17. BÖLÜM

2.8K 114 55
                                    

Seyran çok iyi dinlenmiş ve uykusunu almış olarak açtı gözlerini. Nerede olduğu önemsizdi, Ferit yanındaydı. Gün aydınlanmış güneş etrafı yakmaya başlamıştı. Sessiz olmaya çalışarak yattığı yerde gerindi önce. Sonrasında Ferit'i kontrol etmek için arkasını döndü ama Ferit yoktu. Telaşla ayağa kalktı. Gece Ferit'i birçok kez kontrol etmişti, hepsinde de mışıl mışıl uyuyordu adam.

Bir sorun çıkmış ya da acil bir durum olmuş olabilir miydi? Olamazdı! Olsa kesin duyardı Seyran. Uykusunda adamın nefeslerini sayabiliyordu, bir sorun olsa elbette duyardı. Ayağına hastane terliklerini geçirip odadan çıktı hemen. Ne Ferit ne takım elbiseli adamlar ne de Abidin vardı. Kat bomboştu. Seyran'dan başka kimse yoktu. Bu durum endişelenmesi için yeterli miydi?

Seyran tam odaya dönecekken asansör açıldı ve Ferit ile Abidin belirdi. Ferit hastane kıyafetlerinden kurtulmuş bir vaziyette eşofmanlarıyla tekerlekli sandalyede oturuyor, Abidin de ona yardımcı oluyordu. Karşılarında Seyran'ı görünce önce şaşırdılar ama Ferit gülümsedi hemen.

"Günaydın Seyro. Ne yapıyorsun burada?"

Seyran derin bir nefes aldı. İçi rahatlamıştı. Ferit dünden de iyi görünüyordu.

"Seni arıyorum Ferit. Nereye gittiniz haber vermeden? Aklım çıktı bir sorun oldu diye."

Ferit gülerek Abidin'e dönmek istedi ama boyunluk buna müsaade etmiyordu tabi. Sağ koluyla arkasındaki adamı dürttü. Gözünü de Seyran'dan ayırmıyordu.

"Bak Abi görüyor musun? Bir an bile ayrılamıyor benden. Tamam ya bulmuşum ben."

Abidin bıyık altından güldü ama bir şey demedi. Her zamanki gibi görev başında olduğunun bilincindeydi.

"Dalga geçme Ferit. Neredeydiniz?"

"Taburcu olmadan önce son bir doktor kontrolü işte. Bir sorun yok merak etme. Taburcu olabiliriz."

Seyran Ferit'in yanına çöküp saçlarını sevdi. Adamın bu halini gördükçe içi gidiyor ve tüm ilgisini ona vermek istiyordu.

"Beni niye uyandırmadınız? Sizinle gelirdim, doktoru dinlerdim."

"Gece benim yüzümden bölük pörçük uyudun zaten. Sabah biraz dinlen istedim. Seni yeterince yordum."

"Ben hiç yorulmuyorum Ferit. Beni tek yoran seni bu halde görmek. Onun dışında halimden gayet memnunum."

Ferit şu an kadını tutup öpmek istiyordu ama tek koluyla pek mümkün değildi istediği pozisyon. Aklının bir köşesine yazdı. Zaten çok özlemişti Seyran'ı. İyileşince yapmak istediği çok şey vardı.

"Merak etmeyin Seyran Hanım ben hep Ferit Bey'in yanındaydım. Tetkiklerde hiçbir problem çıkmadı. İlaç kullanması gerekiyor tabi. İyi bir bakımla hemen iyileşir Allah'ın izniyle."

Seyran Abidin'e minnetle gülümsedi. Gülgün ve Orhan ortalıklarda yoktu ama Abidin yalnız bırakmıyordu Ferit'i. Belki de böylesi daha iyiydi. Bir gerginliği daha kaldıramazdı kimse.

"Abi sen beni kaldır da biz Seyran'la yürüyerek dönelim odaya."

Kol kola girip uzun koridor boyunca yürüdüler. Ferit düne göre gerçekten daha iyiydi. Rahat yürüyebiliyordu ve serumu çıkartmışlardı. Tek sorunu kırık koluydu. Boyunluk da birkaç gün sonra çıkacaktı. 

Önden Seyran arkadan Ferit girdi odaya ve girer girmez kapı sert bir şekilde kapandı. Seyran refleksle arkasını dönünce Ferit'in sağ eli Seyran'ın tişörtünü buldu ve kendine çekti kadını. Çok güçlü bir çekme değildi tabi ama elinden bu kadarı geliyordu.

PİYANİST (SeyFer)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin