FİNAL

12.6K 430 52
                                    


Günlüğün 29. sayfası.

Ben Aksel Zaim.

Küçük kızım Renas Zaim adına bu lekeli sayfaları doldurmaya geldim, çünkü kendisi geçtiğimiz üç gündür kollarını kullanamıyor. Son zamanlarda hayatın -en azından bizim için- fazla hızlı geçtiğinin farkındayım ve biz daha yarımken, çoğu şeyi beraber yaşama fırsatı bulamamışken onun bizden yavaş yavaş kopmaya başlaması canımı yakıyor.

Fizik tedavinin işe yaramadığını anlamış olduğumuzdan randevulara son verdik. Kalbi hâlâ çürümeye devam ediyor ama ciğerlerinde umut var gibi gözüküyor dendi, fakat biz umudumuzu kaybedeli bayağı oluyor öyle değil mi?..


Günlüğün 33. sayfası

Ben Aksel Zaim.

Bugün küstük. Daha doğrusu Renas küstü çünkü bana kliniğe gitmekten bahsetti... İnanabiliyor musunuz? Ona, en azından ciğerleri biraz olsun temizlenmeye başlamışken astımını tetikleyecek ya da onu kötü duruma sokacak şeylerin peşinden gitmemesini söyledim, cevabı ise trip atmak oldu...

Onu kliniğinin patronu yaparken aklımda yalnızca üniversiteye gidemediği için kendini eksik hissetmemesi ve arkadaşlarından geri kalmaması fikri vardı. Dört arkadaşı da şu anda üniversite okuyordu ve her ne kadar Renas'ın onlar adına sevindiğini bilsem de, içinde bir yerlerde imrenti seziyordum; o, hayatı yaşamak istiyordu. Ama Renas'ın tüm gün etrafında yüzlerce tüylü canlıyla bir arada olması o kadar da hoşuma gitmiyordu artık.


Günlüğün 36. Sayfası

Ben Aksel Zaim.

Birkaç gündür hayat benim ve ailem için durmuş gibi. Acı verici fakat içimde bir yerlerde ölümü yeğleyen benliğim, bundan birkaç ay öncesine gitme isteğini haykırarak yüzüme savuruyor.

O hatırlamıyor...

Gece, kokusunu soluyarak ve hâlâ yanımda oluşuna şükrederek gözlerimi yummuştum ama sabaha karşı onun sarsıcı çığlıklarıyla uyanmak... tam bir felaketti. Gözlerimi bir anda araladım ve yatakta benden kayabildiği kadar uzağa kaymış kız kardeşimle göz göze geldim; karşılaştığım bakışlar aşinası olduğu o yumuşak gözlere ait değildi, sanki hem onun hem de benim karşımda bir yabancı duruyordu.

İkinci bir çığlıktan sonra ilk işim yaralanıp yaralanmadığını kontrol etmek olmuştu ki, ona doğru yaklaştığım anda 'kimsin sen?' diyerek attığı diğer çığlık, kafama balyozlarla defalarca vuruyorlarmış gibi hissettirmişti.

Tam bir gün boyunca ona kendimizi hatırlatmakla uğraştık, defalarca kez evden kaçmaya çalıştı ve ona ihanet eden bacakları yeniden yaralanmasını sağladı.


Günlüğün 39. sayfası

Ben Aksel Zaim.

Bencil olmayı bu kadar istediğim başka bir zaman olmamıştı. O, gözümün önünde öyle çürüyor ki ben resmen onun bu hâlini görmemek için herkesi gerimde bırakıp gitme dürtüsüyle savaşıyorum. Ve yine galip gelen benim; ne olursa olsun, küçük kızımı arkada bırakamazdım.

Daha dün, bir aptal gibi yalnızca benimle oyun oynadığını düşünmüştüm, ta ki konuşması adına onu zorladığımda, ağzından çıkan kelimeleri bir araya getiremediğini fark edene kadar. Renas konuşamıyor. Tam hafızası düzelir gibi olmuşken, bir anda konuşamaz hâle geldi.

GEÇ KALMIŞ DOĞRULARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin