Yazım hatam olursa lütfen kusuruma bakmayın. :)
İYİ OKUMALAR!🌸
(Yazarın Anlatımıyla)
Genç adam bitkin bir şekilde karşısında duran eskiden çok sevdiği şimdi ise nefret ettiği kişiye bakıyordu.
"Yine ne istiyorsun benden? Yetmedi mi yaptıkların?"
Gizemli kişinin yüzünde küstahça bir gülümseme oluştu.
"Ben sana ne demiştim? Sorgulamak yok! Babanın canı yansın mı istiyorsun?"
Genç adam babasının adını duyar duymaz sinirden kıpkırmızı oldu.
"Bir daha beni babamla tehdit etme! Ne diyorsan yapıyorum işte. Daha ne istiyorsun?"
Gizemli kişi dönen koltuğunu çevirip genç adama arkasını döndü. Burada yalnızdı. Adamları yanında değildi. Sadece o ve kendisi vardı. Genç adam istese belinden çıkaracağı bir silah veya bir bıçakla onu şuracıkta öldürebilirdi. Ama onda bunu yapacak yürek yoktu. Babasının kılına zarar gelecek diye öyle korkuyordu ki ona dokunamazdı bile. İnsanların zaafı olması o kadar kötü bir şeydi ki... Kötüler onların zaafını dilediği gibi kullanabilir onlar ise korkularından gıkını çıkaramazlardı. Bu yüzden Gizemli kişinin en büyük korkusu zaafı olmasıydı. Eğer birine zaafı olursa, kendisi nasıl insanları kullanıyorsa insanlarda onu bu şekilde kullanabilirdi. Ama o buna izin vermeyecekti.
Gizemli kişi kasasının içinden bir kutu çıkarıp genç adama geri döndü. Kırmızı,kalp şeklindeki kutuyu masanın üzerine bırakıp arkasına yaslandı.
"Çok bir şey istemiyorum. Bu kutuyu istediğim yere sen bırakacaksın. Birde üstüne ve içine bir not yazacaksın o kadar. Gerisini ben halledeceğim."
Genç adam gözlerini kutudan ayıramıyordu. Böyle bir kutunun içinde ne olabilirdi ki? Bu kutuları daha çok insanlar sevgililerine veya eşlerine gönderirdi. Peki bu kutu kime gidecekti?
"Ne var bunun içinde?"
Gizemli kişide gözlerini kutuya dikip derin bir iç çekti. Yüzünde garip bir tebessüm vardı.
"Ayakkabı."
Genç adam afallamış görünüyordu. Çatık kaşlarıyla karşısındaki kişinin yüzüne baktı.
"Ne ayakkabısı? Ayakkabı ne alaka?"
Gizemli kişi hemen yüzündeki gülümsemeyi sildi. Zaten gülümsemesi gerçekten öteydi. Acı dolu bir gülümsemeydi. Ve o acıyı hiç sevmezdi.
"Sana bu kadar bilgi vermem bile hata. O yüzden daha fazla soru sorma. Al şuradan iki tane kağıt ve kalem."
Genç adam masanın üzerinde duran küçük not kağıtlarından iki tane aldıktan sonra hepsinin mavi tükemmez olduğu kalemlikten bir tanede kalem aldı.
"Söyle. Ne yazacağım?"
"Bir daha bana emir verme. Birinci kağıda sadece Deniz Akçay yaz."
Genç adam duyduğu isimle beraber kafasını kaldırıp karşısında duran kişiye baktı. Bir şey söylemek istedi ama o öyle tehditkar bakıyordu ki bakışlarından korktu,çekindi. Bir şey söyleyemedi.
"Y-yazdım. İkinci kağıda ne yazacağım?"
Gizemli kişinin yüzünde buruk bir tebessüm oluştu. Gözlerini duvardaki eski saate çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGENİN İNTİKAMI (ARA VERİLDİ)
Misterio / SuspensoBir intikam meselesi... Geçmişe dayalı öfke,kin,sinir,kıskançlık ve terk edilmişlik duygusu insana neler yaptırır? Büyüklerimizin yaptıkları hatayı hep mi masumlar öder? Bu hikaye masumların ödediği bedelin hikayesi, bu hikaye bir intikam hikayesi...