~3~

713 32 36
                                    

soyleanlatonaa Oturdum sen istedin diye bölüm atıyorum bak yarına bölümüm kalmadı yazmaya gidiyorum şimdi. Kıymetimi bil ljshsksgsnsg Şaka şaka sen işte hep atarım 😄 İyi okumalarrr

Kendi odama geçip kapıyı üstüme kilitledim ve koltukta oturup sadece gelmesini bekledim. Korkuyordum ama bunu aşmam gerekiyordu. Odanın kapısının açıldığını duydum, tıklatılmamıştı. Dizlerimi kendime daha çok çekip gözlerimi kapıdan ayırmadım. Kapı kulpu aşağıya doğru oynadığında daha fazla şansımı zorlamamak için gidip kapıyı açtım. Başımı eğerek selam verdim ama bunun beni kurtaracağını sanmıyorum. İçeri girip kapıyı sertçe kapattı, üstüme yürümeye başladı. Bende geriye doğru adımladım ama yatağa denk geldiğimde durdum, Akutagawa bundan faydalanıp beni hızlıca yatağa itti ve üstüme doğru eğildi. "O kızı neden koruyorsun? Senin için ne değeri var?" "Hiçbir değeri yok sadece bana kuralları açıklıyordu o kadar. Yemin ederim aramızda hiçbir şey yok." Aramızda neredeyse hiç mesafe yok gibiydi, aldığımız nefes birbirine karışıyordu. Ellerinden birini saçımın önündeki tutama götürdü ve geriye doğru attı. "Bu saatten sonra sana inanmamı beklemiyorsun herhalde." Bu içimi acıtmıştı. "Yinede sanırım doğruyu söylüyorsun." Rahat bir nefes verdim ama biraz erken oldu sanırım.

Bacağını kaldırıp, bacak arama bastırdı. Ağzımdan sert bir inilti kaçarken gözlerimi sıkıca kapattım. "Ama sana bunun bir karşılığı olacağını söylemiştim, değil mi?" Evet, kahretsin ki evet. Dışarıya bir tepki veremedim ama bunu önemsemedi. "Kararını ver. Sonun o kız gibi olsun mu istiyorsun yoksa..." Üstümdeki bacağını daha sert bastırdı ve kulağıma doğru eğildi. "Yoksa seninle biraz eğlenelim mi, hm? Ne dersin?" Bu adam DELİRMİŞ! Eğlenmek mi, eğlenmek mi, EĞLENMEK Mİ?! Bu bir şaka olmalı, hayır tabiki böyle bir şey yapmayacağım! Onu elimle itmeye çalıştım, hala ona karşı saygılı olmam gerekiyordu. "E-efendim bacağınızı çekin lütfen, canım acıyor." Gülümsedi ve daha da bastırdı ağzımdan sert bir çığlık kaçtı. "Karar ver." "Ben... Cezamı çekmek istiyorum..." Hayal kırıklığı içinde bacağını çekti ve gözlerini devirdi. "İyi, öyle olsun..." Belindeki kemeri yavaşça çıkartıp yüzüme sürttü. "Hazır ol, sana her vurduğum darbeyi sayıcaksın." Başımı salladım. Buna sinirlenmiş olucak ki saçlarımdan tutup kafamı kaldırdı ve kendine yaklaştırdı. "Ve sonrasında 'efendim' diye inleyeceksin!" "Evet efendim, yapacağım." Saçım çok acıyordu, bir an önce bırakması için yalvarmaya hazırlanıyordum ama saçımı bırakmasıyla buna gerek kalmadı. Kemeri havaya kaldırdı ve kalçama sert bir darbe indirdi. Gözlerim acıyla kısılsada bağırmamı tuttum. "1 efendim." İnlememi beğenmemişi bu yüzden hiç durmadan tekrar vurdu. "2 efendim." Aynı yere vurduğu için sesimin titrediğini fark ettim. Bu zamanla başıma bela olucaktı.

"23 e-efendim" Artık buna dayanıyorum, sesim zar zor çıkıyor zaten. Durmasını söylersem sinirleneceğimi biliyorum, bu yüzden susmak zorundayım. Kemerin yere düşme sesini duyunca sevinsemde yorgun olduğum için bunu yüzüme yansıtamadım. Sık sık alıp verdiği nefesler den onun da yorulduğu anlaşılıyordu. Yatağa oturup eliyle saçlarımı okşamaya başladı. "Vücudunun her yeri morardı Atsushi. Baksana..." Yavaşça başımı kaldırıp vücuduma baktım, ben bunu tamamen unutmuştum. Gördüğüm yaralar kanla kapalıydı ve bu sanırım vücudumun hala yanmasını açıklıyordu. Her yerim morarmıştı, göğüs uçlarıma kadar... Vurduğu süre boyunca hiç ağlamamıştım ama şimdi ağlıyordum. Sanırım vücudumu böyle görmek aklıma yetimhanedeki zamanlarımı getirmişti. Kafamı tekrar yatağa koydum, gözyaşlarım saçlarıma doğru kayıyordu. Akutagawa eğilip onları sildi ve gülümsedi. "Ağlama, daha yeni başladık..." Bu cümle bütün hayallerimi yıkmıştı, daha ne yapıcaktı bana? Kendimi zor ayık tutuyorum, ne kadar dayanabilirim onu da bilmiyorum... "E-efendim, lütfen... Durun artık. B-ben bir daha odadan çıkmayacağım, yemin ederim." "Atsushi, hala kurallara aykırı davranıyorsun... Benim emirlerime uymalısın, vazgeçirmeye çalışmamamalısın." Hala başımı okşuyordu ama bunu dostane bir amaçla yaptığına emin değildim. Yataktan kalktığında gözlerimi kapattım, kabus yeniden başlıyordu.

Gözlerimi tekrar açtığımda yine yataktaydım ama bu sefer tek başımaydım. Akutagawa ortalıkta görünmüyordu,birden aklıma en son beni kemerle dövüyor olduğu geldi. Üstüme baktım, tişörtümü sıyırıp vücudumdaki yaraları dikkatle inceledim. Kalkıp aynanın karşısına geçtim, yara olmamış  bir nokta bile kalmamıştı. Vücudum mahfolmuş ama suratıma, kollarıma ve bacaklarıma dokunmamış. Bunun nedenini umursamayıp yatağa oturdum ve çekmecenin üstünde yanında bir notla bulduğum kremi yara olan yerler sürmeye başladım. 'Bunu kanayan yerlerine sür, yara kapanır ama krem biraz acıtabilir, dikkatli kullan.' Normal bir şey verse şaşardım yeminle, bana karşı hiç iyi niyetli davranmıyordu. Şimdiden buradan bıkmıştım ama paraya ihtiyacım vardı ve dayanmak zorundaydım. En azından 1 ay sabredersem aldığım maaş beni uzun süre götürürdü. Ne kadar yansa da bir şekilde kremi sürdüm ve bandajla sardım. Suratımı buruşturarak yataktan kalktım acaba bugün işe gitmiş miydi, belkide gitmiş-Büyük konuşmayı bırakmalıyım sanırım, odadan çıkıp Akutagawanın odasına geçtiğimde masasında oturup her zamanki gibi kağıtlarla ilgilendiğini gördüm. Umarım benimle uğraşmaz. "Atsushi, yanıma gel." Az önce ne demiştim ben?! Kendimi bile dinlemiyorum ama onu dinlemek zorundayım, MÜKEMMEL! Yanına doğru gittim, yine ne isteyecek ki? "Evet, efendim" "Sandalyelerden birini buraya doğru çekip otur." Nedenini çok anlamasamda dediğini yaptım. Kafasını hiç kaldırmamıştı ve şimdi konuşmayı da bırakmıştı. "Efendim ben-" "Atsushi, sadece susup otur. İş yaparken canım sıkılıyor ve yanımda sevdiğim şeyler olursa motive oluyorum." Biz beyfendi motive olsun diye-Bir dakika, bir dakika. Sevdiğim şeyler mi dedi o?!

~Akutagawa~
Sanırım kurduğum cümleyi yeni anlıyordu, yüzündeki şaşkınlıkla gülümsedim. Kafamda küçük ama etkili bir plan kurmuştum.

Dünde kesin bir şekilde anladım ki Atsushi benimle ölse de yatmayacak. Aslıda onu zorlayabilirim ama o zaman mutlaka kaçmaya çalışacaktır. Bununla uğraşmak istemiyorum, o yüzden Atsushiye olabildiğince iyi davranacağım. Onu seviyormuşum gibi yapıp kendi rızasıyla altıma yatmasını sağlayacağım. İlk gece fotoğraflarını çekeceğim ve eğer kaçarsa bu fotoğrafları bir porno sitesine satacağımla ilgili tehditlerde bulunurum, böylece kaçamaya da çalışmaz. Atsushi tamamen benim olur eminim ki kusursuz işleyecek...

~Atsushi~
Sevdiğim şeyler derken yani bu illa yanlış anlamam gereken bir cümle değil ama yinede beni arkadaşı gibi de sevemez! Sonuçta onun asistanıyım, değil mi? Öyleyse cidden beni-hayır, hayır... Rastgele söylediği bir lafa bu kadar takılmam hata... Sadece bir yanlış anlaşılma, yanlış anlaşılma o kadar! İfademi olabildiğince gizleyerek oturmaya devam ettim, bir süre sonra sıkıldım ama bende masaya doğru hafifçe eğilip kağıtlara bakmaya başladım. Yaptığı iş sürekli değişiyordu. İmzalama, düzenleme, kontrol ve en sonunda mühürleme işine geçmişti. Artık masaya o kadar yakındım ki işi ben yapıyorum gibi gelmişti. "Efendim... " Bir anda durup bakışlarını bana çevirdi. "Evet?" "Şey, kağıtlardan birini atladınız da söyleyeyim dedim." Bir önceki kağıdı tekrar masaya koydu ve cidden damgalanmamış olduğunu fark etti. Elindeki mühür ve kağıtları bırakıp geriye doğru yaslandı. Kısa bir süre gözlerini kapatıp sonra tekrar eski haline döndü. Bana doğru yaklaştı ve yine elini çeneme koyup kendine çevirdi. Gülümsedi ve yanağıma bir öpücük kondurdu. Şaşkınlıktan olduğum yere çivilenmiş durumdaydım. "Teşekkür ederim, Atsushi" Tam geri çekileceğini düşünürken başını omzuma koydu. "Ayrıca dün için özür dilerim, başkasına sinirliydim ve bunu senden çıkardım. Özürle geçmez biliyorum ama eğer istediğin bir şey varsa söyle getirteyim, hm?" Yanaklarım kıpkırmızı olmuştu bir anda... Hayır, hayır kendine gel! Yaptığı onca şeyi ne çabuk unuttun, sakın yumuşama. "Hayır, gerek yok efendim." Kollarını vücuduma sıkıca sardı, nefes alamıyorum artık! "Bu hala bana kızgın olduğun anlamına geliyor ama söz veriyorum bir şekilde gönlünü alıcam, Atsushi." Hafifçe yutkundum, bunu neden bu kadar önemsiyor ki?

Bu arada fikrim bir anda değişti, sonunu kötü bitirmiycem. Umarım beğenmişsinizdir, yarın bölüm atamazsam yetişmezmiş demektir. Elimden geleni yapıcam:') Oy vermeyi unutmayınn, öpüldünüzzz😘

Hayatımın HatasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin