Bölüm 14.
Seçimler ve Sonumlar
Geçmişten kesit.
"Hatırlıyor musun Alp, önceden revir falan yoktu, yoğurt sürerdik yaralarımıza." Güldü. Elleriyle yerden destek alarak, ayaklarını bağdaş yaparak oturmuştu. Kafasını kaldırmış tavana bakıyordu. "Her yaraya iyi geleceğini sanır tüm yoğurtu ziyan ederdik." Bana baktığında burnunun kanmasını durdurmaya çalışıyordum. Eliyle omuzumu dürttüğünde ona kaşlarımı çatarak baktım. "Lan konuşsana, trip mi atıyorsun?." Elimdeki pamuğu çöpe atıp yenisini sertçe burnuna bastırdığımda inledi.
"Konuşmamı mı istiyorsun? Tamam, konuşayım. Seni de, senin yapacağın planında amına koyayım Mert. Oldu mu?"
"Oldu! Zaten burnu mu da kırdın, anladık sinirlisin. Ama bir az sonra en doğru olanın bu olduğunu anlayacaksın."
Sabah uyandığımda Merti yatağında bulamamıştım. Yurtta her tarafı gezmiştim. Hatta Esra bile kaç kez ne olduğunu sormuştu. Merti 17 yaşında kimse evlatlık almayacağı için belli ki kaçmıştı.
Nereye gittiğini biliyordum çünkü bir aydır aklında bu planı yapıyordu. Beni de çağırıyordu, kaç kez bu yüzden kavga etmiştik. En sonunda kavga ederken Esraya yakalandığımızda onu bir bahane üreterek geçiştirmiş ve bu konuyu sonsuza dek kapatmıştık.
Ama Mert için konu kapatmamış olacak ki yurttan kaçmıştı. Bunu Esraya söyleyip onu panikletmemiştim. Akşam Mert geldiğinde tüm gün susmuş, gece olduğunda gizlice dışarı çıkıp ağzını yüzünü kırmıştım. Şimdi de gizlice revirdeydik.
"Senin o doğru dediğin şey yasa dışı farkına var! Çocuk musun Mert?! Hadi beni geçtim Esrayıda mı düşünmüyorsun? Tüm gün ondan saklayacağım diye kırk takla attım. Bizi bırakıp nasıl gidersin? Ya gelmeseydin?"
"Ben sizi terk etmedim Alp, etmem." Diye hızlıca cevapladı.
"Kes sesini Mert!" Göz devirdiğinde yine aynı pozisyona döndü. Başını arkaya atıp tavanı izlemeye başladı.
"Alp." Dedi derin nefes alarak. "Ben beş ay sonra 18 yaşına gireceğim farkında mısın? Kıçıma tekmeyi basıp dışarıya atacaklar beni. Ne yapacağım? Kendime bir gelecek kurmak zorundayım."
"Bu mu gelecek gerizekalı ha, bu mu? Yakalanırsan geleceğin biter."
"Ya sen Alp? Bu gün 17 yaşına bastın. Bir yıl sonra 18 olunca ne yapacaksın? Hadi diyelim biz çıktık sokaklarda yaşadık. Alışığız zaten. Ya Esra? O ne yapacak, o da mı bizimle karton üstünde yatacak? O da mı sokaklarda yaşayacak?" Sertçe yutkunduğumda bakışlarımı kaçırdım.
"Ben.. ben bir yolunu bulurum. İzin vermem onun öyle yaşamasına. İş bulurum kendime."
"Tabii iş sahipleride sıraya dizilmiş seni bekliyorlar, gel onların dükkanlarına sağ ayakla gir, işleri bereketlensin diye. " Alayla güldüğünde sinirlendim.
"Yine de yaptığın doğru değil." Ayağa kalktım. Elimdeki pamuğu çöpe attıktan sonra pamuk poşetini sertçe göğüsüne çarparak ona verdim. "Kendi pansumanını da kendin yap. Zaten aklının estiği yola gideceksin, pansuman yaptığım zamana yazık."
"Ben bu yola sadece kendim için değil sizin için de giriyorum Alp." Dedi sertçe. "Benim ailem oldunuz olum. Bir tek siz varsınız. İlk önce sen çıkacaksın, senin için iyi bir yaşam sunacağım, sonra da Esray-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güvercin
ChickLitGüvercin yurdu. Büyüdüğüm 17 olunca kaçtığım, önünde kaza geçirerek hafızamı kaybettiğim yurt.. Geçmişime dair bildiğim tek şey bu. *Not* Ben siyah gitarlı çocuk hikayesini yazan kişiyim sadece hesabımın şifresini kaybettim. Bu hesaptan paylaşıcam...