Bölüm başlığından anlayacağınız üzere bölümde ağır ve detaylı şekilde smut var. Yaşı tutmayanlar, rahatsız olabilecekler, herhangi bir partta 'Iy bu ne ya iğrenç' , 'Birbirlerine bunu mu yapıyorlar öğk' tarzında yorumda bulunacaklar bölümü atlarlarsa hiçbir şey kaybetmezler. Teşekkürler.Oy vermeyi unutmayın, okuyanlar için de smut sessizliği olmasın lütfen.
İyi okumalar!!!
☆☆☆
Chan'ın ısrarıyla girdikleri barın parlak disko ışıkları altında çok sarhoş oldukları için gülerek birbirleriyle dans ediyordu Felix ve Hyunjin. Yol üstünde Changbin akıl etmiş, üstlerindeki takımları değiştirmek ve daha rahat bir şeyler almak için bir alışveriş merkezine uğramışlardı.
Jisung derin sırt dekoltesi veren beyaz ince gömleğinin içinde bir prens gibi hissediyordu. Pantolonunu da içinde daha rahat hareket edebileceği bir pantolonla değiştirmişti. Kadehindeki kokteyli bitirip tezgaha koyduktan sonra içkisini yenilemeyi teklif eden barmaidi onayladı.
Jisung'un hemen yanında oturan Seungmin Changbin'e hararetle bir şeyler anlatıyordu. Jisung Seungmin'in ne anlattığını tam olarak anlamasa da sadece Changbin'in yüzünü inceleyerek onun Seungmin'e ne kadar aşık olduğunu anlayabiliyordu.
Kabul etmekten nefret etse de Seungmin için Changbin'den iyi birini düşünemiyordu.
Bakışlarını biraz ileriye çevirdi. Hyunjin ve Felix'in danslarını izlemek komikti çünkü ikisi de kör kütük sarhoştu. Bir ara koyu bir öpüşmeye çekilmişlerdi. Öte yandan Chan ve Jeongin nereye kaybolmuşlardı en ufak bir fikri yoktu. Minho ise az önce tuvalete gitmişti.
"Merhaba" yanına oturan yabancıya boş bakışlarla baktı Jisung. Belki aynı yaştalardı, belki kendisinden birkaç yaş büyüktü genç adam. Bunun ayrımını yapabilecek kadar ayık değildi.
"Canın çok acıdı mı?"
"Anlamadım?"
"Cennetten düşünce canın acımış olmalı."
Aslında ortada komik bir şey yoktu ama bu bayat tavlama numarası karşısında güldü Jisung.
Daha çok sinirden gülüyordu.
"Ben Taemin" dedi yabancı kahverengi kahküllerinin arasındaki platin tutamları nazikçe tarayarak. Ardından elini Jisung'a doğru uzattı.
"Evliyim" dedi Jisung el sıkışmayı reddederek kafasını iki yana sallayıp.
"Parmağında yüzük görmüyorum ama" Taemin kaşlarını kaldırıp omuz silkti.
Evlilik cüzdanını arabada bırakması Jisung'un suçu değildi ama alyansını evin banyosunda unutması biraz onun suçuydu.
"Kocan da yanında değil hem"
Jisung çıplak sırtına değen soğuk dokunuşla irkilip kaşlarını çatarak arkasına döndü, yumruk atmaya hazırlanıyordu ki Minho'yu görünce bakışları bir kaplanın bakışlarından kedininkine evrildi.
"Bir sorun mu var?" Elini Jisung'un sırtında gezdirdi Minho, Jisung teninde hissettiği hafif baskıyla içinin gıdıklandığını hissetti.
Baskıya gelemezdi ama Minho'nun üstünde kurduğu hakimiyet hoşuna gidiyordu.
"Konuşuyorduk sadece"
"Sana sormadım ki?" Dedi Minho Taemin'e, bakışlarıyla ateş ediyordu. Jisung'un yanında oturan Seungmin'i bile kıskanmamak için çoğu zaman içindeki ilkel varlıkla savaşmak zorunda kalıyordu. Karşısındaki çocuğu dövmemek için hiçbir sebebi yoktu. Özellikle Jisung'a yavşadığını göz önünde bulundurduğunda eli ayağı titriyordu sinirden Minho'nun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
save me, minsung (✓)
Fanfictionhan jisung'un içine çekildiği karanlıktan kimse değil ama lee minho kurtarabilirdi onu. tw's!!!![enemies to lovers, toxic/unhealthy relationships, harm to others, mafia world, slowburn, etc.] !bu hikayede geçen olaylar, karakterler, zaman ve mekan ö...