2 Yıl Sonra
Ne zaman nişanlanmak istesek hep bir sorun oluyordu. Ya onun işi çıkıyor ya benim. Şimdi daha da imkansız hale geldi. Barış, gidiyordu. Koca İstanbulda yalnız kalmıştım. Ne zaman geri geleceğini bilmiyorum ama onu bekleyeceğim. Bu yıllarımı alsa bile, bekleyeceğim. O şu an başka ülkede bense anılarımızın olduğu şehirdeyim.
Ne yapıyor? Nasıl? Aç mı? Uyuyor mu? Yorgun mu?
Bilmiyorum.
Yine sıkıcı işimden çıkıp eve gittim. Taşınmıştım, şirkete yakın bir yere. Eşyalarımı yeni yeni yerleştiriyordum. Bir kutunun içinden deniz kabukları çıkmıştı.
"Neredesin Barış?"
Gözyaşlarını serbest bıraktım. Neden böyle oldu, neden birdenbire böyle oldu? Daha dün gibiydi, birlikte eğleniyorduk.
Yere oturmuş ağlıyordum. Her günüm ağlamakla geçiyordu zaten. Ondan 2 yıldır haber alamıyordum. Melina'da Kerem'e ulaşamıyordu. Muhtemelen hatlarını değiştirdiler ama biz bilmiyoruz ki numaralarını. Sosyal medya desen, hesabımı kapatmıştım. Barış'ın birgün gideceğini tahmin edemedim. Aptal Umay! Yaptıklarının cezasını çekiyorsun işte.
Üzerime bir hırka alıp dışarıya çıktım. Soğuk rüzgarın tenime değmesine izin verdim ama titriyordum bu sefer. Çünkü yanımda kimse yoktu, yalnızdım. Sahile gidip kumların üstüne oturdum. Dalgaların huzur verici sesleri, gökyüzündeki yıldızlar, beni rahatlatıyorlardı. Yere uzanıp gözlerimi kapattım. Onunla olan her anım gözlerimin önünden geçip gitmişti.