Bölümü yetiştirdiiim ama yarın için hala şüpheliyim:') Neyse ya yarını boşverin bugünkünü okuyun gitsin. İyi okumalarrr...
Bende diğerleri gibi bir çalışanım sonuçta, onu affetmemi istemesi çok saçma. Merak ediyorum ama sormaya da çok korkuyorum, ya dünkü gibi bana saatlerce-"Atsushi..." "Evet efendim." "Aklındaki soru her neyse sor artık, ben stres oldum." Yüzüme bile bakmadan bunu nasıl bilebilirdi ki? Yine de önemsememeye çalıştım. "Şey efendim, ben sizin asistanınız da olsam basit bir çalışanım. Neden sizi affetmemi bu kadar önemsiyorsunuz, size ne faydası var?" Gülümsediğini hissettim, komik bir soru mu sordum? "Anlatayım mı?" Aslında direkt reddetmem gereken bir soruydu ama meraktan çatlıyorum! Başımı salladım, hissedeceğinden emindim. Kafasını omzumdan kaldırdı ve yüzünü bana yaklaştırdı. Alnı alnıma değince durdu, kıpkırmızı olmuştum. Şuanda çok yakınız! "Beni affetmen önemli çünkü... " Dudağını benimkine biraz daha yaklaştırdı, bir an beni öpeceğini düşündüm. "Sana aşığım." Ne, ne, NE?! BANA MI AŞIK? "Seni ne zaman görsem midemde kelebekler uçuşuyor, kalbim sanki yerinden çıkacakmış gibi atıyor. Bu aşk, değil mi?" Sanırım şaka yapmıyor, bana cidden aşık olmuş! Ne yapacağım ben, reddedersem yine sinirlenicek ama kabul edersem de-Aslında mantıklı düşününce... Akutagawa aşırı yakışıklı biri. Bembeyaz teni, gri gözleri ve simsiyah saçları var. Saçlarının şekline hep özenmişimdir hem dağınık hem de düzenli bir görüntüsü var. Bir yandan da... O zengin. Hemde çok fazla! Yani artıları var evet ama bir yandan da kabul edersem eğer beni sürekli döveceğinden korkuyorum. Özür dilese de dün yaptıklarını unutabileceğimi sanmıyorum, yaralarım hala sızlıyor. "Ne diyeceğimi bilemiyorum, efendim." Başını tekrar omzuma koydu. "Birşey söyleme sadece bir süre böyle durmak istiyorum." Dediği gibi olduğum gibi durdum, şuan oldukça rahattım.
~Akutagawa~
İnanması için elimden geleni yaptım, hatta neredeyse onu öpüyordum! Kendimden iğrendim resmen, çok iğrenç. Şimdiyse omzuna kafamı koymuş duruyorum, bir süre dayanmam gerekiyor. Aslında biliyor musun... rahat hissettiriyor. Omzu gereğinden fazla rahat, uykumu getirecek kadar-Ne saçmalıyorum ben böyle. Anlık küçük bir şok yaşadım ve kafamı hızlıca kaldırdım, buna şaşırmış olucak ki bana garip garip bakıyordu. "İşlerim olduğu aklıma geldi yoksa sonsuza kadar omzuna yatabilirim." Bir saniye daha durmak istemiyorum... Yüzünün kızardığını gördüm, cidden garip biri. "T-tabi efendim. Siz işinize dönün, kahvaltınızı söylememi ister misiniz?" "Ben hallederim, sen gidip bir duş al. Sonra yanıma gel, birlikte kahvaltı yaparız." "Tamam, hemen gelirim." Kalkıp odasına gittiğinde derin bir nefes verdim ve yüzümdeki gülümsemeyi anında sildim. Numara yapmak gerçekten zor ve iğrendirici. Ona aşık olduğumu söyledim, ben mi, ben?! Lanet olsun, cidden iğrenç. (Çakıcam bir tane hee, sus bal gibi de sen işte)
Kapı tıklatılınca dikkatimi oraya verdim. "Gel." Çalışanlardan biriydi. "Efendim, Dazai bey ve Chuuya geldiler." "Gelsinler." Dazai nin burada ne işi var ki?Bir süre sonra ikisi birlikte odaya girdiler ve Dazai karşıdaki sandalyelerden birine oturdu, Chuuya ise yanında durdu. Chuuya Dazainin kişisel asistanıydı ama Dazainin ona yürüdüğü çok açıktı. "Naber aku?" Elimle alnımı avuşturdum. "Sen gelene kadar iyiydi, Dazai! Ne oldu, ne derdin var yine?" "Aşk olsun, illa ki bir derdim mi olmalı? Seni özledim, görmeye geldim. Kötü mü yaptım, hem Chuuya da evde sıkılıyordu. Değil mi Chuuya?" Chuuya sinirle yüzünü buruşturdu. "Her neyse, Dazai. Siz onu boşverin, öylesine bir ziyaret için gelmedik." "Pekala, öyleyse neden geldiniz?" Bu sefer Dazai yüzündeki ifadeyi ciddileştirip konuştu. "Yeni bir asistan almışsın sonunda..." 'Sonunda' kelimesine yaptığı baskı fark ediliyordu. Chuuya boğazını temizledi. Dazai mesajı almış gibi gülümsedi. "Kendisini merak ettiğimiz için geldik, bu işi kabul eden ena- yani şey kişi kimmiş görmek istedim." (MSHSKXGDNGDDN)
Bir süredir karşılıklı oturmuş, Atsushinin gelmesini bekliyorduk. Yaktın beni Atsushi, şu ortam hiç rahat değil senin omzunu tercih ederdim... yani sanırım. Odaya Atsushinin gelmesiyle tüm gözler ona döndü, umarım bugün beni rezil etmez.~Atsushi~
Odaya girince gördüğüm kişilerle kısa bir şok geçirdim, bunlar kim? Kahverengi saçlı ve garip ceketli adam sandalyede oturmuş yüzünde garip bir gülümsemeyle bana bakıyordu.(Şöyle baktığını hayal edin bi bsgssgsnsv) Yanında ayakta duran turuncu saçlı herifse ona göre çok daha ciddi duruyordu ve bana düşmanıymışım gibi bakıyordu. Bu hiç hoşuma gitmedi... Yavaşça Akutagawanın yanına geçtim ve başımı hafifçe eğerek onları selamladım. "Hoşgeldiniz" Oturan adam memnun kalmış gibiydi, yüzü daha normal bir hal aldı. "Teşekkürler, sen de hoşgeldin Atsushi." Bakışları cidden normal değildi, sanki yiyecekmiş gibi. Bir anda belimde hissettiğim elle gerildim, Akutagawaydı. Beni bir anda kendine doğru çekti. "Tabi, tabi. Atsushi, bu benim arkadaşım Dazai ve yanındaki de asistanı Chuuya." "Memnun oldum." Elimdeki beli önemsememeye çalışarak gülümsedim ama kızardığıma eminim! "Cidden mi?" Akutagawanın Chuuya diye tanıttığı kişi konuşmuştu. Dazai bakışlarını ona çevirdi. "Chuuya, kıskandın sanırım." Bir anda Chuuyayı belinden tuttu ve kucağına çekti. Chuuya biraz debelense de bir anda Dazai belini daha çok sıktı. Chuuya gözlerini sıkıca kapatıp sessiz bir nefes verdi ve kıpırdamayı kesti. Belli etmemeye çalışsada onunda yüzü kızarmıştı, benimki kadar olmasa da... Dazai yüzündeki haylaz sırıtışla Akutagawaya baktı, aralarında bir yarış başlamış gibiydi. Akutagawa belimi daha çok sıkıp beni kucağına çekti. Sesimi çıkaramadım, sonrasında olucaklar hiç hoş olmaz sonuçta! Resmen ikimizi kullanarak birbirlerine üstünlük taslıyorlardı, dosttan çok iki düşman gibi. Şuan Akutagawanın önde olduğu belliydi çünkü ben Chuuyanın aksine hiç itiraz etmemiştim, mecburen... Dazai bunu belli etmeyerek Chuuyanın belini bıraktı. Chuuya anında ayağa kalktı, hemen ardından da Dazai doğruldu. "Dilersen biz seninle baş başa konuşalım, Akutagawa." Kucağından kalktım, Akutagawa da ayağa kalktı. "Tabi..." İkisi birlikte odayı terk ettiler, kapı kapanır kapanmaz Chuuya koltuğa yığılır gibi oturdu. Merakla ona baktım, elleriyle yüzünü kapattı. Umarım iyidir, yanına gitmek istiyorum ama bundan memnun olacağını sanmıyorum. "Chuuya, iyi misin?" "Seni ilgilendirmez, kapa çeneni!" Yumuşamayacağı belliydi ama iyi hissetmediği de belliydi. Yanına doğru ilerleyip karşısındaki koltuğa oturdum. "Beni ilgilendirmez biliyorum ama seninle biz aynı sayılırız, birbirimize destek-" Ellerini hızlıca yüzünden çekti, ağlamıştı. "Aynı filan değiliz biz! Sen benim ne yaşadığımı bilmiyorsun, bilemezsin!" Hafifçe gülümsedim ve tişörtümü hafifçe kaldırıp yaralarımı gösterdim. Şaşırıp dikkatle suratıma baktı. "Bunları yoksa-" "Evet, Akutagawa yaptı. Odayı terk ettiğim için..." Tişörtümü bıraktım, hala gülümsediğimin farkında değildim. Chuuya bakışlarını yere çevirdi. "Dazai, bugün direndiğim için çok sinirlendi." Gözlerini sildi. "Akşam ona eğlence çıktı, her zamanki gibi..." Üzüldüm, Chuuyanın bu dik duruşunun arkasında böyle bir hikaye yattığını bilmiyordum. "Birbirinizi seviyorsunuz sanıyordum." Yutkundu. "Dışarıdan bakan herkes Dazainin beni sevdiğini sanıyor ama tam tersi. Ben onu sevdiğim için beni kullanıyor, bana acı çektirmek için duygularımı sömürüyor." Yaklaşıp ona sarıldım, içimden bir ses sonumun ona benzeyeceğini söylüyordu. "Chuuya, çok üzgünüm ama elimden hiçbirşey gelmiyor... " Dışarıdan gelen seslerle ayrıldık ve ayağa kalktık. Chuuya hızlıca gözlerini sildi, ağladığı yinede belli oluyordu. Arkama baktım, gördüğüm güneş gözlüğünü kaptım ve Chuuyaya taktım. "Hayır, bunu takmama izin vermez." "Sadece tak, ben halledeceğim." Endişeli olsada mecbur olduğunu fark edip gözlüğü çıkarmadı. Açılan kapıyla birlikte nefesimi tuttum, bu durumdan sıyrılmamız gerekiyordu.
Umarım çok saçma olmamıştır, biraz batırdım gibi😔 Bir dahakine toparlamaya çalışıcam, gece 12 de yazdığım için böyle olduğunu düşünüyorum snsvsnsyskshab. Yarın bölüm gelir gibi, beklemede kalınnn
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn, öpüldünüzzz😘😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımın Hatası
FanfictionShin soukoku kitabı:) Şiddet, zorlama ve işkence tarzı şeyler içerir. Smut var... (Bana bunlarla gel yaa dhskfsbsfsbs)