduğum yerden kalktım ve onlara sonkez baktım.
"Görüşürüz papatyam görüşürüz yakışıklım. Söz veriyorum size bir dahakine arayı bu kadar uzatmayacağım"
Gözlerimin tekrar dolmasına izin vermeden mezarlıktan çıktım. Mezarlığın aşağısında biraz yürüyünce bir sahil vardı ve şuan bana iyi gecelek şeylerden biri deniz havasıydı.
Yavaş adımlarla kendimi sahile sürükledim. 15 dk bir yürüyüşün ardından kendimi denize en yakın kayalara oturmuş bir halde buldum. Buralar biraz ıssızdı her zaman o yüzden çok fazla kişi yoktu. Bu da daha iyi hissetmeme sebep oldu.
Gözlerimi kapatıp deniz kokusunu içime çektim. Ciğerlerime dolan rahatlatıcı havayla hüzünlü bir tebessümle kıvrıldı dudaklarım.
O an bir şey fark ettim. Neden gözlerimi kapattığımda yeşil gözler düşüyordu önüme? Onu bu kadar takmış olamam. Ama itiraf etmeliyim merak ediyordum söyledikleri kendisi. Endişe ediyordum ve korkuyordum herşeyin başa dönmesinden çok korkuyordum. O an o en sevdiğim naif ses yankılandi kulaklarında.
"Güçlü ol gök yüzüm"
Annemin sesiyle kendimi rahatlamış hissettim sanki sanki gercekten duymuş gibiydim.
Gözlerimi kapatıp acı tebessümümle bir kaç damla daha yaş akmasına izin verdim.
Gözlerimi açtım gökyüzüne baktım ve yıldızlara baktım bu sefer hep yaptığım gibi saymadım bu sefer sadece izledim. Çok güzeller. Aynı annem gibi.
Annem öyle güzel bir kadındı ki bizi genelde abla kardeş zannederlerdi genç ve güzeldi alımlıydı. Kendini bedenini severdi ama öyle bu güzellik için bir çaba da bulunmazdı doğal bir güzelliği vardı aşık olunası bir güzellik. Hayranlık uyandıran bir güzellik. Ona olan sevgim çoktu o harika biriydi aynı babam gibi.
Annemi düşünmek kalbimde yara açmıştı. Babamı düşünmeyi ise rafa kaldırmıştım. Bazen iki yük birden ağır geliyordu.
Yarım saat boyunca denizin kokusuyla saçlarımı okşayan rüzgarla orada o kayalarda oturdum.
Gitmeyi düşünür gibi bir halim yoktu ki bişey oldu arkamda bir hareketlilik. Tam arkamı dönecektim ki sağım da ve solumda iki tane beden kollarını bana sardı. O an yüzümde gerçek bir tebessüm oldu.
Kendimi hiç yanlız kalmayacakmış gibi hissettim. Gözlerimi kapattım ve mırıldandım.
Teşekkür ederim
_&_
Marabaaaa Yada görüşürüz çünkü mölüm bitti bu kadarrrr.Bölüm yazarken ne ağlamasi ya gözüme Eflin kaçmış birazcık o kadar.
KİM ACABA ZÜMRÜT YEŞİLİ BEYEFENDİİİ????
Tahminlerinizi alalım????
Biraz bekletmiş olabilirim👉🏻👈🏻
Ama sebeplerim var o yüzden affedin beni bundan sonra daha hızlı gelecek.
Sizi seviom he sevioomm<33
Hos kalım mutlu kalın ballarımm💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutlan Canlar & Yeni Hayatlar
Short StoryEflin Mina: Elveda sevgilim...✓✓ İki tik ile şoka girmiştim nasıl iki tik olur bu imkansız Güneşimin parçası: Pardon galiba yanlış numara