6. Bölüm

1.4K 204 205
                                    

İyi okumalarr!!!

☆☆☆

"Orospu çocuğu!"

Han Jisung'un öfkeli çığlığı Lee malikanesinde yankılanarak ortalığı inletti. Sinirinden kıpkırmızı olmuştu, boyası iyice akmış mavi saçlarını çekiştirmeyi kesip ellerini kulaklarına bastırdı, bir kez daha.

Minho, Kulüp'te yeni tanıştığı bir kızla kendi odasında sevişirken çıkan sesler bütün odalara - özellikle de Jisung'un odası Minho'nun odasının hemen alt katında olduğu için Jisung'un odasına - duyuluyordu. Jisung artık bu muameleye dayanamayacağını fark edip odasından çıktı ve merdivenleri indi sinirli bir şekilde. Evi tam şu an Minho'nun başına yıksa yeriydi. Hakkı vardı.

Utanması da mı yok dedi söylenerek. Kendisi sevişirken çıkardığı sesleri seviştiği insanın dışında herhangi birinin duyması ihtimali bile tüylerini diken diken ediyordu. Dış kapının önündeki askılıktan aldığı montu giyerken mutfaktan çıkan yardımcılardan biri Jisung'un yanına adımladı. Elbette zavallı yaşlı kadın da duyuyordu evin içinde yankılanan sesleri ve Jisung kadar kırmızıydı. Tabii ki onun kırmızı olmasının sebebi Jisung'unki gibi öfke değil de utançtı.

"Gidiyor musunuz efendim? Poğaça hazırlamıştık açsınızdır diye."

"Tüm iştahım kaçtı, teşekkür ederim" montunun fermuarını boğazına kadar çekti. "Ayrıca lütfen Jisung diyin, Han diyin ama efendim demeyin. Mahcup oluyorum."

"Peki ef.. Han-ah." Jisung gülümsemeye çalışarak kapıyı açtı ve kendini yüzünü kesen soğuğa rağmen dışarıya attı.

Nereye gidebileceğini düşünüyordu. Babası kendisini görmek istemiyordu, ki bu yüzden eve bir süre dönemezdi. Seungmin, Felix olayı yüzünden Jisung'a sinirlenip her yerden engeli çakmıştı. Siniri geçtikten sonra düzeleceğini biliyordu Jisung Seungmin'in, o yüzden üstüne gitmek istememişti.

Geriye tek bir kişi kalıyordu.

Telefonunu cebinden çıkartıp Felix'in numarasını tuşladı. Dışarısı o kadar soğuktu ki burnu donmuştu.

"Efendim sevgilim?" Felix'in neşeli çıkan sesine karşılık gülse mi yoksa gözlerini mi devirse bilemedi Jisung. Birinin yanında falan mıydı acaba da sevgilim diye yanıtlıyordu telefonu? Bu samimiyet neyin göstergesiydi yani?

"Neredesin?"

"Dışarıdayım" uzatarak söyledi Felix.

"Kim var yanında?"

"Önemli biri değil" bunun üstüne Hyunjin'in sesi duyulduğunda keyiflendi Jisung. Bu her şeyi açıklıyordu. "Ben önemli biri değil miyim senin gözünde?"

"Konum at yanına geliyorum."

"Ya, çabuk gel aşkım olur mu? Çok özledim seni." Cringe eşiğini çoktan geçmişti Jisung, kıvranıyordu. Yüzünü buruşturdu. Yine de sesinin telefondan Hyunjin'e duyulabileceğinin bilincinde olarak bunu yansıtmadı. "Tamam, görüşürüz"

"Bay bay" telefonu kapatıp Choi'nin getirdiği arabanın arka koltuğuna yerleşti Jisung. Hâlâ yanaklarının kızarık olduğunu arabanın dikiz aynasından baktığında fark ediyordu.

"Bay Han?" Choi'nin ona seslendiğini ikinci seferde duydu. Düşüncelerine dalmıştı. "Nereye gideceğimizi hâlâ söylemediniz?" Felix'in gönderdiği konumu arabanın ekranına yansıttı. Midesi bulanıyordu, belki de yaşlı kadının poğaçalarını geri çevirmemeliydim diye düşündü. Hiç olmazsa mide bulantısı biraz olsun yatışırdı.

"Klimayı açmamı ister misiniz?"

"Sence istemez miyim?" Gözlerini devirmeden edemedi Jisung, Choi onunla uğraşıyordu. Gülen Choi'ye ters ters baktı. "Bana bak. Dalga mı geçiyorsun sen benimle?"

save me, minsung (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin