Yaz aylarının başı olmasına rağmen Seyran kalın hırkasına sarılmış önündeki projeyle uğraşıyordu. Ofisin kliması sağ olsun bütün ülkeyi soğutabilecek güçte çalışıyordu. Sıcağın altında eriyerek çalışmamak güzeldi ama bu da fazla soğuktu. Tüm gün boyunca bilgisayar başında oturduğu için hareket etmiyor, eli ayağı iyice buz kesiyordu. Vücuduna vuran ürperti ile tüyleri diken diken oldu bir anda. Bunu yine tepesindeki klimaya yormak istese de karşısındaki bakışların da etkisi vardı. Tam karşı masasında çalışan Pelin yaklaşık beş dakikadır gözlerini Seyran'a dikmiş dik dik bakıyordu. Seyran fark etse de başta önemsememişti fakat zaman geçtikçe rahatsız hissetmeye başladı. En sonunda kafasını önündeki bilgisayardan kaldırıp Pelin'e baktı. Kadının utanıp bakmayı keseceğini düşünse de yanılmıştı. Dik bakışlarını Seyran'ın gözünün içine doğru göndermeye devam ediyordu. Şu an masanın üstünden zıplayıp Pelin'in üstüne atlamak istese de kendini tuttu. Sonuçta tüm tasarım ekibiyle aynı odada çalışıyorlardı ve iş arkadaşlarına karşı rezil olmak istemezdi. Onun yerine sessizce, kimseye belli etmeden "Hayırdır?" anlamına gelecek şekilde kafasını salladı. Bunun üzerine nihayet kadın gözlerini devirerek işine döndü. Pelin her zaman gıcıktı ama son zamanlarda ayrı bir haller vardı. Kokusu yakında ortaya çıkardı.Seyran bıkkınlıkla telefonu eline alıp saati kontrol etti. Mesai başlayalı daha sadece iki saat olmuştu! Telefonunu masaya geri bırakıp işine döndü. Haftanın daha ortasındalardı. Ferit'le tanıştığından beri zaman oldukça yavaş geçiyordu Seyran için. Başarısız sonuçlanan Ferit'e ulaşma operasyonundan sonra bu meseleyi uzatmamış ve akışına bırakmıştı. Böylece kafasını toplayıp işine odaklanabiliyordu. Yine de Ferit'in etkisinden midir bilinmez son günlerde kulaklığından piyano klasikleri eksik olmuyordu. Hem böylece ruhunu dinlendirebiliyordu.
Telefonun ard arda üç kez titremesiyle daha yeni toparladığı odağı yine dağıldı genç kadının. Kayıtlı olmayan bir numara üç tane mesaj atmıştı. Yine hangi banka kampanyalarını tanıtıyor, hangi mağaza indirim yapıyordu acaba? Önemsemeyerek işine dönse de içinden bir ses mesajları kontrol etmesini söylüyordu. Bir el mesajları okuması için dürtüyordu sanki. Eli mıknatıs gibi telefona çekiliyordu. Önündeki sıkıcı işten biraz olsun kaytarmak için zihni oyun oynuyor olmalıydı. İçindeki dürtüye engel olamayarak telefonu eline aldı ve bildirim panelinden mesajları kontrol etti. Okudu. Kaşlarını çattı ve tekrar okudu. Gözlerini açıp kapatarak tekrar okudu. Doğru gördüğüne emin olmak için bir kez daha okudu. Nihayetinde gelen mesajların Ferit'ten olduğuna emin olduğunda önce nabzında bir artış hissetti. Tepesindeki klimanın artık bir işlevi yoktu çünkü Seyran'ı sıcak basmıştı. İri yeşil gözlerini iyice açtı ve çok yüksek sesli bir şaşkınlık nidası firar etti dudaklarından. Tüm tasarım ekibi ellerindeki işi bırakıp ne olduğunu anlamaya çalışırcasına Seyran'ı izliyordu ama Seyran'ın ruhu ortamı çoktan terk etmişti bile. Ferit, Piyanist Ferit ona mesaj atmıştı! Üzerindeki meraklı gözlere aldırmadan hızla yerinden kalkıp odanın çıkışına doğru koştu. Her panik halinde, her eli ayağına dolandığında yaptığı şeyi yaparak Dicle'nin yanına koştu.
Tasarım ekibinin odasından çıkıp aceleyle hemen karşıdaki odaya girdiğinde oranın da sükunetini bozmuştu ama aldırmadı. Dicle'nin anlamaz bakışlarını es geçerek kolundan sürükledi kızı. Bu bir acil durum alarmıydı ve yardıma ihtiyacı vardı. Tüm yol boyunca Dicle'nin soruları yanıtsız kalmış ardından boş terasa çıkmışlardı. Güneşin altına çıktıklarında Seyran'ın sırtındaki hırkanın verdiği rahatsızlık daha da arttı.
"Ne oldu kızım ne bu hal?"
Seyran cevap vermeden önce elindeki telefonu salladı. "Ferit!" Diyebildi sadece. Hala şoktaydı. Devamı çıkmadı ağzından.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİYANİST (SeyFer)
Fanfiction"Ferit, seni bir daha görür müyüm?" Ferit'in karanlıkta parlayan gözlerine inci gibi dişleri eşlik etmişti. Bu akşamki en içten gülümsemesini bahşetti Seyran'a. Umarım beni bir daha görürsün diye geçirdi içinden. "İstediğin zaman görebilirsin. Piyan...