BİR HAFTA SONRA
Sabah salondan gelen gürüldü sesleriyle uyandım. Bu gün ameliyat olacaktım. Belki de babam beni merak edip gelmişti diye düşündüm. Ama seslerden sanki kavga ediyorlar gibiydi. Yatağımın yanındaki dedemden kalan bastonu alarak yürümeye başladım. Başkası bir gün dedenin bastonu işe yarayacak dese gülerdim ama şuan yaşıyorum bu anı ve gülmüyorum. Yavaşca kapıyı açıp merdivenleri inmeye başladım. Gittikçe sesler daha rahat duyuluyordu. Tam inmedim bekleyip dinlemek istedim konuştuklarını. O an babam konuşmaya başladı. "Niye anlamıyorsun be kadın artık hiçbirşey işe yaramayacak. O artık kör oldu bitti, artık yeter" dedi. Babam benim hakkımda neler diyordu böyle diye geçirdim içimden. Yavaşca tutunarak oturdum merdivenin soğuk zeminine. Annem "Sana ne benim param değil mi feda olsun kızıma. Sonuç değişmese bile en azından deneyeceğim, benim içim rahat" dedi. "Sen ameliyat kaç para biliyormusun? Nerede sende o kadar para. Ben vermezsem nereden bulacaksın , hiçsin sen bensiz hiç" "Yazıklar olsun sana" dedi annem babam olacak o adama ve konuşmaya devam etti. "sen nasıl bir babasın ya nasıl dayanıyor yüreğin bu olanlara. Taş olsa çatlar be. Senden para isteyen de yok, kredi çeker sonrada öderim bir şekilde paranı al başına çal hayvan herif". Babam olacak herif anneme sesini yükselterek "Doğru konuş sökerim o dilini" diye bağırdı. Dayanamayarak kalkıp salona girdim. Beni görmüş olacaklar ki sustular. Bu sessizliği fırsat bilip konuşmaya başladım. "Sen nasıl bir babasın, herşeyi geçtim nasıl bir insansın. Varya senin kızın olduğum için kendimden öyle utanıyor, öyle iğreniyorum ki". Annem sözümü keserek "Kızım o senin baban" dedi. Sinirle "Sen karışma anne kalbini kırarım" deyip konuşmaya devam ettim. "Bana. Hiç babalık etmedin" Babam "Nankör seni anası kılıklı, yaptıklarımı ne çabuk unuttun" dedi. "Yaptıkların mi? Ne yaptın ya sen benim için?" diye bağırdım. "Yedirdim, giydirdim, okuttum" dedi arsızca. Sinirle gülerek "Ya bunu hangi baba yapmıyor? Hangi baba? Herkes yediriyor, giydiriyor, okutuyor. Kim çıplak, aç geziyor söylesene? Bunları yapınca babamı olunuyor yani? Saçmalama ya nolur" diyerek konuşmaya devam ettim. "İşte sen böyle birisin. Öz evladın için yaptıklarını kafasına kakacak birisin. Gördün mü haklıymışım utanıyorum senden deyince, keşke olmasaydın ya keşke ölseydin ben bu gün en azından bu rezillikleri yaşamak yerine babam için yas tutardım. Zaten varlığın hiç belli olmuyor ki. Varken de baba sevgisi görmedim hiç yokken de birşey değişmezdi, en azından utanmazdım bir babam olduğu için". Öfkeden hayal kırıklığından gözlerim dolmuştu. Sinirliydim ona değil onun kızı olduğum için kendime sinirliydim. Ev sessizleşmişti bir anda. Galiba söylediklerim ağırdı ama pişman değildim. Az bile demiştim bence. Ve içimde kalan son cümlede çıktı ağzımdan. "Şimdi çık git ve benim gibi bir kızın olduğunu unut, çünkü benim sen gibi bir babam yok. Olamaz da benim babam o gün, beni kör olduğum gün çekip giderek öldü benim için". Arkamı dönerek çıktım odama. Onun yanında ağlamak, zayıf görünmek istemiyordum. Artık bir babam yoktu. Bende beni merak edip geldi sanıyordum sabah, meğerse ne kadar aptal körmüşüm. Benim gözlerim değil kalbimde aklımda körmüş. Bunca yıl görememişim tanıyamamışım babamı. Yıllarca annemle kavga ediyor ama beni seviyor diye düşünürken bu gün anladım onun tek derdi annem değilmiş. Onun garezi ailesiyleymiş, bizimleymiş. Ama ben rahatım oda rahat olsun artık 'biz' diye bir ailesi kalmadı. Bu aileyi varken yok etti, kendi elleriyle öldürdü. İstediği oldu, dağıldık artık gidip rahat uyuya bilirdi. Ben yatağıma uzanmış böyle düşüncelere dalmışken odamın kapısı açılıp arkasından kapandı. Gelişinden annem olduğunu anlamıştım. Başucuma oturup saçlarımı okşayarak konuşmaya başladı. "İlk önce engel olmak istesem de şimdi düşünüyorum da çok güzel dedin". Yatağımda duruşumu dikleştirerek oturup "Beş dakikada böyle düşunmeni sağlayan ne peki?" diye sordum. "Senin her konuda haklı olman diyelim" dedi annem ellerimi tutarak. Sonra ben birşey söylemeden konuşmaya devam etti. "Şimdi kalk giyin hastaneye gitmemiz gerek. İlk önce muayene edileceksin bazı tahliller vermen gerekmiş, sonra ameliyata gireceksin". Derin bir nefes alarak "İyi de beni muayene etmişlerdi zaten yine ne gerek var ki?" diye sordum. "Bilmem doktor öyle dedi bende doktorun söylediklerini söylüyorum". Tereddütle "Ya haklıysa, boşuna o kadar para vereceğiz hem dok-" diyecekken annem sözümü keserek "Hadi konuşma vakit yok kalk" diyerek beni ayağa kaldırdı. Sonrasında giyinip evden çıktık ve hastaneye vardık. İlk geldiğimizde korksamda şimdi içimde garip bir hiss vardı. Böyle garip bir hissle hastanede tahliller için dolaşıp durduk. Beni bu gün hastanede yatıracaklarını, ama ameliyatın yarın olacağını söylediler. Aslında biraz korksamda yinede hemen olup bitmesini istiyordum. Annemde yanımdaydı her saniye iyimisin diye soruyordu. Hatta bir ara fenalaştı. Kadın resmen komedi filmi gibi. Sanki bu girecek ameliyata, ah be kadın. Öyle gerginken güleceğimi düşünmezdim ama konu annem ve peşini bırakmayan belalar olunca gülesim geliyordu. Yani artık o kadar alışmıştık ki ağlanacak halimize gülüyorduk. Sabah saat 9-da ameliyatım vardı ve çok yorgundum. Kendimi derin bir uykunun kollarına bıraktım.
...
Sabah hemşireler beni uyandırarak ameliyata hazırladılar. Kalbim deli gibi çarpıyordu ama yine dünkü gibi kendimi huzurlu hissediyordum. Zaten sonrası bende yok, ne olduğu, ne hissettiğim hiçbir şey hatırlamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyalarda Buluşuruz
ChickLitÜniversite okuyan Banu görme yetisini kaybediyor. Doktorlar bir daha göremeyecek deseler bile annesinin ısrarıyla ameliyat oluyor ve hayatı o ameliyattan sonra değişiyor.