(Akutagawa'nın ağzından)
Derin bir nefes verdim. "Atsushi neden bana haber vermedin, senin için çok korktum. Ayrıca telefonla konuşurken de bana bunu sormalıydın." Yüzümü olabildiğince sıkarak sinirimi belli etmemeye çalıştım. Onu bir şekilde tekrar kandırmam gerekiyordu. Biraz daha yakınına geldim. "Bahsettiğimiz kişi sen değildin, o aptal seni kandırmış-" "Daha fazla yalan duymak istemiyorum." İki eliyle beni sertçe itti, geriye doğru tökezledim. Gözlerinde bunu yaptığı için bir pişmanlık aradım ama yoktu. Aksine sinir onu ele geçirmiş gibiydi. "Bana anlatmadığın daha nelerin var acaba merak ediyorum?!" Hafifçe sırıtıp yakasını tuttum. "Tamam, bu sana verdiğim son şanstı. Artık yeter! Doğruları mı öğrenmek istiyorsun, sana herşeyi anlatacağım. Ama eminim ki bundan pişman olucaksın!" Kolundan tutup bodruma doğru ilerledim. Kurtulmak için çırpındı. "Hey! Ne yapıyorsun, kolumu bırak!" "Seni eğitmemin zamanı geldi. Çırpınmayı bırak ve yürü!" Daha bir sinirle kolunu sıktım. Geldiğimizde onu çekiştirerek işkence koltuklarından birine oturtup bağladım. "Akutagawa! Çözsene beni, ne yapmaya çalışıyorsun sen?!" "O siktiğimin ağzını kapat hemen!" Bağırmanın etkisiyle şok oldu ve sustu. "Gerçekler ha, öyle mi? Her şeyi bilmek çok mu iyi, cahil olup mutlu olmak daha iyi değil miydi sence de?" Başını iki yana salladı. "Hayır, senin hakkında iyi veya kötü ne varsa bilmek istiyorum! Çünkü ben senin-" Lafını gülerek böldüm, deliler gibi güldüm. "Sevgilimsin, evet kesinlikle." Buna bir ara verip yüzümü ciddi bir hale getirdim. "Madem seni bir sürtük olarak tanıttığımı duydun o halde neden hala bizi sevgili sanıyorsun?" Yüzündeki hayal kırıklığı o kadar iyiydi ki kendimi gülmemek için zor tuttum. Önünde çöktüm ve tişörtünü sıyırdım. Vücudundaki izler hala duruyordu. "Seni sadece kullandım Atsushi." Karnına yaklaşıp yukarıya doğru yaladım. "Sadece sevişmek için saf bir kadın arıyordum ama sen geldin." Pantolonumun kemerini çıkartıp bacaklarını ayırdım. "Başta karasız kalmıştım ama bu düşündüğümden çok daha zevkliymiş" Bacaklarının arasına dizlerimi yerleştirdim ve sandalyenin üstüne çıktım. Artık yüzü belimin hizasındaydı ve çok savunmasız görünüyordu. Sırıttım ve yüzüne doğru eğildim. Yanaklarını elimle sıkıştırıp kendime doğru çektim. "Bana inanman için çok uğraştım Atsushi ve sen hepsini mahvettin." Hızla kafasını ittirdim. "Şimdi gerçek bir cezayı hakettin." Korku dolu gözlerle bana baktı.(UYARI!! +18!!)Aletimi ortaya çıkardım ve ağzına doğru yöneldim. Kafasını diğer tarafa çevirdi, aslında zorla yapıcaktım ama sonra fikrimi değiştirdim. Tehdit ederek emrettiğim şeyleri yapmasını izlemek çok daha keyifliydi. Cebimden telefonumu çıkartıp en başından beri kamera kayıtlarından yakaladığım çıplak görüntülerini ona göstericektim. "Bak!" En başta beni umursamadı. "Bakmadığına pişman olursun Atsushi..." Gözünü yavaşça açıp telefona baktı. Sonra şaşkınca dönüp bana baktı. "Eğer dediklerimi yapmayıp bana karşı gelirsen bu fotoğraflarla seni porno sitesine yükliyicem ve herkes görsün diye de üstüne para koyucam." Hafifçe geri çekilip kamerayı gösterdim. "Ayrıca hala da kayıt yapıyorum. Her anın kayıt altında, odandakiler de dahil." Kameraya kısa bir bakış atıp tekrar bana döndü. "Şimdi... Nerde kalmıştık? " Aletimi tekrar ona yönelttim. "Ağzına al Atsushi." Sinirle fısıldadı. "Sen berbat bir adamsın." Aletimin ucunu ağzına aldı ve gözlerini sıkıca kapatıp ilerlemeye başladı. Durduğunda boğazına kadar geldiğini anladım ama hala yarısını alabilmişti. Kalanı da tek seferde ağzına soktuğumda gözünden yaş geldi. Onu hırsımı alana kadar sertçe becerdim. Hiç sesini çıkarmadı, böyle yaptıkça daha çok sinirlendim ve daha da hızlandım. Kendini zorluyordu, içinden çıkıp nefeslenmesi için bekledim. Nefes alırken bir yandan da öksürüyordu. Neden ona acıdığım hakkında hiçbir fikrim yok ama yaptığım iyiliği önemsemedi sanırım. Nefes alması düzene girince tekrar bana baktı, öfkesi dinmemişti. "Bakıyorum pek sessizsin-" "Birileri konuşmamı engellediği içindir." Lafımı ağzıma tıktı ve tekrar öksürdü. Pantolonumu düzeltip sandalyeden indim, ağzına yuvarlak toplu bir ağızlık taktım. Çırpınsa da bir faydası olmadı. Gülümseyip kafasını okşadım. "Aferin sana. Beni uslu uslu bekle, tamam mı?" Tekrar çırpındığında dışarı çıkıp kapıyı kilitledim. Artık iyi davranarak tarafımda tutmak zorunda olduğum biri yoktu, kafam rahat olabilirdim. Hızlıca bir duşa girip temizlendim. Masanın karşısındaki koltuklardan birine oturup alnımı ovuşturdum. Hayır, aslında kurtulmuş filan değildim. Asıl zorluk şimdi başlıyordu...Yine biraz kısa oldu ama bir aydan fazla olmuş bölüm atmayalı idare edin lütfen canlar:)
İyi okumalar, daha hızlı bölüm atmaya çalışacağım 😙💜
Ayrıcaaa oy vermeyi, yorum yapmayı unutmayınız. Bölüm beklerken diğer kitaplarıma göz atabilirsiniz.
YAZARIN ÖNERİSİ: Her Şey Bir Yanlış Anlaşılma!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımın Hatası
FanfictionShin soukoku kitabı:) Şiddet, zorlama ve işkence tarzı şeyler içerir. Smut var... (Bana bunlarla gel yaa dhskfsbsfsbs)