3

628 89 75
                                    

"Aloooo. Lix?"

"Ha, efendim?"

"2 haftadır aynısın ya. Kendine gel artık. Tamam bitti gitti. Başka zaman görürsün."

"Senin için demesi kolay. Changbin adını sordu, karşında kızardı falan. Senden mutlusu yoktur."

"Ayyyy eveeeetttt. Adımı sormuştu değil mi?"

Aşık aşık eriyerek koltuğa, yanıma zıpladı.

"Aman neyse. Kendine gel artık ölü gibisin. Arkadaşımı geri istiyorum ben."

"Nasıl ölü gibi olmayayım? Tek şansımdı belki de ve ben... Bense şu salak paniğim yüzünden nefesimi göremedim. Gitti nefesim işte. O arabayla gidiverdi. Ölürüm tabii. Nefessiz kalmışım nasıl ölmeyeyim?"

"Ay başladın yine yazar yazar konuşmaya."

Telefonunu eline alıp twitter hesabıma girdi ve bağırdı.

"OHA!"

"Ne var yine, bak kaldıramayacaksam söyleme."

"OĞLUM BANG CHAN TAKİBE ALDIĞINDAN BERİ BİR ŞEY PAYLAŞMADIN MI SEN?"

"Hayır. Yemedi."

"Bir şey çizdin mi?"

"Hayır, olmuyor."

"Başlarım şimdi sana. Kalk."

Kolumdan tuttu ve kaldırdı beni. Odama sürüklemeye başladı. Anahtarı aldı ve beni odaya kilitledi. Ne yapacağım ben bununla?

"Lan. Lan Min. Lan ne yapıyorsun amına koyayım?"

"Kal orada. Geri zekalı seni. Yeni çizime başladığını görene kadar çıkarmıyorum seni oradan. Aç susuz kal, köpek."

"Siktir git, psikopat oç."

"Aynen canım, aynen. Hadi işine bebeğim, hadi çocuğum."

Derin bir nefes. Ardından tüm çığlıklar yastığa. Birazcık da tepinmece. Tamamdır sinirimi attım. Manyak orospu ya odaya kilitledi resmen.

Seungmin dediğini yapar, beni çıkarmaz buradan diye düşünerek tabletimi açtım ve bir şeyler karalamaya başladım.

Yarım saatin sonunda sürekli silip başka bir şeye başlamam beni sinirlendirdi ve pes ettim. Olmuyordu işte. Onun tekrar görebileceği düşüncesi çizimlerimi sevmememe neden oluyordu. Mükemmel olmadan atmak istemiyordum. Görecekse mükemmeli görmeliydi. Fazla düşünür olmuştum.

Kulaklıklarımı taktım ve bir ay önce çıkan The Sound albümünü açtım. Müzikle çizmek işime geliyordu. Müziğe odaklanarak çalıştığım zaman düşünmeden çiziyordum hissettiklerimi. Bu tarz çizdiklerim güzel oluyordu genelde. Ne düşünüyorsam, ne hissediyorsam olduğu gibi çizimlerime yansıyordu.

Albümü açtım ve bekledim. Melodiler, sözler içimde bir şeyler çağrıştırana kadar bekledim.

The Sound. Bitti.

Battle Ground. Bitti.

Lost me. Bitti.

DLMLU. Başladı. Başladı ve işte aradığımı buldum. Başladım çizmeye. Hissiyatını ve verdiği vibeı kaçırmayayım, unutmayayım diye şarkıyı hemen loopa aldım.

Şarkının 4. kez bitmesine yakın taslağım tamamdı. Taslağı kaydedip tableti kapattım ve kulaklıklarımı çıkardım. Dışarı çıkma zamanıydı. Kolu indirdiğimde açılan kapıyla şaşırmıştım. Seungmin yarım saatten fazla ses çıkarmadığımı fark edince açmış olmalıydı.

SunshineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin