Merhaba! Nasılsınız güzellikler? Umarım iyisinizdir. Sizden küçük bir ricam olacak, yorumlarda kitabı okurkan hissettiğiniz duygularınızı ve kitabın nasıl olduğu konusunda yorum atarsanız çoooookk sevinirim. Şimdiden iyi okumalar, iyi ki varsınız!🤍
Kapı zilinin sesine uyandım. Annem gelmiştir diye düşündüm ama annemde evin doğal olarak anahtarı vardı neden zili çalsın ki? Yavaşca ayağa kalkıp odadan çıktım. Görmediğim için kapı deliğinden kim olduğuna bakamıyordum. Kapının arkasında olan kişiye "Kimsin?" diye seslendim. "Arda" diye cevap geldi. Yüzümde aptal bir gülümsemeyle kapıyı açmadan "Neden geldin?" diye sordum. "Seni görmek istiyorum, tabi sende istiyorsan". Yedek anahtarla kapıyı açtım. Tam o an belimde bir el hissettim. Arda bana sımsıkı sarılmıştı. Kalbim feli gibi çarpıyordu, şuan bayıla bilirdim. Acaba kalbimin nasıl attığını duyuyormu?. Mal gibi sırıtıyordum. Sarılı halde kulağıma doğru "Sarılsana bana" dedi. Yavaşca kollarımı kaldırıp boynuna sardım. Öylece durduk bir süre. Durdukca dinlendim onun kollarında. Kokusu çok güzel diye geçirdim içimden. Bir insan ne kadar güzel koka bilirse o kadar güzel kokuyordu Arda. Sonra anın büyüsünden çıkarak "Sarılmak için mi geldin?" diye sordum. Yine yavaş bir ses tonuyla "Gelmesemiydim?" diye sordu. Nefesi boynuma değiyordu. Herşeyiyle çok güzeldi. Burada böyle sonsuza kadar kalabilirdim. Ama annemde heran gelebilirdi ve benim bacaklarımı kırabilirdi. Bakmayın öyle tatlı olduğuna içindeki deli coştumu kimse durduramazdı onu. Yavaşca kollarımı boynundan çektim ve "İyi ki geldin" dedim Ardaya, sonra konuşmaya devam ettim. "Ama biraz daha kalırsan annem gelir ve ikinci rapunzel faciası yaşanır burada". Elleri hala belimdeyken gülerek "Ben seni korurum ama prensesim merak etme sen" dedi. Yüzümde oluşan gülümsememi bastırmaya çalışarak "Konuyu saptırma hadi ben canıma susamadım daha" dedim. Arda "Boş yere eziyet edipte saklama gülüşünü görüyorum ben çünkü güldüğünü" dedi. Hiçbir şey demeden ellerimle belimi saran ellerini kendimden çeltim. O "Gerçekten gitmemi mi istiyorsun?" diye sordu masum bir sesle. Ne söyleyeceğimi şaşırarak "Hayır şey yani annem geli-" tam konuşmamı bitirecekken yanağıma bir buse kondurdu. Ben şaşkınlıkla kalakalırken kulağıma doğru "Güle güle prenses" diye fısıldayarak gitti. Bense hala heykel gibi olduğum yerde dikilmiş öylece duruyordum. Resmen beni öptü, beni baya yanağımdan öptü. Sırıtarak kapıyı kapattım ve yine sırıtarak kendimi odama attım. Olayın etkisinden bir türlü çıkamıyordum. Ben az önce ne yaşamıştım? Arda gelip bana sarılıp sonrada yanağımdan mı öpmüştü? Gerçekmiydi yani o? Yoksa ben rüyamı görüyordum? Karışık düşüncelerle kendimi tatlı bir rüyanın kollarına bıraktım. Zorda olsa uykuya dalmıştım.
2.SAAT SONRA...
Odamın kapısının açılma sesine uyandım. Yatağımda oturarak "Anne senmisin?" diye sordum. "Evet kuzum başka kim olacak?" diye cevap verdi annem. İnsan görmeyince böyle olaylarda korkuyordu. Aklından milyin türlü ölümlü senaryo geçiyor. Herşeye alışırımda bu olaya istesemde alışamazdım. "Yemek hazır açmısın sen?" diye sordu annem. Galiba çekmeceleri açıp kapatıyordu. "Sen birşeymi arıyorsun?" diye sordum. "Hayır, temiz çamaşırları dolabına yerleştiriyorum" diyerek sorusunu tekrar etti. "Sen aç mısın?" "Evet açım, kaç saattir uyuyorum?" "Eğer ben seni yatırdığımdan beri uyuyorsan dört saat uyumuş oluyorsun" dedi. Galiba Ardayı görmüştü. Zaten ne bekliyorsam, annemden hiçbir şey kaçmazdı. "Arada bir mola verdim sonra tekrar uyudum" dedim. "Arda molası mı?" diye sordu annem ciddi ve tok bir sesle. Bu durum hoşuna gitmemişti ve haklıydıda. Bende olsam kızardım çünkü daha yeni tanıştık eve gelmeler hiç hoş değildi. Evet ben açıdan hoşuma gidiyordu kendimi iyi hissediyordum ama anne açısından bu hoş değildi. Tereddütle "İçeri girmedi anne" dedim. Annem derin bir nefes alarak yanıma oturdu ve "Bak Banu ilişkin olabilir buna karışmam biliyorsun, ama sence de çok erken değil mi?" dedi. "Ne için erken değil mi?" dye sordum anlamayarak. Sevgili değildik ki neden böyle söylemişti anlamıyordum. "Ona güvenmen için, evimizi biliyor" annemin lafını bölerek "Ben söylemedim evimizin yerini ona" diyerek kendimi savundum. Gerçekten ben söylememiştim. Evet numaramı istemişti ama sadece bu başka birşey söylememiştim zaten konuşmaya vakit bile yoktu. "Tamam sev mutlu olacaksan sorun değil benim için, ama ya mutlu olmazsan? Ya güvendiğine pişman ederse? Ya giderse Banu?" Durdum... hiçbir şey diyemedim. Gitmez, mutsuz etmez diyemedim. Tanımıyordum ki onu, ismini bilmek tanımak anlamına gelmiyordu ki. Belki de sevsemde kendimi kaptırmamalıyım, ona çok bağlanmamalıyım. Ya gerçekten giderse, ya gitmek için geldiyse hayatıma? Belki de karşılıksız duygularım? Bir sarıldı diye aşık mı oldu bana? O ilgiside belki acıdığı içindir. Vicdan yaptı belki de kim bilir. Uzun sessizliğin ardından "Yemeye inelim mi?" dedim. Annem hiçbir şey demeden elimi tuttu ve aşağı indik. Yemeğe başladığımızda "Ben artık inebiliyorum merdivenlerden seslensen yeter aslında" dedim. "Odana gelmem seni rahatsız ediyorsa gelmem" dedi annem. "Neden öyle söyledin ki şimdi? Neyin tripi bu?" diye sordum anneme. Çatalını masaya bırakarak "Trip değil kaybetme korkusu, seni kaybetmenin korkusu" dedi. "Ben büyüdüm anne artık herşeyi anlaya biliyorum" "Sen büyüdüğünü sanıyorsun Banum, hiçbir şey anlamıyorsun" dedi annem. Haksızlık ediyordu bana, ben artık büyümüştüm. Evet o anne olduğu için onun gözünde küçük bir çocuktum ama 'onun gözünde' öyleydim. Sinirle "Ben odama gidiyorum" dedim ayağa kalkarak. "Yemeğini ye" dedi annem tok bir sesle. O sinirliydi ama bende sinirliydim. Merdivenlere doğru giderek "Doydum" dedim ve odama çıktım. Herşeyin üst-üste gelmesi yormuştu beni. Birde annem böyle yaptıkca iyice yıpranıyordum. Tamam Ardaya güvenmiyordu ama bana neden böyle davranıyordu. Kaybetmekten korkuyordu ama anlamıyordu, asıl böyle yaparsa beni kaybedecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüyalarda Buluşuruz
Romanzi rosa / ChickLitÜniversite okuyan Banu görme yetisini kaybediyor. Doktorlar bir daha göremeyecek deseler bile annesinin ısrarıyla ameliyat oluyor ve hayatı o ameliyattan sonra değişiyor.