BÖLÜM-6: "SORGU"

1K 73 13
                                        

Multimedia:Bilal

"Anlatsana ne bakıyorsun !?" diye gürledi. Onun içinde ki nefreti anlamak çok güçtü. Daha ne olduğunu bilmediğim halde bana yükleniyordu. Bu haksızlıktı.

"Sana ne söylediler ?" dedi. Bu sefer sesi daha sakin çıkmıştı. Gözlerini gozlerimle dikti ve bana yaklaşmaya başladı. Attığı her adımda kalbim daha hızlı atıyordu. En sonun da yanıma yaklaştığın da Samet'in yüzüne bakamaz hâle gelmiştim. Yüzümün kızardığına emindim. Çok yakın duruyordu ve söylediği her kelime hafif rüzgarla birlikte yüzüme vuruyordu.

"Okulda ki kişiler sana benim hakkım da ne söylediler ?" cümlesini yinelemiş ve hâlâ sakin duruyordu. Nefesi hâlâ yüzüme çarpıyordu. Biraz geri gittim. Yoksa konuşamazdım.

"Sadece eskiden kız kardeşinin o okul da okuduğunu söylediler." dedim. Hâlâ yüzüne bakmıyordum. Ben ne kadar geri gitsem de o bana o kadar yaklaşıyordu.

"Kimse sana başka bir şey söylemedi mi ?" dedi sanki onun hakkında öğrenilecek çok şey varmış gibi.

"Hayır. Başka bir şey söylemeleri mi gerekiyor ?" dedim. Onun sakinliğin de çıkmıştı sesim.

"Evet, bir çok şey hem de" dedi.

"O zaman onları da bana sen anlat." dedim. Ne saçmalıyordum ben ? Ben anlat dedim ya hemen anlatır değil mi ? Kendini kandır Berru.

"Gitme zamanı. Arabaya bin." dedi ve ben de onun kuklasıymışım gibi arabaya bindim.

Arabanın sürücü koltuğuna geçtiğin de bende kafamı en sonun da kaldırmıştım. Bana baktığını fark etmemiştim.

"Kızarmışsın. İlk defa utangaç bir kız görüyorum. Oysa ki seni daha öpmedim bile." dedi ve güldü.

"Beni öpemezsin zaten. Düzgün konuş." dedim. Onun bu şekil de konuşması beni sinir ediyordu. Ne demek seni daha öpmedim bile ? Öpemezsin zaten.

" Sanki daha önce hiç öpülmemiş gibi konuşuyorsun." dedi. Bu soruya ne denilirdi ?

"Çünkü öpülmedim. Öptürmedim. Sevgilim olmadı. Olmayacak ve sen artık bana bir sürtükmüşüm gibi sorular sormayı kes." dedim. Bence iyi laf sokuyordum. Arabayı ormanlık bir yere sürüp durdurdu. Ne yaptığını anlamadan beni arabanın içinden çıkarıp ormana doğru sürüklemeye başladı.

"Heyy canım acıyo elimi bırak seni sersem." ne kadar diremsem de elimi bırakmıyor ve daha fazla sıkıyordu. Ormanda ki uzun yürüyüşümüzden(!) sonra küçük bir ev gibi bir yere girdik.

Bana yapacağı şeylerden korkmaya başlamıştım. Düşündükçe aklıma farklı farklı olaylar geliyor ve hepsinin sonu da ölümle bitiyordu. Bu tek odalı küçük,sıcak ve sevimli yerde, pekala beni böyle bir yer de öldürmez öyle değil mi ?

"Ne yapıyoruz burada ? Beni hemen çıkar buradan." diye bağırdım.

Elleriyle yüzümü kavradı ve yüzünü yüzüme yasladı. Bu yaptığı hareket ile sesimi çıkaramadım. Kafamı aşağı indirdim. Ona bakmamaya çalıştım.

" Senin susma yöntemini buldum galiba." dedi ve gülümsedi.

"Yapma şunu !" dedim. Başımı ona çevirdim ve dik dik baktım.

Yüzümü onu çevirdiğim de kafasını hâlâ benden almamıştı. Nefesini yüzüm de hissediyordum. Bu kadar yakınlaşma benim için çok fazlaydı. Kafamı başka bir tarafa çevirdim ve tek odası olan evde ki deri kahverengte ki koltuklardan tekine oturdum. İki deri koltuğundan arasında ahşap kare bir masa ve üzerinde cam kasenin için de gül kurusu yaprakları vardı.

OROPAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin