BÖLÜM 13: "DEVİL"

1K 49 39
                                    

Multimedia: Berru

Arkadaşlar okumanızın daha keyifli geçmesi için multiplay'de ki şarkıyı öneririm iyi okumalar :*

Uykusuzluk başımı çatlatıyordu. Güneş ışınlarının yüzüme gelmesi sinir bozucuydu. Bu perdeyi kim çekmişti? Umutsuzluk ve mutsuzluk ile uyanmıştım bu sabah. Tek bir u harfi bile kelimenin anlamını bile değiştirebiliyorken ben o kadar şey yapmama rağmen hayatım da hiçbir şey değiştirememiştim.

Ne ileri adım atmıştım ne de geri, yapabildiğim tek şey bir dost kazanmaktı. Her ne kadar da şu anda yanımda olmasa bile.

Perdenin arasından süzülen ışınlar bedenimin her yerini işgal etmişti. Saçlarım yüzüme boyun boşluğuma girmiş kalkmamak için direniyorlardı. Yorganım boynuma kadar çıkmış ve beni esir almıştı. Etraf dağınık olmasına rağmen bana düzenli gibi gözüküyordu. Her şeye rağmen burada olmak güzeldi.

Telefonumu komidinin üzerinden almak için yatakta yuvarlanarak sağıma döndüm. Sağıma döner dönmez bir kafa görmem bir oldu. Bağırmam gereken yerde kendimi susturarak yüzüne baktım. Dağınık saçları benim önümden çekilmem ile güneş ışınlarına mağruz kalmıştı. Ne ara yanıma yatmıştı?

Bedenime yakın değildi ve bana sarılmak gibi saçma bir hata da yapmamıştı. Ama yine tüm gece onun olduğunu bilmek...

Sanırım bu garip bir histi, çok farklı ve hissedemediğim kadar güvende. Gözlerimi açar açmaz karnıma giren ağrı gözlerimi Samet'ten çekmeme neden olmuştu. Durduk yerde karnıma giren ağrı da neyin nesiydi böyle?

Samet'in üzerinden kolumu uzatıp telefonuma ulaştığımda direkt olarak takvime girdim. En son regl tarihim üzerinden 25 gün geçmişti ve bugün hasta olma ihtimalim yüksekti.

Aklıma gelen ani düşünce ile Samet'i yataktan atmak geldi. Çünkü eğer hasta olduysam yatağa geçen kanı görebilirdi. Ve bu utanç verici olurdu.

"Kalk yanımdan!" Dedim bağırarak. Bir şeyler mırıldanıyordu ama ne olduğunu anlamıyordum.

Yerinden kalkması için bir kaç kez onu dürtmeyi denemiştim ama sonuç olumsuzdu. Yorganı kendi üstüne çekmiş ve sadece kafası görünecek şekilde uyuyakalmıştı. Bu şekil de ne kadar güzel gözüküyordu. Her ne kadar da çiçekleri olan battaniye de olsa...

Tamamen Melek'in seçimi olan bu yorgana Samet'in içinde oluşu anlam kazandırabiliyordu. Saçları yastığıma dokunurken o saçlara dokunmak için can atıyordum fakat içimde bir şeyler daha can atıyordu. Mideme sanki iğne batırıyorlardı. Eski sancılarım kadar kötü değildi bu sancı fakat yine de Samet'e rezil olmadan bu durumdan kurtulmam gerekti.

"Samet", seslenişimi tekrar duymamıştı ve yerinde huysuzlanarak elini karnıma atmıştı. Aniden attığı eli karnımda ki acıyı daha da tetiklemişti. Normal de yaptığı bu hareketi bilinçli yapsa gözümü kırpmadan ona karşı çıkardım fakat bilinçsizce yaptığı bu hareket o kadar inanılmazdı.

Belki her şey daha iyi olur diye düşündüm. Sevdiğim adam bir daha yanım da olabilir miydi? Her şey geçer miydi?

Samet'i uyandırmak zora benziyordu. Bu yüzden biraz daha sert davranmaya karar verdim. Ayaklarımı Samet'in göğüs kısmına dayayarak onu yere ittiğim de küt diye ses çıkmıştı. Gülmemi bastırmak zorunda kaldım ve yatağın üzerinden ona baktım. Daha önce yapmayı çok istediğim bir hareketti bu fakat kimseye karşı yapamamıştım.

Ona karşı duyduğum bu his inanılmazdı. Onu her ne olursa olsun gördüğüm zaman bir çocuğun yeni aldığı oyuncağı gördüğü anda ki mutluluğu gibi bende ona karşı bu duyguyu besliyordum. İçten içe.

OROPAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin