Başımda ki ağrı ile gözlerimi zorlanarak açtım.
Paraşüt geç açıldığı için sert bir iniş yapmıştım, ama ben yere çakılmayı ve vücudum da kırıklar olur diye beklerken ağaca takılıp asılı kalmıştım, olsun en azından kırık yoktu. Şimdi ise aşağı inmem gerekiyordu.
Belimde ki bıçağı çıkartıp paraşütün beni tutan halatlarından birini kestiğim sırada suratıma tutulan ışıkla hazırlıksız yakalanıp kısa bir süreliğine gözlerimi kapatıp tekrar açtım, hızlıca diğer halatı da kesip karşımda ki iki adamı da hamle yapmalarına izin vermeden, sessizce halledip arkamda ki çalılıkların arkasına sakladım.
Telsizimi ve silahımı alıp ilerleyeceğim sırada karşı yoldan gelen üç araba ile olduğum yerde eğildim.
Arabalar biraz daha ilerledikten sonra durdu, karşı yolda çalılıkların arasında ki hareketliliği farkedince dikkatimi arabaların üstünden çekip silahın dürbünü ile baktığımda timimi görmemle rahat bir nefes verip gülümsedim.
En öndeki araçtan inen kırklı yaşlarında kısa boylu bir adam inince oraya döndüm ve temkinli adımlarla ilerlediğim de adam beni farkedip elini belindeki silaha attı ve temkinli davranarak "mavi?" Dediğinde istihbarattan olduklarını anlayıp "vatan" diye cevapladım onu.
Bu aramızda ki şifreydi böyle anlaşmıştık, adam elini belinden çekip gülümsedi. Tim de temkinli adımlarla bize yaklaştığında Cengiz kimseyi umursamadan endişeli ve hızla yanıma geldi.
"Pelin iyisin değil mi? Bir şeyin yok?" Bu haline güldüm timde bana en yakın ve en bağlı olan kişi Cengiz'di Beyza ve Alp 'ten sonra benimde başıma bir şey gelicem olması onu fazlasıyla korkutmuş olmalıydı, ona gülümseme me rağmen rahatlamamıs görünüyordu.
Selim'de yanıma gelip elini sırtıma koydu Cengiz 'e oranla daha kontrollüydü "çok şükür iyisin" başımı salladım "iyiyim iyiyim sert bir düşüş oldu sadece" diye onları rahatlatmak için alayala konuşmuştum ama işe yaramamış olacak ki Cengiz gözleriyle yara alıp almadığımı kontrol ederken, Sabri çantasını açıp "komutanım kaşınız" diyerek bana ilerlediğinde elimle onu durdurdum.
"Bir şeyim yok iyiyim" desem de ikna olmamış gözlerle bana bakarken çantasını kapatıp geri sırtına taktı ve el mecbur geri çekildi. Bu hareketime Cengiz kaslarını çatarak baksa da umursamadım.
"Biz de operasyonu iptal ettik, seni aramaya geliyorduk ki arkadaşları görünce durduk" elimi konuşan Selim'in omzuna koydum, operasyon ne olursa olsun devam etmeliydi.
"Operasyon devam Selim, buraya kadar gelmişken gidemeyiz" Selim beni başı ile onaylayıp geri çekildiğin de arkasında ki adamı bir anlığına unuttuğumu farkedip ona doğru ilerliyerek elimi uzattım.
"Pelin yüzbaşı memnun oldum " adam da aynı şekilde elimi tuttu "bizde memnun olduk. Aslı yüzbaşı gerekli bilgileri verdi, biz her şeyi hazırladık." Elimi çekip başım ile onayladım ve arkadaki araçlara baktım klasik dikkat çekmeyen tipden araçlardı.
"Biz iki siyah araç bekliyorduk, ama sizi bunlarla görünce şaşırdık" diyen Selim ile adam araçlara baktıktan sonra Selim konuşmuş olmasına rağmen adam bana döndü. Selim bu harekete alayla gülmekle yetindi.
"Son anda bir değişiklik oldu irtibat kuramadık kusura bakmayın " Selim'e yaptığı şeyden sonra bende onu umursamadan time döndüm "herkes araçlara yeterince vakit kaybettik zaten" adam yaptığım şeyden sonra bozulurken Selim bana göz kırparak diğerleri ile araca ilerledi.
Yanım da bana hâlâ endişe ile bakan Cengiz'e kaşlarımı çatıp başımla arabayı işaret ettiğim de burnundan nefes vererek araca bindi, ben de arkasından sabır dileyerek ilerleyip bindim.
*************
Varış noktasına yakın bir yerde durup indiğimiz de timi başıma toplayıp aklımdaki planı anlattım, Novak'ın olduğu bölgeye yakın bir yere saklandığınımız da beklemeye başladım.
İsmail abi Novak'ın olduğu bölgenin elektriğini kesince işaret vermemle Aras tamirci kılığında içeri girdi, şuana kadar planda sorunsuz gidiyordu.
Görev telefonunun çalması ile cebimden çıkarıp albayın aradığını görünce yanıtladım 'Pelin son durum ne?"
"Aras içeride komutanım mekan ve adamlar hakkında istihbara topluyor ancak bölge de sinyal bozucular var, muhtemelen içeri girdiğimiz de irtibatımız olmayacak" dediğimde albay bir süre sessiz kaldı.
"Elektriği kesmediniz mi?" Sorusuna sabırla cevap verdim, görev esnasında bu şekilde konuşmayı sevmiyordum ama mecburdum "kesildi komutanım ancak devre dışı kalmadı muhtemelen aküden besleniyor" albay derin bir nefes verdiğinde bu durum bizim gibi hoşuna gitmemişti.
"Bu büyük bir sorun Pelin, hemen jammeri devre dışı bırakmanın bir yolunu bulun" dediğinde göremeyeceğini bildiğim hâlde başımla onayladım"emredersiniz komutanım"
Telefonu kapatıp beklemeye devam ettik. Hava iyice aydınlandıgın da Aras'ın çıktığını görüp hemen toparlandık.
Aras belirlediğimiz işareti verdiğinde "işaret geldi başardı hemen Aslı'ya haber verin istihbarat elektriği açsın" dememle Selim beni onaylayıp Aslı'ya haber verdiğinde çok geçmeden elektrikler gelmiş Aras'da yanımıza ulaşmıştı.
Aras'ın biraz soluklandıktan sonra gördüklerini anlatmaya başladı "komutanım içeri de yirmi kadar silahlı adam var,hepsinin elinde makinalı tüfek mevcut füze rampası kamyonda" onu başım ile onaylayıp hedef noktasında ki hareketlilikle oraya döndük.
Selim dürbün ile araçları inceledikten sonra "koruma araçları ile birlikte çıkış yapıyorlar" sol tarafım da duran Cengiz bana döndü "harekete geçmeliyiz" ona cevap vermeden düşünmeye başladım.
Adamlar oldukça kalabalıktı ya istediğimizi alıcaktık ya da yok edicektik" Seli, Aras,Mustafa siz benimle gelin füze rampasını patlatacağiz, Cengiz siz burada kalın eğer harekete geçerlerse emrini bekleyip saldırın,çıkmalarına müsade etmeyin" Cengiz itiraz eder gibi oldu ama yine de beni onayladı "emredersiniz komutanım" kafasını çevirip ileriye baktıktan sonra bu sefer endişe ile baktı.
"Dikkat edin komutanım" normalde onu teselli ederdim şuan sırası değildi. Aras'a döndüm "Aras araç ne tarafta?" Aras hemen cevap verdi " arka tarafta" dediği an Mustafa ve Selim'e verdiğim işaretle kalkıp ilerledik.
Aracın yanına geldiğimizde Aras arabayı tamir ediyormuş gibi aracın yanında dururken bizde gerisinde ağaçların arkasında bekliyorduk.
Gelen konvoyla Aras elindekileri bırakıp araçlara yöneldi "kusura bakmayın ya aracım bozuldu,ilerlemiyor bir yardım edebilir misiniz bana rica edersem?"
Aras'ın oyunculuğu beni tatmin ederken araçtan inen adam elinde ki silahla Aras'a yaklaştı "kendin çek arabayı" demesiyle Aras silahı çıkartıp adamın kafasına sıktığın da bizde çıkıp diğerlerine ateş etmeye başladık.
Adamların karşılık vermesine izin dahi vermemiştik. Füze rampasının olduğu kamyona ilerlerken seslendim "Selim,Mustafa dikkatli ve sessizce hallediyoruz" Selim beni onayladı "bir an once halledelim ve gidelim artık"
Kamyona dikkatle ilerlediğimiz de içeride ki adamları da halletmiştik.
"Mustafa patlat şunu biz araçları kontrol ediceğiz" Mustafa beni onaylayıp kamyona girdiğinde araçları tek tek kontrol etmeye başladık."Komutanım" arkamdan seslenen Aras'la ona döndüğümde bana kağıt uzatmıştı, uzattığı kağıdı okuduktan sonra yüzümde tatmin olmuş bir ifade belirdi ""güzel, burada tüm bilgiler var hangi gemiye yükleneceği,geminin rotası, son gideceği yere kadar her şey yazıyor."
Selim "nereye gidiyormuş" diye sorduğunda ona döndüm "Mersin Limanı" cevabıma Mustafa güldü "artık gidemiyecek komutanım" ben de güldüm Mustafa haklıydı artık gemi falan hiçbir şey gidemiyecekti...
*********************
Evetttt bir yeni bölüm sonu dahaa 😊😊
Umarım beğenirsiniz
Oy ve yorum yapmayı unutmayın lütfennnnnn 💜💜💜🧚🏻♀️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Al Sancak
AdventureBabasını küçük yaşta kaybeden Pelin Aka annesine ve kız kardeşine bakmak zorunda kalır,hayali olan kara harpi kazanıp başarıları ile yüzbaşı rütbesine ulaşır ve bu yolda ilerlerken kendisinin her daim yanında olan okul ve silah arkadaşı Yüzbaşı Beyz...