~Atsushi~
Odamda yatağa oturup gitmesini bekledim, dediğim gibi kahvaltısını yaptı. Bir ara çalışanlardan birini çağırıp bir şeyler istedi. Yarı uykulu olduğum için anlayamadım. Sonra kapımın çalınmasıyla irkildim ve yerimde doğruldum. "Gelin lütfen." Gelen Akutagawaydı. Elinde de bir tepsi vardı, onu masanın üstüne bıraktı ve gelip yanıma oturdu. Bana sımsıkı sarılıp kokumu içine çekti. "Atsushi, lütfen böyle yapma. Seni böyle gördükçe daha çok üzülüyorum, Melloyu tanıyorsun biliyorum ama-"Onu dudağından öperek lafını kestim, son kararım buydu. Onunla aramı iyi tutup en sonunda bunun karşılığını alıcaktım. Kaçmak için buna ihtiyacım var, üzgünüm Akutagawa... Bana anında karşılık verdi ve öpücüğü sertleştirdi. Bir süre sonra ayrıldı. "Meleğim, benim şimdi gitmem gerekiyor. İşlerim var ama akşam geldiğimde seninle bolca baş başa vakit geçiririz olur mu?" Gülümsedim. "Tabiki, seni bekleyeceğim..." "Pekala, çalışanlar burada kalsın mı yoksa hepsini yollayayım mı istersin?" "Kalsınlar, zaten odadan çıkmayı düşünmüyorum ama Akutagawa. Senden bir şey isteyeceğim." "Tabiki bitanem. Nedir?" "Bugünlük Mello'ya izin ver. İyi şeyler yaşamadı..." Reddetmek için ağzını açacakken dudağımı büzdüm ve ona sarıldım. "Lütfeen~" Derin bir nefes verdi. "İyi, söylerim. İsterse gider, senin iyi niyetine dua etsin. Sana vurduğu için onu yerlerde süründürürdüm aslında ama..." Devamını getirmedi, ayağa kalktı ve son bir kez bana gülümseyip odadan çıktı. Tekrar yatağa kuruldum, uzun bir gün olucaktı. Ama ben biraz daha uyumak istiyordum, sanırım bir zararı olmaz...
Gözlerimi açınca panikle saate baktım. 3'e geliyordu. Bu kadar fazla uyumayı nasıl başardım. Yerimden hızlıca doğruldum ve bir süre önce şipariş verip aldığım bavulu çıkardım. İçine düzenli aralıklarla kıyafet de almıştım. Buradaki kıyafetlerin eksildiğini fark edebilirdi, temkinli olmam gerek. Kıyafetleri içine yerleştirip en az ses çıkaracağını düşündüğüm yere koydum. Yatağımın altı... Yine de onu bugün yanımda yatırmamam gerekiyordu, her ihtamale karşı yemeğine uyku ilacı katıcaktım. Neredeyse herşey tamamdı. Gece üstümü değişmeye vakit bulamam bu yüzden salonda uyuyakalmışım gibi filan davranabilirim sanırım. Üstüme düzgün bir şeyler giyinip mutfağa indim. Tahmin ettiğim gibi yemek hazırlıkları çoktan başlamıştı, neyse ki aşçıyı tanıyordum. Çok tatlı bir kadındı,tabiki ondan yardım istemiycem ama kandırması kolay biri gibi duruyor. Biraz da yaşlı yani işim kolay...
"Şefim neler yaptın?" Şakayla karışık sorumla gülümsedi. "Ne yapayım istersin, söyle yapayım." "Immm..." Düşünüyormuş gibi yaparak ocağa yaklaştım. "Şey, akşam ne yiyeceğim fark etmez ama dolapta çikolata tarzı bir şeyler var mı?" "Sanırım olacaktı, bir bakayım." O gidince malzemeleri doğranmış hazır olan salatayı gördüm ve ilacı üstüne döktüm. (Valla uyku ilacının kapsül halini biliyorum ama sıvı var mı bilmiyorum. Yoksa da varmış gibi yapın:) Hemen şişeyi cebime sıkıştırıp yanına gittim. Gofretlerden birine uzandım. "Teşekkürler, bu yeterli." Sonra geldiğim gibi hızlıca mutfaktan çıkıp gittim. Odama geçip kapımı kitlendim ve biraz telefonumla uğraştım. Biraz demek yanlış oldu aslında, az baktım. (Az kelimesini çok anlamında yazdım, üşenmeyip alttaki yazıyı okuyanlar anladı:)
Zaman cidden fazla hızlı... Kapımın çalınmasıyla yerimde hafifçe sıçradım sonra kısa süreli şokumu atlatıp kapıyı açtım. Akutagawayı görünce yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim ve ona sarıldım. "Hoşgeldin." "Hoşbuldum meleğim, günün nasıldı?" "Sıkıcıydı, sen evde yokken çok sıkılıyorum ben." Gülümsedi ve saçlarıma bir öpücük bıraktı. "Olabildiğince erken çıkıp geldim sevgilim, üzgünüm." Yanağından öpüp geri çekildim. "Tamam, onu boşver şimdi. Ben çok acıktım, hadi birşeyler yiyelim." Onu ters çevirip sırtından dışarı doğru itekledim, erken uyuması gerekiyor! Güldü ve bana ayak uydurdu. "Tamam, tamam. Bu kadar acıktığımı bilseydim direkt yemeği dışarıdan alır gelirdim." "Gerek yok!" Bir anda bağırmamla ben bile korktum. Arkasını dönüp bana anlamaz bir bakış attı. "Yani, şey... Hazır yiyecekler yemeyi sevmem de, zararlı oluyorlar." İfadesi tekrar normale döndü. "Sen öyle diyorsan." Masaya oturunca yanlışlıkla salatadan yememek için içimden tekrarlıyordum. "Yeme, yeme, yeme..." Eğer unutup yersem tüm emeklerim çöpe gider.Akutagawa bir süre salatadan yemedi ama en sonunda çatalını uzatıp büyük bir parça aldı ve tabağına yerleştirdi. Bense belli etmemek için olabildiğince sakin durup ağzımdakini sakızmışçasına 1000 kez çiğniyorum. "Sen salata yemiyor musun Atsushi?" Cevabımı beklemeden salatadaki kaşığa uzandı, hemen elini tuttum. "Hayır, gerek yok. Cidden, bugün salata yemek istemiyorum sanırım." Başını onaylar gibi salladı ve elini çekti. "Peki." Bir süre daha özellikle kendimi zorlayacak kadar yedim, acıkmak istemiyorum. En sonunda ayağa kalktım ve elimi yıkamaya gittim, elimi yıkarken bir yandan da 'acaba çok mu şüpheli davrandım?' diye düşündüm. Banyodan çıktım ve hemen yanındaki odama geçip yatağa oturdum. Akutagawa nın da geldiğini duyunca kapımı açtım ve onu izledim. Çıkınca bana bakıp sırıttı. "Ne vardı?" Omuz silktim. "Canım sıkılıyor, bir şeyler yapalım." "Benden öneri almak istediğine emin misin?" Başımı salladım, ne yapacağını biliyordum ama salonda olmasını tercih ederdim bu yüzden hızla ordan uzaklaşıp salona doğru koştum. Koltuğa oturup yastıklarını dağıttım, geldiğinde hızlıca üstüme çıktı ve beni öpmeye başladı. Olabilecek en sert şekilde öpüyordu, sanki cezaymış gibi. Ben karşılık versem de baskın kalmama imkan yok, o kadar güzel öpüyor ki insan kendinden geçiyor. Beni soymaya başladığında hiç tepki vermeden bekledim, bu onunla son gecemizdi. Bugün bana istediğini yapabilir ona karışmayacağım...
Aslında bölümde direkt kaçış kısmını yazıcaktım ama dedim ki yaw bunlar son bir kez daha yapsınlar. Hadi yine iyisiniz:)
Bölüm aşırı geç geldi farkındayım, fırsat buldukça yazıyorum ama tamamı bitmeden aramayacağım için öyle kenarda kalıyor bir süre:) Neyse çenemi kapatıp gidiyorum.
Beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Öptüm çok😻😙❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatımın Hatası
FanfictionShin soukoku kitabı:) Şiddet, zorlama ve işkence tarzı şeyler içerir. Smut var... (Bana bunlarla gel yaa dhskfsbsfsbs)