14

35 5 37
                                    

Selam bebeklerim. Birine bu bölümleri düzene sokup hızlı atmak için söz vermiştim ve şimdi düzene sokmaya çalışıyorum o yüzden hızla geçelim bölümümüze. Bi de biliyorum uzun süre atmıyordum unutuyorsunuz bunun için özür dilerim ama artık daha sık atmaya çalışacağım. Çok heyecanlı giriş yaptım suandaaa hxmxhx tamam tamam uzatmıyorum geçiyoruz.

_&_

Gözlerimi huzur içinde geri açtım. İki tarafımdakilerin kim olduğunu çok iyi biliyordum. Ama artık ortamın huzuru bozulup beni boğma seviyesine geliyorlardı. Ellerimi onların ellerine koyup kendimdem uzaklaştırmaya çalıştım.

"Ayy yeter be boğdunuz beni çekilin açılın bi nefes alayım"

İkisini zor bela üzerimden atıp derin bi nefes alıp verdim. Oh be rahatlamıştım.

"Kıza bak ya iyilik de yaramıyor" bana söylenen Mert'e sinirli bir bakış yollayıp bende söylendim.

"Sarılın da beni boğmasaydınız keşke"

Mert ile birbirimize kötü bakışlar atarken bir anda kahkaha atmaya başladı bende dayanamayıp ona katıldım. En az 5 dakika böyle gülerken yanımızda olduğunu unuttuğumuz Birge bize şaşkın şaşkın bakıyordu. Ne yani delirmek mutluluk değil miydi? Bizde yaşananlardan delirmeyi tercih ettik belki.

İkimizde zor bela susup birbirimize baktım. Şimdi ki daha kötüydü onun da benim de gözlerimiz acıyla doldu. Birbirimize altından kalkamadığımız acılarla baktık. Durduk ne Birge araya girdi ne de biz göz temasımızı bıraktık. Ve beklenen son aynı andan gözümüzden bir damla düştü. Ve sonu olmayan damlalar birer birer hızlandı.

Ağladık ama hiç sarılmadık baktık baktık ve ağladık ama hiç sarılmadık ellerimizi bile tutmadık öylece baktık. Hiç iç çekmeden hıçkırmadan belki de nefes bile almadan sadece birbirimize bakarak ağladık. Ben onun kahvenin en açık tonu ama içi sıcacık bir aile sevgisiyle harlanan gözlerine baktım o da acımı bir tek onun yanında belli eden can çekişen sevgi isteyen gözlerime.

En sonunda akan yaşlarımız bitip yüzümüzde kurumaya başlayınca ağır hareketlerle bana kollarını uzattı bende aynı şekilde kollarımı ona doladım. Sonra arkamdan bir hıçkırık sesi duydum. Birge? Birge de ağlıyordu. Duygulanmış mıydı acaba. Ama gözleri hiç te duygulandığı için ağlar gibi degildi. Onun da bir yarası vardı kanamasını durduramadığı. Mert bir kolunu kaldırıp ona dogru uzattı.

"Hadi sende gel" bende onu teşvik ettim.

Birge Mert'in elini tutup yavaş hareketlerle onun diger tarafına sarıldı.

Şimdi ortada bir erkek ve içimden geçenlerle.

Biri kardeşi...

Biri ise kalbini kaptırdığı o kız...

🍁🍁🍁🍁🍁

Saatler sonra saat gecenin 3'ünde eve varmıştım. Üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup kendimi sıcak bir duşun rahatlatıcı kollarına bıraktım.

Gün içerisinde o kadar çok ağlamıştım ki artık gözlerimden yaş gelmiyordu. Ama haftalardır yaptığım gibi bu sefer yıkılmamaya ve kendimi toparlamaya söv verdim içimden.

Uzun bir banyo sürecinden sonra çıkıp odama geçtim. Ağır hareketlerle üşensemde üzerime dizlerimin üzerinde biten rahat bir elbise giydim. Pijamalarımdan daha rahattı sonuçta. Kendimi günün yorgunluğu ile yatağa attım. Gözlerim ağırlaşıyordu.

Göz kapaklarımı indirdiğimde gözlerimin önüne Bera geldi. Yaralı...

Kendimi iznim olmadan onu düşünerek hafif ama güzel bir uykuya bıraktım.

Unutlan Canlar & Yeni HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin