Nevertheless // TAEKOOK

-Ben saf bir, aşıktım.-

Onu benden çok sevebilir miydi? Bebeği gibi görebilir miydi? Onu benden çok kimse sevemezdi, ben aşıktım. O ise seviyor. İkisi de farklı iki şeyler.

Ben saf bir, aşıktım.

27 Kasım 2018 - 3. Kişi anlatımı

Taehyung, gece korkunç bir kabus ile uyandı. Akşam üstü Jungkook eve uğrayacağını söyleyip gelmemişti. O da onu beklemeyi bırakıp dinlenmek için odasına gitmiş, yatağına girmiş ve uyumuştu. Terlemiş saçları, bedeninden akan ter damlalarıyla yatakta doğruldu. Yatağının yan tarafında bulunan komodinin üzerinden cep telefonunu aldı. Arama geçmişine bir göz gezdirince, "Minik kelebeğim 37, cevapsız çağrı" yazısını görüp içinden derin bir 'Of' çekti. 

Hızla aramalardan çıkıp, mesajlar bölümüne girdiğinde hiç mesaj olmadığını fark etti genç adam. "Acaba neden mesaj yazmadı?" diye kendi kendince konuşmuş yatağından kalkmıştı. Yatağın yanında ki terliklerini giyip odasın da bulunan lavaboya girdi. 

Tam o sırada kapının zil sesini duymuş, lavabodan çıkıp kapıya doğru ilerlemişti. Saçları dağınık, üzerinde düğmeleri açık kalmış geceliği ile kapıyı 'Kim o?' demeden açmıştı. Karşısında gördüğü sevgilisinin boynuna hızla sarılmış kokusunu içerisine çekmişti. Sevgilisini yaklaşık dört gündür göremiyordu, onun hasretiyle boynuna daha sıkı sarılmış, bacaklarını sevgilisinin ince beline dolamıştı. Elleri boşta olan genç adam Taehyung'un kalçasında ellerini birleştirmiş, kafasını sevgilisinin omzuna gömmüş zarif kokusunu içine çekiyordu.

Sevgilisinin ondan ayrılmayacağını anlayan genç adam Jeon, ayakkabılarını ayaklarıyla çıkarmış içeriye adımını atmıştı. O sırada Taehyung başını sevgilisine döndürmüş gözlerini kapatmıştı. Bacağıyla hızla kapıyı kapatan Jungkook, salondan içeriye girdi. Aralarında henüz bir sohbet geçmemişti, ikisi de sessizce sarılıyorlardı. Jungkook sonunda bu sessizlikten rahatsız olmuş ve konuşmaya başlamıştı.

"Çok mu özlemiş benim sevgilim, bakayım?" dedi genç adam. Sevgilisinin yüzüne yerleşen sıcak tebessümü hissetmiş genişçe gülümsemişti.

"Çok özlemiş bu sevgilin seni." dedi Taehyung sevgilisinin boynuna daha sıkı sokulup onu öperken. Sevgilisi bu yaptığından rahatsız olmamış ve onun omzuna minik bir öpücük bırakıp durduğu yerden koltuğa doğru ilerledi. Oturduğu koltukta bacaklarını sağ tarafa uzatmış, bol paçalı siyah eşofmanının koltuğa yayılmasına izin vermişti. Sevgilisi hala olduğu yerden kıpırdamıyor Jungkook'un üzerine daha çok yatıyordu. Sonunda Jeon sevgilisinin kafasını hafifçe iterek ona bakmasını sağlamıştı.

"Hım, bakayım sevgilime. Yeni mi uyanmış uyuyan güzel?" dedi, sevgilisinin burnunun ucuna minik bir öpücük bırakarak. Sevgilisi bundan gıdıklanmış ve gülümserken, hayranlıkla onu izleyen Jungkook daha fazla dayanamayıp sevgilisinin dudağına minik bir öpücük kondurmuş geri çekilmişti. Taehyung bu yaptığı şeye şaşırmış bakışlarını ona çevirmiş onu izlemeye koyulmuştu. Ardından Taehyung'ta sevgilisinin  dudağına yaklaşıp, yavaşça onu öptü. Bu seferki uzayan bir öpücük olmuştu. 

Onlar için dört gün dört yıla bedeldi. Jungkook yavaşça sevgilisini altına alıyor, dudaklarından ayrılmıyordu. Öpücük sesleri tüm odayı sardığında nefes almak için geri çekilen Taehyung, baş parmağıyla sevgilisinin dudaklarını okşuyor ve mırıldanıyordu.

"İstersen dört yıl geçsin, sen her zaman benim minik kelebeğim olacaksın. Sadece bana ait, benim kelebeğim." dedi ve dudaklarını tekrardan sevgilisinin dudaklarına yasladı. Genç adam Jeon'un bol eşofmanı baldırlarına kadar çıkmış bacaklarını açıkta bırakıyordu, üzerindeki geniş beyaz tişört Taehyung'un onun göğsünü görebileceği kadar açıktaydı. Taehyung bir yandan sevgilisini büyük bir zevkle öpüyor, bir yandan tişörte bakıyordu. Çıkarmak istiyordu. Sevgilisinin arzusunu anlayan Jungkook;