Jake sabah uyandığında Heeseung yanında uyuyordu. Gülümseyerek ona baktı. Dün gece sevgili olmuşlardı.
Bu aklına gelince olur olmaz kızardı çünkü sevgili olduktan sonra sevişmişlerdi. Duş almak için ayağa kalktı fakat canı yanınca yatağa geri oturdu.
Canı yanınca dün Heeseung'a söylediği cümle aklında yankılanmıştı. Bunun üstüne Jake kulaklarına kadar kızardı.
Arkasından çarşafın hışırdama sesleri gelince o tarafa doğru döndü. Heeseung uyanmıştı ve kollarını kafasının arkasında birleştirmiş bir şekilde karşısında duran çıplak bedene bakıyordu. Dün onun her yerini keşfetmişti ve hâlinden memnundu.
"Günaydın."
Dedi Jake gülümserken onun yanına uzandı. Heeseung elini Jake'in kahverengi saçlarına geçirip karıştırdı.
"Günaydın, sevgilim."
Jake'in yanakları daha çok kızardı. Heeseung'a hafifçe vurdu.
"Sabah sabah kalp krizi geçireceğim!"
"Ne yani?! Sevgili olduk ve sana sevgilim diyemiyor muyum?"
Jake eline yere düşmüş olan yastığı alıp Heeseung'a fırlattı ve banyoya doğru gitti. Biraz sonra su sesi duyuldu.
Heeseung telefonunu eline aldı ve gruba gelen 836 mesaj ile karşılaşınca şaşkınlığını gizleyemedi. Hemen grubu açtı.
~~~~~
Bim Sunoo, Niki, Hoon, Jay, Jungwon, Hee
Jay: Of nerde bu piç
Jungwon: Bence başka bi ülkeye kaçtılar
Sunghoon: Olabilir mantıklı
Jungwon: sunooyla nikide yok anasını satayım 😭
Sunghoon: Onlar bişeyler yapıyolardır
Heeseung: Olm ne konuştunuz lan siz dün geceden beri
Jay: Heh geldi pezevenk
Heeseung: Neden küfür ediyosun şimdi sen bana 😭 Ne yaptım ben
Jungwon: Jakei siktin büyük ihtimalle
Heeseung: İçine mi doğdu anasını satayım
Jungwon: Yok Gece evinize geldim sizi izledim
Sunghoon: 🤨
Jay: Vallahi mal bu çocuk ya
Heeseung: Gidiyom ben banyoya gircem
Jay: Siktr git oç
~~~~~
Jake bornozla odaya girmişti ve dolabının karşısına geçip kendisine giyecek bir şeyler çıkarmıştı.
Heeseung yataktan kalkıp onun yanına gitti. Kollarını bornozlu bedene sararken onun yanağına bir öpücük kondurdu.
"Bugün çok yapışıksın, Heeseung."
"Kendimi affettirmeye çalışıyorum, işe yaramıyor mu?"
"Seni affettiğimi söylemiştim."
Jake ona doğru döndü. Heeseung gülümsedi ve onun dudaklarına bir öpücük kondurup banyoya girdi.
~~~~~
İşi bitişinde Jake'i mutfakta buldu. Onun yanına gidip elini Jake'in beline attı. Kafasını Heeseung'a doğru döndürdü.
"Bu sefer doğru düzgün bir şeyler hazırlıyorum."
"Senin hazırladığın her şeyi yerim."
"Yuh."
Jake şaşkındı. Heeseung gülmeye başladı. Kahkahalarının arasından konuşmaya çalıştı.
"Neden bu kadar şaşırdın, güzelim."
"Benle flört etme, Heeseung!"
"Etmiyorum! Sana güzelim diyesim geldi."
Jake elindeki bıçağı masaya bırakıp Heeseung'a döndü. Kollarının onun omzuna yerleştirdi ve dudaklarını onun dudaklarına bastırdı. Heeseung bunu gülümseyerek karşıladı ve onu öpmeye devam etti.
Öpüşmeleri derinleşmişti ve Heeseung, Jake'in dudaklarını bırakmak istemiyordu. Onu kucağına aldı Heeseung. Masaya oturturdu. Dudakları Jake'in dudaklarından ayrılmış onun boynuna doğru inmişti. Jake onun omzunu sıkıp konuştu.
"Şimdi olmaz Heeseung-ah!"
Heeseung onun boynunu ısırmıştı. Onun acısıyla Jake onun suratına bir şaplak indirmişti. Heeseung arkaya doğru sendeledi. Jake'in vurduğu yeri tutuyordu.
Jake endişeyle masadan indi ve Heeseung'a yakınlaştı. Onun elinin üstüne kendi elini koydu.
"Üzgünüm, Heeseung! Aniden canım yanınca oldu. Bilerek yapmadım."
Heeseung elini çekti. Tokadı geçirdiği yer hafiften kızarmıştı. Jake gülümsemesini tutamadı. Heeseung'un görmesini istemediği için kafasını aşağıya eğdi.
Heeseung Jake'i yanaklarından tutup kafasını kaldırdı. Kaşlarını çatmıştı.
"Gülüyor musun sen?"
Jake dudaklarını birbirine bastırdı. Heeseung da gülümsüyordu.
"Boynundaki izi görünce ağlarsın."
Jake yinede gülmeye devam etti ve Heeseung'a sarıldı. Çok mutlu hissediyordu. Heeseung da gülümseyerek ona sarıldı. Hayatında yaşadığı en iyi dönemdeydi. Daha önce bu kadar mutlu olduğunu hatırlamıyordu.
————————————————————
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.