2. Bölüm

396 72 357
                                    

Aldığımız görevle hemen hazırlanıp uçak pistinin oraya varıp vakit kaybetmeden uçağa bindik.

Bir süre sonra Uluslararası Karasularında bulunan deniz hattina geçiş yaptığımızda denizaltı ile adaya belli bir mesafe daha yaklaşmıştık.

Denizaltıyla bile yaklaşmamız tehlikeli iken havadan asla gidemezdik.

Denizaltı komutanının yanına ilerledim,bakışlarını teleskoptan alıp bana döndü " Hazırmıyız Pelin yüzbaşım?"

"Daima hazırız komutanım artık kaybolabiliriz"diye onu onayladığımda elini teleskoptan çekip askerlerine döndü.

"Teleskop aşağıya,40 metre,tam yol ileri "diye emirler verirken sessizce bekledim.

Komutanın dedikleri yapıldıktan sonra bana döndü "hedef noktasına 9 mil uzaklıktayız,suyun sıcaklığı da 8 derece,akıntı da oldukça fazla eminmiyiz Pelin yüzbaşım?"

Diye sorduğunda daha dik durmaya başladım "komutanım 3 mil kadar denizaltından çıkış yaparsak bu hepimiz için en uygun olacaktır. Daha azı sizi tehlikeye atar,açığa çıkabiliriz hem düşmanda ne tür silahlar var bilmiyoruz."

Dediğimde derin bir nefes aldı" bu kadar silah ve teçhizat ile yüzmek sizin için de zor olsa gerek Allah yardımcınız olsun" dediğinde gülümsedim.

"Sağolun komutanım hem zor görevlerin güzel zaferleri olur. Hem biz Dumlupınar şehitlerinin torunlarıyız, bittiğimiz yerden yeniden doğarız." Baş selamı vererek oradan ayrılıp timin yanına gittim.

Tim bir yandan hazırlık yapıyor bir yandan da sohbet ediyorlardı " yemin ederim Jules bizi görse 'Denizler Altında Yirmi Bin Fersah'ı' tekrar yazardı" diyen Cengiz'e Selim cevap verdi.

"Ne oldu? Niye?"dediğinde Cengiz ona döndü " ya kardeşim akıl işimi? bu havada 3 mil deniz yüzmek ne ya" dediğinde hepsi güldü.

"Cengo'cum imkansızın peşinde koşmayanların hikâyesi olmazmış,tarihe bak; Çaka Bey,Barbaros Hayrettin paşa, Piri Reis ve bunlar gibi yüzlerce denizci, tarih boyu hep imkanın sınırlarını zorladılar. Ve bugün biz mavi vatana bu kadar hakimsek onların sayesinde" dediğinde

Bora "rahmetle yıkansınlar" demesiyle hepsi amin dedi.

"Neydi bizim sözümüz zoru başarırız,imkansız zaman alır"Selim'in başladığı sözü hep beraber tamamladıklarında bende aralarına katıldım.

"Hadi şu planın üstünden bir daha geçelim. Akrebin yuvasına giriyoruz beyler,birincisi kolay bir görev olmayacak, ikincisi başarısızlık bir seçenek bile değil, gizlilik esas denizaltını deşifre edemeyiz. Bu yüzden tahliye için denizaltının gizli çıkışını kullanacağız" dediğimde hepsine baktım.

Dikkatle beni dinliyorlar dı."bu arada size güzel bir haberim daha var, ki bu haberi sevinçle karşılayacağınıza eminim" bakışlarım Cengiz'in üzerinde durdu "özellikle de Cengiz,belirlenen koordinata varmak için iki saat aralıksız yüzmemiz gerekicek." Dediğimde;

Cengiz gözlerini devirip başka tarafa bakmaya başladı yüzü sıkıntılıydı. Yüzmekten ciddi anlamda nefret ediyordu ama yapıcak bir şey yok. Görev sorgulanmaz yapmak zorundaydı, istese de istemese de.

Diğerleri ona güldüğünde ona doğru biraz eğildim "bir sıkıntı mı var Cengiz?"sorumla bakışları bana döndü "yooo komutanım yok yani" diyince tekrar dik durup "güzell" dedim.

Diğerleri gülmemek için kendilerini tutuyorlardı ama pek başarılı oldukları da söylenemez.

Kollarımı göğsümde birleştirip anlatmaya devam ettim "suyun sıcaklığı 8 derece,düşmanda ne tür silahlar var bilmiyoruz, bölgede dost kuvvette yok, denize çıkma noktasına geldiğimizde ikiye ayrılacağız Selim'in timi iskele tarafına,benim timim sahil tarafını temizliyecek. Buluşma tarafımız benim olduğum taraf unutmayın sonra kuru dere yatağından intikale geçeceğiz operasyon sonrasında tahliye noktamız ilk buluşma noktası unutmayın sakın" nefes alıp anlatmaya devam ettim.

Al SancakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin