HALUK ABİ

222 7 1
                                    




Toprak'tan...

-Haluk Abin kim lan?

Kız tam bir sürtük gibi sırıtarak Hazal'a baktı.

- Hazal açıklasın.

Tabi bu sözlerden sonra herkes aynı anda gözlerini Hazal'ın üzerine sabitlemişti. Hazal'ın gözleri dolarken yardım istercesine bana baktı. Yine peşini bırakmamıştı "belalı" abisi. Hazal abisini görmemek için yıllarca ailesinden uzak kalmıştı. Doğduğu büyüdüğü şehre adım atmıyordu. Arkadaşlarını tüm sevdiklerini geçmişiyle birlikte geride bırakıp burada yepyeni bir hayat kurmuştu kendine. Ama abisi yine bulmuştu onu. Derdi neydi ki şimdi ?? Çıkıp yeniden Hazal'ın hayatına girmeye çalışıyordu. Daha da önemlisi bu kız Hazal'ın abisini nerden tanıyodu?

Şuan Hazal'ın gözlerinin dolmasına neden olduğu için bile o kızın boğazına yapışabilirdim. Tamam Aras'la aralarında geçen şey yüzünden de olabilirdi.

Herkes cevap bekleyen bakışlarla Hazal'a bakmaya devam ediyodu. Konuşacak durumda olmadığı belliydi. Yanına gidip koluna girdim. Herkesin içinde ağlamayı sevmediğini biliyodum. Hep mutluymus gibi göstermeye çalışırdı kendini. Ama çoğu zaman öyle değildi . Gülüşüyle hüznünü saklamayı başarıyordu. Onun hüznünü anlayabilmek çok zordu ama yıllardır aramızdaki dostluk sayesinde ben onu anlayabiliyodum.

- Burda konuşmayalım . Önce bir yere oturalım. Hazal sakinleşsin sonra herşeyi anlatırız.

Aras benimde tanıyor olmama şaşırmıştı galiba. Bakışlarında hem şaşkınlık hemde merak vardı. Biz bunları konuşurken pis sürtük yavaş yavaş uzamıştı . Bunların yanına kâr kalacağını zannediyosa çok yanılıyodu.

- Sen de mi tanıyosun Toprak ?

Bu sadece bir soru değildi . Bu cümlenin altında birçok duygu yer alıyodu.

Ali Hazal'ın bu haline dayanamamış olacakki diğer kolunada o girdi ve Hazal'ın odasına ilerlemeye başladık.

Aras sorusuna cevap vermeyişime sinirlenmişti . Eliyle saçlarını geriye itip bizden daha hızlı ve sinirli adımlarla Hazal'ın odasının önüne geçip bizi bekledi.

Ali kapıyı açtıktan sonra odadaki bazanın üzerine Hazal'ı oturttuk. Bende yanına geçtim . Aras karşımızdaki tekli koltuğa oturup ayağıyla ritim tutmaya başlamıştı. Bu kadar sinirli olmasına anlam veremiyodum. Şuan sinirlenmesi gereken kişi bendim. Onun sevgilisi olduğunu iddaa eden bir kız çıkıp gelmiş bana bir sürü hakaret etmiş yetmiyomuş gibi arkadaşımı abisiyle tehdit etmişti ama sinirlenen yine Aras'tı.

- Artık biri o lavuğun kim olduğunu söyleyecek mi?

Hazal Aras'ın sorusuyla hafif toparlanmaya çalıştı. Gözünden akan bir kaç damla yaşı elinin tersiyle sildi.

Ç
- Abim .

- Abin mi?

Bu soruyu Ali sormuştu. Bu kadar şaşırmasının sebebi Hazal'ın bir abisi olduğunu bilmemesi miydi yoksa "Selam'ın"abisine ait olması mıydı anlamadım.

Ali'yle Hazal'ın bakışlarını Aras'ın sorusu bölmüştü.

- Eğer abinse neden bu kadar korktunuz?

- Çünkü abim iki sene önce sevdiğim çocuğun ölümüne neden oldu.

Ve bu cevapla dört tane kaş aynı anda yukarı kalkmıştı.

Ali daha çok olanlara anlam veremiyo gibiydi yada tedirgin bilmiyorum. Ali'nin duygularını mimiklerinden anlıcak kadar zaman geçirmemiştim onla. Ama Aras... Şuan öfkeliydi. Bu öfkenin kime ait olduğunu tahmin etmek zor değildi.

ATAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin