"BANA BUNU YAPMA"

401 14 5
                                    

Multimedya; Aras ve Toprak'ın yemekteki elbiseleri

Yayımlamakta biraz fazla geçiktik biliyoruz affedin bizi :D


**









Aras'tan

Üniversitenin kapısının önünde oturan arkadaşlarımın yanına doğru gittim. Buğra harıl harıl Yağmur ile Cenk'e bir şeyler anlatıyordu. Sessizce yanlarına oturdum.






-Okulun playboyu gelmiş. Sen buralara uğrarmıydın?









-Son zamanlar ya finaller falan var onlarada mi gelmeyeyim Cenk?


-Dalgasına takılıyorum ya. Ama seni okulda cidden uzun zamandır görmemiştim dicemde senin ki geliyo yine.



Diyerek sırıtmaya başladı.






-Ooo Aras. Çok şükür gelebildin.




Bunu diyen ve bizimkilerin (yani  Cenk Yağmur ve Buğra) "seninki" diye dalga geçtiği Selin'di.






-Ne oldu ki?





Bu kızdan bıkmış olsamda bu okula gelmek zorundaydım işte.




-Hiç. Özlettin de kendini.





Gözlerimi devirerek Yağmur' dan ders notlarını alıp okulun yanında bulunan cafeye geçtim. Selin hoş bir kız olsada fazlasıyla yılışık yüzsüzün tekiydi. Kızı okulun önünde her ne kadar rezil etsemde gelip yine sırnaşıyordu. Zengin şımarığın tekiydi. Hangi bölümde okuduğunu bile bilmiyorum. Okula da onun yüzünden gitmiyorum desem yeridir. Okulun yanındaki cafe çok sevdiğim birinin hatta abi yerine koyarak sevdiğim Tolga Abi' nin cafesiydi. Her tür kitaplardan vardı. Ders çalışmak için sohbet etmek için en güzel yerdi. Kafenin en dip köşesinde bulunan masaya oturdum. Notları masanın üzerine çıkartarak , Tolga abi yoktu bugün çalışan başka birinden  bir türk kahvesi istedim. Hem güzel olduğu için hemde dün gece uyuyamadığım ve sınavda uyumamam için. Ders notlarına bakarken farkında olmadan elimdeki kalemi sallamaya basladim. Dersten kopmul dün geceyi düşünüyordum. Nasıl kıyarlar benim bakmaya bile kıyamadığıma. Eve giren kişiyi bulur bulmaz kendi ellerimle kabin güzelime yaptığını ödeticem. Dün gece Toprak' ı yatağıma yatırırken boynumdan öptügü an. Farkında olmadan mı yapmıştı yoksa bilerek mi çözemedim. Gece hiç uyumamış hep onu izlemiştim. Şuan sınavda yüz hatlarını kirpiğinin sayısını, dakikadaki nefes alışverişini, kalp atımını sorsalar hepsini doğru yapardım. O kokusunu içime içime ciğerlerimin dibine kadar çekmem yumuşacık yüzünü saçlarını okşamam,  göz kapaklarını yüzünü gözümü kırpmadan izlemem... Bunun hayali bile zor kurulur ki ben bunu bu duyguları Toprak ile ilk kez yaşadım. Her ne kadar ona açıkça söyleyemesemde. Kahvemin her yudumunda son iki saat kalan finalleri değil sadece Toprak' ı düşünüyordum. Karşıma birinin aniden oturmasıyla bütün düşüncelerim durdu. Geldi yine başımın belası Selin.








-Yine ne var Selin?










-Bana sürekli ters davranmak zorundasın dimi?







-Hele şükür anladın.







-Bak Aras ben istediğim şeyi hep almışımdır. İki senedir seni istiyorum ama..




-Manyak mısın kızım sen bir git şurdan sinirlerimi bozma.








Diyerek yumruğumu masaya vurdum. Birden gözü dolmaya başladı. Hiç bir şey demeden aniden gitti. Zaten bunu istiyordum. Bende notlara göz atıp okula geri döndüm. Sınav soruları da oldukça basitti hemen bitirip çıktım. Bizimkileri beklemeden motoruma atlayıp eve doğru giderken aklıma bir şeyler geldi. Hemen başka yola dönerek, eve gidip Toprak' ı alması için birini yollayacaktım ama ilk once Toprak' a güzel bir elbise bulmam gerekiyordu. Ona sürekli gittiğim sessiz sakin deniz kenarı bir yerde sürpriz hazırlamak istiyordum. Toprak' a elbise almak için girdiğim mağazadan kendime de, gri kareli ceket, siyah çizgili beyaz gömlek , siyah kravat ve kahverengi saat aldım. Üzerimi de orda değiştirerek.  Organizasyon falan düzenleyen bir mağazaya girdim. Acele şekilde yapmaları gereken hayalimde olan şeyleri söyledim. Buradan da çıktığımda arabayı evin önüne yolladım. Bende küçük bir hediye alarak sürprizi yapacağım yere doğru yol aldım. Oraya vardığımda hazırlıklar başlamıştı bile. Her yer beyaz tüllerle süslenmiş renkli ampullerle bu sadeliğe bir ışık katılmıştı. Hazırlıklar bittiğinde hazır aldığım yiyecekleri masaya düzgünce koydum. Sonunda geldi Kabin Güzelim.. Araba yaklaştığında taşikardiye girdim resmen. Toprak karşımda bembeyaz üzerinde komple sarı çiçek detaylı kalın askılı kısa elbisesiyle duruyordu. Ona aldığım hediyeyi ellerim arkada saklıyordum. Yanıma gelene kadar gözlerimi ondan ayırmadan baktım. Elbise çok yakışmıştı. Karşımda sanki bir melek duruyordu.








ATAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin