~11~

351 16 21
                                    

~Atsushi~
"Akutagawa..." Onu olabildiğince etkilemek için adını inledim. Bu da işe yaramazsa eğer beni kandırıyor demektir veya tam tersi miydi? Ah, lanet. Beynim eridi resmen, şu anda hiçbir şey düşünemiyorum... Akutagawa bir anda benden ayrılıp dudaklarıma yapıştı, onu neden ayarttığımı bile unuttum ve şimdi ortada hiçbir sebep yokken onunla sevişecek miyim?! Hayatta olmaz.

Beni öpmeye devam ederken eli pantolonuma uzandı, elini sertçe tuttum ve dudaklarımızı ayırdım. "Bu kadar yeterli, benim şey yapmam gerek... Temizlik! Evet, bugün odanızı temizleyecektim, tamamen aklımdan çıkmış. En iyisi ben gidip-" Kolumdan sertçe tuttu ve yerlerimizi tek hamlede değiştirdi, ben bunu zar zor yapmıştım! "Atsushi, saçmalamayı bırak. Beni buna zorlayan sendin ve ayrıca temizliği yapacak kişiler var. Sen sadece bana odaklan." Tekrar boynuma doğru eğildi ve emmeye başladı. İnlemelerimi tutarken buradan kurtulmak için bir bahane arıyordum, kendi ellerimle kendimi yaktım.

İki elimle kafasına bastırıp geriye doğru ittim. Başını kaldırdı ve bıkkın bir şekilde bana baktı. "Yine ne var?" "Efendim, ben bunu yapamam. Bugün olmaz, lütfen beni zorlamayın."  Sinirlenmişti, haklı kim olsa sinirlenir. "Eğer seni ben azdırmış olsam karşı çıkmam ama bunu yapan sendin! Şimdi neden aniden bırakmak istiyorsun, sorun ne?" Sorun sana karşı hisler beslemekten korkuyor olmam aptal ama kendime güveniyorum. Bu asla olmayacak! "Bir bahanem yok ama-" "O halde aması yok, ben şimdi yapmak istiyorum ve yapacağız." Kafasını tekrar eğecekken hızla düşündüm, tekrar kaldıramayacaktı ve bu durumda kalamazdım. İlk aklıma gelen şeyi yaptım ama keşke yapmasaydım.

Suratına sert bir tokat geçirmiştim. Yüzü başka yere dönmüştü ve gözünden şaşkınlığı okunuyordu. Ellerimi ağzıma götürdüm, bunu ben bile beklemiyordum. Şaşkınlık ve korku ile ona baktım. Gözümden yaşlar akmaya başladı, elimi uzatıp yanağını tuttum ve okşadım. "Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim efendim..." Ard arda özürler diliyordum ama o beni duymuyor gibiydi. Yaklaşıp yanağını öpmeye başladım, ağlamaktan tam öpemiyorum da! En sonunda öpmeyi bırakıp kafamı boynuna yasladım ve ağlamama orada devam ettim.

~Akutagawa~
Yaşadığım şaşkınlığı hala üstümden atamıyordum, kafamı eski haline getirmeye bile çalışmadım. Atsushi yanağımı öpmeye ve özürler dilemeye başladı, şu anda umurumda değildi. Sadece hayal kırıklığı yaşıyordum, en sonunda Atsushi boynuma kafasını gömüp ağlamasına devem etti. Başımı öne doğru çevirdim, yaşadığım acı önemli değildi. Sinek ısırığı gibi bir şeydi zaten ama asıl sorun bana olan nefretiydi. Onunla sevişmemi istemiyordu, nedenini bilmiyorum ama acilen bunu düzeltmeliyim. Belki de iyi yol yerine zol yola başvurmalıyımdır...

"Atsushi biliyor musun? Ne zamandır seninle yapmak istiyorum, sevdiğim kişinin içinde olmak istiyorum ama o beni istemiyor, ittiriyor ve hatta tokat atıyor. Nasıl ama?" "E-efendim ben-" "Atsushi!" Çenesinden tutup bana bakacak şekilde kaldırdım. "Şu anda ceza alman gerektiğini biliyorsun değil mi?" Kafasını aşağı yukarı salladı. Bende elimi uzatıp saçını okşadım. "Ama sana ceza versem bile bu şuan olmayacak meleğim çünkü bu sinirle yaparsam deliğini yırtabilirim. Sadece yanağımı öpmeye devam et..."

Bana doğru yaklaştı ve yanağımı öpmeye başladı. O kadar tatlı öpüyor ki dudaklarını tenimde hissettikçe titriyorum. Daha önce beni böyle öpmesine izin verdiğim kimse olmamıştı. Öpücükleri yukarıya doğru tırmandı ve bir süre sonra gözümü öptü, ardından kaşımı ve sonra tekrar aşağıya inip burnumu öptü. Buna hafifçe gülümserken yüzündeki endişeyi gördüm ve dayanamayıp dudağına kapandım. Ondan karşılık beklemiyordum ama beni sertçe öpmeye başlayınca şaşırdım. Ben ona ayak uyduruyorum resmen...

Ayrıldığımızda alnımı alnına yasladım ve nefes nefese konuştum. "Atsushi, seni sevdiğime inan mıyor musun?" Bir süre yüzümü inceledi. "Artık inanıyorum efendim yani önceden tam emin olamıyordum. Daha önce kimse beni sevdiğini söylemedi." Yanağından düşen bir damla yaşı yalayarak sildim ve yukarı doğru çıkıp gözünü de yaladım. Küçük bir afallasa da önemsemedi, bu hoşuma gitti. "Eğer istemiyorsan yapmayalım o halde." Yatakta doğruldum ve ayağa kalktım. Kapıya doğru gittim ve odadan çıkacakken bana seslenmesiyle ona baktım. "Efendim! Teşekkür ederim..." Gülümseyip odadan çıktım. Yine de kendimi tutmamıştım, beni test etmek için yapmış olmalıydı. Son anda toparlasam da hiç içime sinmedi umarım bunu çabuk unutur.

~Atsushi~
Odadan çıkar çıkmaz gözyaşlarımı tutamadım, lanet! Bu adam neden böyle önce kötü davranıyor gibi geliyor ama sonra bir anne gibi şefkatli oluyor. Yani bu beni sevdiği anlamına geliyor! Ne halt yiyeceğim bilmiyorum... Önceden reddetme sebebim ona inanmamamdı. Artık beni sevdiği kesin gibi yoksa böyle şeyler yapacağını sanmıyorum. Sanırım eğer bu gece gelip teklif ederse kabul etmeliyim, evet onunla sevişmeliyim. Bu ikimizinde iyiliği için...

Ben küçüklüğümden beri her ortamda dışlanan hatta alay edilen biri olmuştum ve bırakın beni sevmelerini en azından nefret etmemeleri için çabalıyordum. Annemi bile çok az görebilmiştim, ona doyamadan toprağa verdim. Babamı zaten hiç görmedim, hayatımın kalanı yetimhanede geçti ve oradaki anılarım da öncekilerden farksız hatta daha kötüydü. Ordan atıldığım iyi oldu sanırım artık beni seven biri var ve eğer akşam gelmezse ben yanına gidip ona teklif edeceğim. Onunla çıkmak istiyorum, bir yandan da ilerisini düşünüyorum çünkü. Sadece şevişip durusak bunun bir anlamı kalmaz, değil mi?

~Akutagawa~
Bugün ona izin vermeye karar verdim, yanına gidip konuşmaktansa yalnız kalması daha iyiydi. Bir süre masada işlerime devam edip saat geç olmadan odama geçtim. Şu olanları unutmak için uyumak istiyorum. Yatağın örtüsünü açmadan direkt üstüne uzandım ama uykum yoktu, uyuyamıyordum. Telefonumu elime almışken çalışma odasından geln çıtırtılarla yerimde doğruldum. Atsushi olabilirdi ama işi şansa bırakmamak gerekir. Yerimden kalkıp kapıya doğru ilerledim ne şanslıyım ki o da buraya doğru geliyordu. Kapının hemen arkasında beklemeye başladım, ses yapmamak için kapıyı yavaş açacaktı. Bir süre sonra kapı açıldı ve içeri bir kafa uzandı. Bunu fırsat bilip gelen kişiyi tuttum sırt üstü duvara yapıştırdım üstüne dizimle ve kolumla baskı uygulayıp boştakı elime aldığım bıçağı boynuna dayadım.

"Kimsin?" "E-efendim benim, Atsushi..." Derin bir nefes verdim ve bıçağı indirdim. "Atsushi, bu saatte neden buradasın?" "Efendim... ben... konuşamıyorum... diziniz..." Söylediği şeyle fark ettim, dizimi direkt bacak arasına sokmuşum ve ben kaçacağını düşünüp olabildiğince sert bastırmıştım. Aslında özür dileyip çekecektim ama dışarıdan gelen ışıkla yüz ifadesini fark ettim, azmıştı. Sırıtıp dizimi yukarı doğru çıkardım. "Oh, üzgünüm. Şimdi daha iyi misin?" Başını sallayıp geriye doğru bıraktı, omuzuma düştü. Bunu takmayıp dizimi daha da yukarı götürdüm, inlemesini duymamla sırıtmam büyüdü ama yine de önlem almam gerekiyordu. "Atsushi, sana bir soru sordum." Dizimi bacak arasından çektim ve kollarını da bıraktım. Anında bana sarıldı ve ağlamaklı sesiyle konuşmaya başladı. "Efendim ben... sizinle çıkmak istiyorum. Benimle çıkar mısınız?"

Bir anda sorduğu soruyla afalladım, aslında bunu yanına gitseydim eğer ben soracaktım ama ona kafasını toplaması için zaman vermeye karar vermiştim. Sanırım çoktan toplamış ve kararını vermiş. Kollarımı bedenine doladım ve onu kendime çektim."Reddetmem için bir nedenim yok. Hatta sen etmeseydin ben edicektim. Atsushi, seninle çıkarım. Sonsuza kadar hemde..." Hafifçe gülümsemesini duyduğumda kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum, plan tıkır tıkır işliyordu. Onu zorlamama gerek kalmamıştı reçi hala istediğim şeyi yapmayacaktır ama en azından sevgilisi olduğum için karşı gelemeyecek. Bu benim için çok iyi bir avantaj ayrıca bu gece biraz eğlenebilrim.

Kelime sınırına takıldınız, smut yok size ödnmdhdndhdm

Sonraki bölüm olucak ve bunu atar atmaz yazmaya gidicem şu sıralar aksattım bu kitabımı, özür amaçlı iki bölüm atayım:)

Sizce Akutagawa Atsushiyle ne yapacak?
(Bu soruyu daha önce sormuştum sanki ama tahminleri merak ettiğim için tekrar soram:)

Atsushi söylediklerinde dürüst müydü, yoksa  hepsi yalan mıydı?

🤔🤔🤔Düşünün bakalım, siz düşünün ben gidemem yb yazam.

Beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Öptüm siziii😍😋

Hayatımın HatasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin