-Sevgilim?-

8 0 0
                                    

Jungkook

Kendimden nefret ediyordum. Ona aşıktım, ona uyuşturucu verdim. Çoktan ölmüştü öyle değil mi? Hem de benim yüzümden, öldü. Onu öldürmek zorundaydım, nasılsa her insan öldürürdü sevdiğini öyle değil mi?

Evden çıktım. Kapıyı kapattığımda onu orada ölümle baş başa bıraktım. Arabama bindim, gidemedim. Onu orada ölümle baş başa bırakamadım. Yaklaşık bir saat boyunca arabada ne yaptığımı bilmiyordum. Ne iş yapıyordum ben?

Arabanın kapısını hızla çarpmış arabadan inmiştim. Ağladığıma emindim. Hıçkırıklar eşliğinde hızla koşmaya başladım. Asansör en üst kattaydı, yangın merdivenlerine ilerledim. Var gücümle tüm merdivenleri çıktım. Ağlamaktan gözlerim kızarmış ve şişmişti. Kendi tarlamı biçiyordum.

Kapıyı bir süre çaldım, açılmadı. O ölmüştü. Kapıyı tekmeleye başladım, ağlamam şiddetlendi. Apartmanın içinde bağırdım.

"Hayatta kal dedim sana doktor!" ne yapıyordum ben? Yavaşça geri çekildim, hızla kapıya sert bir tekme attım. Tekmeyle birlikte kırılan kapıdan hızla içeri girdim. Ayakkabılarım ayağımdaydı, salona girdim. Oturduğumuz koltuğun önünde yerde yatıyordu. Onu öldürdüm, en yüksek uyuşturucuyla. 

Hıçkırıklarım hızlandı, bağırıyordum. Sesim tüm evi kaplamıştı, ağlıyordum. Yavaşça ona doğru eğildim.

"Hayatta kal." diye yalvardım.

"Hayatta kal." tekrar.

"Hayatta kal." ve, tekrar. Kafasını kendime çevirince yüzünün kan içerisinde olduğunu gördüm. Bacakları ve kolları mosmor olmuştu. Çırpınmaya çalışmıştı, her yeri çizikleri içindeydi. 

"Hayatta kal sevgilim." onu bacaklarından ve sırtından tutarak yavaşça kaldırarak kucağıma aldım. Nefes almıyordu, ne yapacağımı bilmiyordum. Hızla arkamı döndüm ve evden çıktım. Kapı kırık ve açıktı. Mutlaka görevli gelirdi, evde kan vardı. Hapse girecektim, Taehyung benden şikayetçi olabilirdi. Yaşarsa. 

Aynı hatayı yapmayacaktım, onu kurtaracaktım. 

Asansör hızla aşağıya indi. Kapı açılır açılmaz indim ve apartmandan çıktım. Arabam yakındaydı arabayı açtım ve onu arkaya bindirim. 

"Neden sana kıyamıyorum doktor? Katilim ben, herkese kıydım. Ne farkın var be doktor." diye mırıldandım ve arka kapıyı kapattım. Önden dönüp sürücü koltuğuna oturdum. Arabayı olabildiğimce hızlı sürdüm. İnsanlar küfrediyordu ama umursamadan onun çalıştığı hastaneye gittim.

Hastane kapalıydı, iyi de neden. Yan tarafta bir hastane daha vardı. Lee jeong hastanesi, benim yattığım hastane. Hızla direksiyonu kırdım ve yola çıktım. Hastaneye yaklaştığım da nefes darlığı çekiyordum. Nefes almaya çalıştım ve arabayı kenara park ettim. Hızla araçta inip arka kapıyı açtım, Onu yavaşça kucağıma aldım ve hastaneye girdim. Doktorlar beni görür görmez sedyeyle yanıma koştular. Hızla onu sedyeye yatırdım, çok güzeldi. Gözleri kapalı ciddi bakışından eser kalmamıştı. Bana hep büyük bir ciddiyet ve zoraki bir gülümsemeyle bakardı, zorla gülerdi.

Sedye hızla sürüldü. Doktorlar kendi arasında durumu tartışıyorlardı. Ameliyat hanenin önüne geldiğimizde içeri girememiştim. Telaş içerisindeydim, ya ölürse. Ben onsuz yaşamam. Ne zırvalıyorum ki ben, onu bu duruma ben getirdim. Ben getirdim sahi ya. Ben çektirdim tüm acıyı. Ucuz bir insanım ya ben, sevdiğini satan bir insan. Ondan şüphelendim, araçtaki kişiyi hatırlamasından korktum. Beni sevmeyeceğinden korkup onu öldürmeye çalıştım. Sevgisizlikten korktum ben. 

Çünkü acı gidenin değil,kalanın hikayesidir.Ve hikayeyi hep kalanlar bitirir, yada hikaye kalanları bitirir. Kalan olmak istemiyorum, sevgili doktorum.

Nevertheless // TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin