-Kim Min-gyu'nun oğlu-

9 0 0
                                    

Taehyung

Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, yararı olmayacak. O bana zarar olarak dönecek. Yoruldum, hayat bana karşı ne zaman iyi olacak? Mutlu insanları imreniyorum. Çok mu güzel acaba? Mutluluk yani, çok mu mükemmel? Kahkahalar atmak, sarılmak, değer vermek. Biliyordum, nasıl bir şey olduğunu biliyordum. Elimden alınmadan önce yani.

Lilies'im

Siz:

Sevgi dolu bir kalp, sıcak bir gülümseme,

Kardeşim seni özlüyorum, seni seviyorum.

Seninle geçirdiğimiz anılarımızı saklıyorum,

Seni her zaman kalbimde taşıyacağım.

Seninle birlikteyken, hayat güzeldi,

Seninle birlikteyken, hayat daha kolaydı.

Seni kaybettim ama seni asla unutmayacağım,

Seni her zaman seveceğim, seni her zaman özleyeceğim.

Prensesim Lili.

Gönderildi - 1.08.2016

O gün Lili'ye çarptıktan sonra arabadan inme gereği bile duymayan adam. Onu hiç aramaya bile çalışmamıştım. Bir gün hesap soracak ama değil mi? Adalet işte, binlerce insan ölür ama hepsi sebepsizdir. Suçlu mu? Saçmalamayın ya suçlu diye bir şey mi var! Herkes melek gibi insanlar. Cinayet mi? Bir karınca ezmek kadar kolay. Ölüm mü? nefes almak kadar basit. Hayat mı? işte, ben onu bilmiyorum.

*****

Ev fazlasıyla güzeldi, acaba tek onlar mı yaşıyorlardı. Ailesiyle yaşıyorlardır ya. 

"Ailenizle mi yaşıyorsunuz?" diye sordum daha fazla çatlamadan. Merak ediyordum, zenginlerdi evleri çok büyüktü.

"Ailemiz yok." dedi elleriyle reddedercesine.

"Özür dilerim-" diyebildim, ama cümlem tamamlanamadı.

"Sakın." dediği an ağzımı düğümledim. Jungook özür dilememi istemiyordu, bunu söylemişti. Jimin acıkmış olduğumuzu düşündüğü için yemek yapmak üzere mutfağa gitti. Bizde baş başa salondaki L koltukta oturuyorduk. Koltuk griydi, rahattı da.

"UNO oynayabiliyor musun?" diye sordu, kısa sürelik sessizliğimizi bozarak.

"Elbette biliyorum. Hatta biliyor musun? mükemmel oynarım." dedim bende kendini bilmiş bir tavırla.

"Göreceğiz doktor bey." Dedi ve kartları yedişer olarak ikimize de verdi.

"Başla minik kelebek." dedim ilk bir gözlerini yüzümde gezdirdi sonra oyuna başladı.

"Ya çıkan renge bak!" diye bağırdım, ortaya koyduğu kart sarıydı ama bende bir sarı bile yoktu. İlk kartı o attı, ortadaki kart dokuz sarıydı ama o dokuz mavi attı. Şükürler olsun, mavi bende fazlasıyla vardı.

"Sen şöyle bir dur bakalım bay kelebek!" bağırarak bir tur oynama kartını vurdum yere. Rengi maviydi, bende bir tane daha mavi kart attım, sonra o devam etti.

Oyunu oynuyor muydu bilmiyorum. Aynı renk olan kart atıyor, ardından beni izlemeye devam ediyordu.

"Nasıl, yakışıklı mıyım bari." dedim sonunda. İlk başta cevap vermedi sonra gözlerini şaşırırcasına açıp eline yasladığı kafasını ekti.

Nevertheless // TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin