Yoğun bakım ünitesinin önünde geçen dakikalar Minho için cehennemin fragmanı gibiydi. Kendisine pansuman yapmaya çalışan Jeongin'i silkelemesinin üzerinden yarım saat geçmişti, Jeongin şimdi alıngan bir şekilde Felix'in yanında oturuyordu. Bir yandan da endişeliydi. Endişelilerdi. Kısa zamanda alışmışlardı Jisung'a. Halbuki başlarda çok farklı düşünceleri vardı onun hakkında."Kafayı yiyeceğim" kızıl tutamlarının arasından geçirdi Minho parmaklarını. "Kaç saat oldu. Neden kimse bir şey söylemiyor?"
"Kolay bir ameliyat olmayacağını söyledi zaten doktor" dedi Felix, böyle söylüyordu ama endişeden dişlediği dudağı kanıyordu. "Biri çıkar birazdan"
"Çok bunaldım" sızlayan bacağını ovaladı Minho. Bir gözü ameliyathanenin kapısındayken bir gözü koridordaydı. Chan'dan veya diğerlerinden gelecek bir haberi bekliyordu.
"Seungmin'e kimse haber vermedi değil mi?"
"Changbin hyung konuşacağını söylemişti en son" dudak sarkıttı Jeongin. Saate baktı. Akşam sekize geliyordu. Hepsi de yorgunlardı. Fiziksel yorgunluğun ötesinde mental bir yorgunluktu bu.
Nihayet ameliythanenin kapısı açıldığında Minho yalpalayarak ayağa kalktı. Kalbinin daha önce korkudan bu kadar hızlı attığını hatırlamıyordu. Kaybetme korkusunu hiç bu kadar yakından tatmamıştı.
"Doktor Bey, nasıl geçti ameliyat?"
Orta yaşlardaki doktor, yüzündeki maskeyi çekiştirerek çıkardı. Yeşil önlüğü muhtemelen Jisung'un kanıyla ıslanmıştı.
"Ameliyat sırasında herhangi bir komplikasyon oluşmadı ancak vücudunda ciddi hasarlar var. İlk on iki saat hayati önem arz ediyor. Şimdilik yoğun bakımda kalacak. Uyanırsa duruma göre bakacağız."
"Uyanırsa derken?" Sesi çaresizliğini belli edecek şekilde titredi Minho'nun.
"Hastanın vücudu için ağır bir ameliyattı. Koma durumu var. Narkozun etkisi geçtikten sonra durum hakkında size bilgilendirme yapılır zaten. Geçmiş olsun."
Jeongin ileri geri sallanan Minho'nun sırtına destek vermek zorunda kaldı. Onun Jisung'a çoktan kapıldığının farkındaydı ama işler ne zaman bu boyuta varmıştı merak etmiyor değildi.
"Hiç olmazsa göremez miyim onu?" Doktor Minho'nun kızarmış gözlerine baktı. "Yoğun bakıma alındıktan sonra sadece birkaç dakikalığına. Hemşireye sizi hazırlamasını söyleyeceğim."
"Teşekkür ederim."
Ameliyathaneden sedyeyle birlikte çıkardıkları Jisung beklemediği şekilde huzurlu görünüyordu uykudayken. Tıpkı... tıpkı...
Kafasını iki yana salladı Minho. Sadece hüsnükuruntularından ibaretti tüm bunlar. Jisung'un gülümsediği falan yoktu. Aklı karışıyordu herhalde, yorgunluktan.
Çok geçmeden Jisung'u yoğun bakım servisine aldılar. Daha önce vurulduğunda da böyle ruh gibi görmüştü Minho onu, yine de ilk seferki gibi korkuyordu.
"Biz buradayız" dedi Felix gülümsemeye çalışarak. Koridor sivil ve üniformalı polislerle doluydu. Hastanenin ve çevresinin güvenliği eskisinden de çok arttırılmıştı. "Bekliyoruz."
Minho kafasını aşağı yukarı salladı. Hemşire yalnızca beş dakikası olduğunu tekrardan hatırlatarak dışarıya çıktığında ne yapacağını bilemedi. Uzaktayken iki yabancı gibilerdi. O yüzden adımlarını Jisung'un yattığı yatağa doğru attı. Vücudunda farklı farklı kablolar vardı sevgilisinin. Hâlâ sevgili oldukları gerçeğini garipsiyordu zihninde. Yine de bir kez daha iyi ki ertelememişim dedi içinden. Çünkü hayat çoğu zaman hayallerin gerçekleşmesi için yeterli zamanı tanımıyordu kimseye. Kaza çok farklı da sonuçlanabilirdi. İkisinden biri yaşamıyor olabilirdi. İhtimaller Minho'nun tüylerini ürpertti. Seslice yutkundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
save me, minsung (✓)
Hayran Kurguhan jisung'un içine çekildiği karanlıktan kimse değil ama lee minho kurtarabilirdi onu. tw's!!!![enemies to lovers, toxic/unhealthy relationships, harm to others, mafia world, slowburn, etc.] !bu hikayede geçen olaylar, karakterler, zaman ve mekan ö...