-Sobe-

10 0 0
                                    

İçerisi yanık kokuyordu. Jungkook'u hızla odama götürdüm. Yatağın örtüsünü kaldırdım ve onu yatağa yatırdım. Üstünü örttüm, alnına bıraktığım minik öpücük ile odadan çıktım. Kokunun olduğu odaya doğru ilerledim. Koku kendim için yaptığım odamdan geliyordu. Odanın kapısını açtım ve içeriye girdim. Girmez olaydım.

"Yalvarırım hayır!" dolabın içindeki tüm suları aldım ve yanan fotoğrafları kurtarmaya çalıştım. Yangın söndü ancak çoktan fotoğraflarım yanmıştı. Ayaklarım dayanamadı ve dizlerimin üzerine düştüm.

"Yalvarırım yanmayın." önüme eğilmiş kafamı yere yaslamıştım. Sesim çok kısık ve yalvarıyordu. Çığlıklarım Jungkook'u uyandırmıştı sanırım uykulu bir halde yanıma geldi. Saçlarını karıştırıyor gözlerini yumup açıyordu. Ona dönmedim. Olduğum yerde ağlamaya devam ettim.

"Yavrum ne oldu?" dedi gözlerini açmadan. Gözlerini açtığında ona dönmüştüm. Gözlerinde ki korku her şekilde anlaşılıyordu. Hiç bir kelime etmeden eğilip bana sarıldı. Kolları beni sımsıkı sarmış bırakmıyordu.

"Özür dilerim." dedi. Hata mı yapmıştı? Neden hep benden özür diliyordu? Özürleri beni çok kırıyordu.

"Özür dileme amacını anlamıyorum Jeon!" diye haykırdım titreyen sesimle.

"Suçun mu var! Benden neden özür diliyorsun yeter! Özür dilemen gereken bir şey yok! Neyimsin sen? Arkadaşım mı? Ne zamandır bu kadar yakınız ben anlam veremiyorum. Anlamıyorum Jungkook, anlamıyorum. 'Sevgilim' diye hitap ediyoruz, ne zamandır sevgiliyiz anlamıyorum!" göğsüne binlerce kez vurdum. Kim bilir ne kadar acımıştı canı.

İki yıl olmuştu. Ben, ben her şeyi unutmuştum. İki hafta değil mi yani?

Ellerini havaya kaldırdı. Ağzı titreyerek açık kalmıştı. Gözlerini şakınca açılmış yavaşça geri giderek ayağa kalkıyordu. "Öyle demek istemedim." dedim ve ellerimle onu durdurmaya çalıştım ama durmadı. Ayağa kalktı ve arkasını dönüp yavaş yavaş yürürken "Gerçekten özür dilerim bay Kim." dedi ve gözlerimden kayboldu.

Saniyeler sonra gelen kapının sesi kalbime bir ok gibi saplandı.

Hayatımı kovuyordum. Sanki benden nefret ediyordu.

"Tanrım, beni neden sevmedin?" diye yakındım. Yere yattım ve tavanımdan sarkan kelebekleri izledim. Duvarda onunla olan fotoğrafımız hala sağlamdı. Lisa ile olan tüm fotoğraflarımız yanmış kül olmuştu.

Tek ihtiyacım onun omzunda ağlamaktı. Ve ben bunu bir daha yapamayacağımdan çok korkuyordum.

Cesaret edip ona yazdım.

Minik kelebeğim

Özür dilerim hataydı. Ne yapacağımı bilmiyorum Jungkook.

Görüldü.

Arabadayım sonra konuşalım.

*****

Dediği şeyle eve varmasını bekledim. Yerde yatmış telefona bakarak saatlerce bekledim. Aradan iki saat geçti ancak yazmadı. Yaklaşık bir saat daha bekledim. Ancak yazmadı. Yaklaşık 4 saat sonra mesaj geldi.

*****

Minik kelebeğim

Hasta yakını mısınız?

Hasta?

Lee jeong hastanesine gelirseniz sevinirim. Bay doktor.

*****

Nevertheless // TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin