Yarın hâlâ Niki'den haber almaması Heeseung'u meraklandırıyordu. Her ne kadar araları kötü olsa da onu da düşünüyordu. Niki yakın arkadaşlarından biriydi. Onu aramaya karar verdi ve telefonu eline aldı. İkinci çalışta arama açıldı.
"Alo, Niki?"
"Ne oldu Hyung?"
"İyi misin?"
"Niye soruyorsun?"
"Bana trip atma Niki. Senin için endişelendim."
"Artık şuna bir açıklık getirmek istiyorum Hyung. Jake'i alıp sahile inebilir misin? Bende geliyorum."
"Pekâlâ, kapatıyorum."
Heeseung telefonu kapattı ve hemen Jake'in yanına gitti. Odasında malzemeleri düzenliyordu. Duraksamadan konuşmaya başladı.
"Jake, sahile inmemiz gerekiyor."
"Ne? Neden?"
"Sus."
Heeseung onun kolunu yakaladığı gibi çekiştirmeye başladı. Jake ne olduğunu anlamıyor ve çok merak ediyordu. İkisi de ayakkabılarını giydikten sonra sahile doğru yola çıktılar.
Niki salihin başında onları bekliyordu. Onları görünce elini salladı. Güler bir yüzle karşılamıştı onları. Konuşmaya başladı.
"Artık şuna bir açıklık getirmek istiyorum, Jake. Heeseung zaten biliyor. Ben senden hoşlanıyorum ve Heeseung da senden hoşlanıyor."
Jake Niki'nin ondan hoşlandığını anlamıştı fakat o ona karşı hiçbir şey hissetmiyordu. Niki konuşmaya devam etti.
"iki seçeneğin var Jake, ya ben ya da o."
"ummm.."
"benim ismimi söyle Jake!"
Jake bir Heeseung'a bir de Niki'ye bakıyordu. Cevabı çoktan belliydi ama Niki'yi üzmekte istemiyordu. Söylemek zorundaydı.
"Üzgünüm, Niki. Ben Heeseung'u seçiyorum."
Niki'nin yüzü düşmüştü. Kafasını tamam anlamında salladı. Jake onun için üzülüyordu. Ona yakınlaştı, sarılmak istemişti. En azından daha iyi hissettireceğini düşünmüştü.
Kolunu onun omzuna doladı. Niki de ona sarıldı. Bir kaç dakika öyle durdular. Bu sırada Jake özür dileyip duruyordu.
"Üzgünüm, Niki. Böyle olmasını istemezdim. Eminim ki benden daha iyileri bulursun."
Niki her ne kadar üzgün olsa da gülümsedi ve teşekkür etti. Heeseung mutlu olsa da Niki için üzülüyordu da. Niki yanlarından uzaklaştı. İkisi sahilin başında dikilmeye başladılar.
"Çok üzülmüş müdür? Kendisine bir şey yapar mı?"
"Yapmaz, Jake. Endişelenme o ilahi birisini bulacaktır."
Birlikte evlerine doğru yürümeye başladılar.
~~~~~
Eve vardıklarında projeye devam etmeye karar verdiler ve masanın başına oturdular. Heeseung hangi malzemeleri kullanabileceklerini araştırırken Jake de son kalan noktaları çiziyordu.
"Sence kendine bir şey yapar mı?"
Heeseung iç çekerek ona döndü. Endişelenmesi normaldi ama bu kadarı da fazlaydı.
Jake'in yanaklarını tutup kendisine çevirdi. Gözleri dolmuştu. Heeseung kaşlarını çattı.
"Neden ağlıyorsun? Kendine neden bir şey yapsın ki?"
"Bilmiyorum.. sadece çok üzgün duruyordu."
"Evet biliyorum ama o da atlatacak böyle büyüyecek."
Göz gözeydiler fakat Heeseung'un gözleri ara sıra Jake'in dudaklarına iniyordu. Diğer eliyle Jake'in sandalyesini kendisine çekti.
Jake derin derin nefesler alıyordu. Heyecanlanmıştı. Heeseung onu öpmek istiyordu fakat izin vermeyeceğini düşünüyordu.
"Yapabilir miyim?"
(İzinde alırmış 😭)Jake evet anlamında kafasını sallayınca Heeseung onun dudaklarına yapıştı.
————————————————————
Ah be Niki'im ☹️😔 aşkm ya üzüldüm skeomelslenennesd
Smut yazsam mı
Yazamıyom gerçi ama neyse ehe
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAY MY NAME | HeeJake
RomantizmNiki: iki seçeneğin var Jake, ya ben ya da o. Jake: ummm.. Hee: benim ismimi söyle Jake! #Heejake [texting&düzyazı]